Niçin insanlar duyguları yüzünden cezalandırılır? Birini sevmek ceza mıdır? Birine karşı beğeni duygusu hissetmek, o kişiyi sevmek, onu arzulamak neden bir cezaya, bir ayıba sebep olsun?..
.
.
Bir erkeğin bir kadını sevmesi ne kadar olağansa; bir erkeğin bir erkeği sevmesi de o kadar olağan bir şey. Neden bu iğrençlik oluyor? Birini sevmek için
Kitap üzerine detaylı bir inceleme yapmak yerine olabildiğince kısa tutarak aklımda kalanları toparlamak niyetindeyim...
Tarık Tufan çok sık karşıma çıkan bir yazardı. Bu kitabı da hakkında edebi anlamda fikir sahibi olmak için alıp okudum. Okumaya sabah başladım ve günün büyük bölümünde dışarıda olmama rağmen gece bitirdim. Kitapta 1-2 sayfalık
Çarpık Nefret- Twisted 3- Ana Huang
Eveeet, bitirdim. Aslında planım yarın akşam bitirmekti ama bir anda 500 e gelmişim :D Hazırsak başlıyorum yorumlamaya let’s go..
İlk iki kitaba kıyasla daha keyif aldığımı hissettim. İsminden de anlaşıldığı üzere Enemies to Lovers bir kitaptı. İlk kitaptaki Ava’nın abisiyle, Ava’nın yakın arkadaşı Jules’ın
yine gece bir bucukta oturdum buna yorum yazdim cunku malim. mahallenizin komedyeni geliyor arkadaslar (bana gulen de ne bileyim)
cesit cesit mistik ozellik verdikleri quirky ana kadin karakterleri olmasaydi romcom sektoru:
(burasi bos cunku kastettigim sey romcom sektoru diye bir sey KALMAYACAGİ)
ayrica romcomlarda fmc icin cok farkli bir
Yazarın okuduğum ilk kitabıydı. Bu kitap benim için gerçekten özel bir kitap. Her gün insanın içindeki potansiyel iyi ve kötüyü düşünüyorum. Bunlara neler sebep oluyor, çevresel faktörler mi tetikliyor, diye düşünüyorum. Yani insanlar nasıl iyi ya da kötü oluyor? Bu neye göre değişkenlik gösteriyor? Çok merak ettiğim ve üzerine sürekli olarak
Ruhlar Dükkânı, gerçek adıyla Gerekli Şeyler, Leland Gaunt adında bir adamın Castle Rock'ta açtığı bir dükkânı ve müşterilerini anlatıyor. Gaunt iyi bir pazarlamacı: insanların en çok istediği şeyleri çok uygun bir fiyata onlara satıyor, ama karşılığında kasabadaki bir kişiye bir şaka yapmalarını istiyor. Kitap, bu şakaların bir araya gelerek sebep olduğu "şeyleri" anlatıyor.
Tipik bir Stephen King kitabı olarak: bol karakter, bol detay, finale doğru yükselen gerilim, ve hiç fena olmayan bir son. Bol karakter demek bu karakterlerin derinleşememesi demek, evet, ama yine de yazar belirgin çizgilerle bu karakterleri dikkat çekici hâle getiriyor. Yine de diğer eserlerindeki karakterleri düşündüğümüzde acaba hangisi hangi kitaba ait ve birbirinden farkları nedir, diye sorsak bilemeyiz, ya da ben bilemem, en sevdiğim eseri olan Mahşer'den bile karakter hatırlamıyorum. Bunun sebebi King evreninde çok fazla insan olması. Belki bu çok sayıdaki karakter fazla derinliğe sahip değil, ama bu kalabalıklar kesinlikle keyif veriyor, okumaya da doyum olmuyor. Ruhlar Dükkânı'nı okurken yine iyiler ve kötüler arasındaki savaşa tanık oluyoruz. Mahşer'de anlatılan buydu. O'da anlatılan buydu. Kujo'da anlatılan buydu. Falcı'da anlatılan buydu. Tekrar tekrar okuduğumuz hikâyeyi bir kez daha okuyoruz: daha kalabalık, daha eğlenceli. Bu sefer kurgu daha da keyif verici, eğlendirici, düşündürücü.
Sonuç olarak; başarılı bir Stephen King kitabı Ruhlar Dükkânı. Yazarı seven herkese öneririm.
Ruhlar DükkanıStephen King · Altın Kitaplar · 20201,569 okunma
KİMSESİZ-JUAN JOSE SAER,152 sayfa
Yazarla ilk kez tanıştım,ilk yarıya kadar gayet güzel giden kitap yarıdan sonra beni biraz sıkmaya başladı.Aklımda kalan sorular var ve kitapta buna bir açıklık getirilmemiş.Kitabın dili akıcı ama bölüm araları olmadığı için dikkat dağınıklığı olmaması açısından ara vermeden okunması gerekiyor,ben öyle