Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
176 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Hasat - Uyanış
Hasat uyanış İlk kitap can alıcı yerde bitmişti. Hasat durmuştu ama Alper ve arkadaşlarının başları daha büyük bir beladaydı şimdi ne yapacaklardı? Arkadaşlık, güven, sadakat, aşk, aksiyon, macera içerisinde her şey vardı bilimkurgu severler için güzel bir kitap. Sonunda beni ters köşe yapmasıda ayrı güzeldi okurken keyif aldığım bir kitap oldu. Alper, Musti, Hasan ve Fatih dünyada yapılacak hasatı durdurduktan sonra imparatorunda onları çok sevip güvenmesiyle sarayda çeşitli görevler alırlar her şey yolunda gidiyordu ta ki o güne kadar. İmparator öldürülür ve katil olarak Alper gösteriliyordu bir yanlışlık olduğunu düşünen arkadaşlar imparatorluğu terk eder ve başka bir gezegene giderler burada bir süre kalır olayların yatışmasını beklerler. Peki kim öldürmüştü imparatoru? Üstelik suçu Alper’in üstüne yıkacak kadar gözü kara olan bu kişi kimdi? Peki şimdi ne yapacaklardı? Son gibi görünen bu durum aslında sadece bir başlangıç mıydı? İmparatorun ölümünden sonra Kadaş’ın tekrar tahta çıkması söz konusu olur. Kralın kötü kardeşi Kadaş tahta geçerse bütün gezegenlere zarar verecekti. Dünyanın ve diğer gezegenleri kaderi Turuk ve arkadaşlarına bağlıydı. Turuk ve arkadaşlarının görevi çok zordu ama dünyamızın, gezegenlerin ve üzerinde yaşayan tüm canlıların kaderi onların elindeydi…
Hasat - Uyanış
Hasat - UyanışSerdar Özbey · Parana Yayınları · 20244 okunma
200 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Hasat - başlangıç
Hasat başlangıç Bilimkurgu sever miydiniz? Sizlere bilimkurgu, arkadaşlık ve aşk adına güzel bir öneri ile geldim 3 kitaptan oluşan Hasat serisinin ilkinden bahsedeceğim. Genç okurlar keyifle okuyabilir‍ Alper gözünü açtığında kendini bir mezarın başında bulur buraya nasıl ve ne şekilde geldiği hakkında hiçbir bilgisi yoktur. Evine döndüğünde anne ve babası yoktu, dönerler diye beklerken bir tuhaflık olduğunu düşünmeye başlar. Tuhaflıklar gün geçtikçe artar dünyada sanki kimse yoktur. Komşular, anne ve babası hiç kimse… Neler olduğunu bir türlü anlayamaz bu kadar insan nereye gitmişti? Böyle bir şey mümkün müydü cidden? Nereye gitmişti bunca insan neler olmuştu Alper’in hiç bir fikri yoktu. Neyse ki dostu Musti de yanındaydı. Peki şimdi ne yapacaklardı? Dünyada insan kalmış mı diye aramaya çıktıklarında karşılarına çıkanlar karşısında neler yapacaklardı? Dünyanın sonumu gelmişti? Yoksa birileri bir şey mi yapıyordu? İmparatorun emri ile dünya hasat edilmiş hiç bir canlı kalmamıştı dünyada. Bunca insan nereye gitmişti? Hasat edilmek de ne demekti? Ölmüşler miydi? Tüm soruların cevabı serinin ilk kitabı #HASAT #BAŞLANGIÇ da.
Hasat
HasatSerdar Özbey · Parana Yayınları · 202312 okunma
Reklam
Felek balta, kader kürek, ecel tırpanla Kuşatmış bitkisel hayatımı. Delirip aklimi düşsem vergiden, Feshedildi sadakat kontratı, Evraklara Truva tutmalı sürülüyor; Hasret stoklamaksa yasak Heder oldu romantik efor Bloke edildi şefkat, Prosedür gereği haşat olarak Cartayı çekmemiz şart Sevdiceğim gözyaşı averajı bizdedir.
İndirilmiş din - uydurulmuş din
İndirilmiş din bilgiyi ve bileni yüceltirken, uydurulmuş din onları küçümser ve horlar. İndirilmiş din, delile ve bilerek imana çağırırken, uydurulmuş din 'kocakarı imanına çağırır. İlki gökleri ve yeri, güneşi ve ayı, dağları ve denizleri, bulutu ve yağmuru okunması gereken birer ayet olarak takdim ederken, ikincisi 'mucize' uydurur. İndirilmiş din Allah'ı "dosdoğru bir yol üzere olan" ve "sorumlu davranan" bir Rab olarak sunarken, uydurulmuş din O'nu keyfi davranan, sağı-solu belli olmayan, ilkesiz ve kuralsız bir GÜÇ olarak sunar. İlki dünyayı "ekim yeri" ahireti "hasat yeri" olarak görürken; ikincisi dünyayı "köpeklerin talip olduğu leş", ahiret saadetini de şefaat ve torpille gelen 'beleş' olarak görür. Ama yine de 'leş'in büyüğüne konmaktan bir türlü vazgeçemez.
İnsanlığın varoluşu öncesine dayanan her ırk ve her doğal göçebe kavim, bir hasat ve bereket tanrıçasına tapar, onu tarlalarının ve bahçelerinin koruyucusu, aşk ve evliliğin hamisi kabul ederdi.
JANE MARYAM
youtu.be/nLmtfI1UtXQ?si=... kırmızı ve beyaz çiçeğim, ne zaman geliyorsun? küçük taç yaprağım, ne zaman geliyorsun? dedinki: çiçekler açtığında geleceğim dünyanın bütün çiçekleri açtı, ne zaman geliyorsun? meryem'im, aç gözlerini, söyle ismimi şafak vakti ve güneş doğdu tarlaya gitme zamanı geldi ah tatlı
Reklam
Bu benim hasat günümse eğer, tohumu hangi anımsanmayan mevsimlerde, hangi tarlalara ekmişim ?
Artık ürün yetiştiği ve hasat edildiği zaman, hiç kimse sıcak bir toprak parçasını eline alıp onu parmaklarının arasından aşağı akıtamayacaktı. Kimse ne tohuma elini sürecekti, ne de büyüsün diye hırsla başında bekleyecekti. İnsanlar yetiştirmedikleri şeyleri yiyeceklerdi. Ekmekle aralarında bir ilişki kalmayacaktı. Toprak, demirin altında eziliyor ve demirin altında yavaş yavaş ölüyordu. Çünkü toprak ne seviliyor ne lanetleniyordu; artık ona me dua eden ne de küfreden vardı.
Sayfa 46 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
Orta Köylüler
Orta köylüler, kırsal küçük burjuvazi olarak adlandırılabilir ve kırsal nüfusun yaklaşık yüzde on beş ila yirmisini oluşturur. Kendi kendilerine az çok yeterli olmalarını sağlayan toprakları bulunur. Bazı durumlarda, arazinin sadece bir kısmına sahip olup kalanını kiraya verirler ya da toprakları bulunmaz ve hepsini kiraya verirler. Fakat her
Sayfa 185Kitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.