Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.12
* Spoiler İçerir.
Önyargılardan uzak okunması gereken bir kitaptı. Kitabı okumaya başladığımda çok abes bulduğum Yeni Dünya hayatına nasıl da sempati duyduğumu ve Lenina ve Bernard Nex Mexico Ayrıbölgesi'ne gittiklerinde onlarla beraber Kızılderili yerli kabilelerin hayatını anlatışından nasıl rahatsız olduğumu farkettim. Yazar Bernard ve
Bülbül Bu. Takmış Kanatlarına Beni Gülümüze götürüyor...
Alevler dağ gibi. Mancınıklar kurulmuş. Etrafta binlerce insan. İbrahim ve kuş. Güya kuş İbrahim’i bu zalim durumdan kurtarmak için gelmiş. “Sen, minicik bir kuş, ben şu heybetli beden. Aşağıda dağ gibi alevler. Allah aşkına, sen beni nasıl kurtaracaksın?” “Kanatlarımla, haydi tutun gidiyoruz.” İbrahim’in yüzünde tebessüm: “Sen de biliyorsun ki o
~~Son Kuşlar|Sait Faik Abasıyanık~~
•O kadar çok tanımak istediğim yazar, okumak istediğim kitap var ki, zamana yenik düşüyorum. Hepsine yetişemeyeceğimi biliyorum, en azından her yazarın birer kitabını okumuş olayım diye kendimce bir çözüm buldum.
•İşte bu kitap da yazara ait okuduğum ilk kitaplardan biri oldu. Kitap kısa öykülerden oluşuyor.
Köklerinden koparılıp sürgün edilenlerin, benzer hikayelerle dolu Türk yurdunda hasretle yeniden sürgün verenlerin ve köklerinin peşine düşenlerin öyküsü Tuna'nın Türküsü.
Hayatımızdan gelip geçen bir insanın yokluğu bile ağır gelirken bazen, şahit olduğumuz yaşantıların toplamından çok daha fazlası olan 'vatan'ı yitirmenin ne demek olduğunu pek çok farklı karakterin ağzından dinliyoruz bu kitapta. Kurgu birden fazla koldan ilerliyor ve çok karmaşık hale gelmeden birbirine bağlanıyor. Tarihi bilgiler ve coğrafya, kurgunun içine gayet olağan bir biçimde yerleştirilmiş. Ne sırıtıyor ne de yetersiz kalıyor. (Eğer bir gün Balkan ülkelerini gezecek olursam mutlaka yanıma alacağım.)
Teşekkürü sona sakladım, kitabın önüne geçmesin diye. 1000k' da aldığım ilk hediye kitap. Üstelik iki kez. Sayın Mehmet Yılmaz ilkini imzalamayı unuttuğu için beni mahçup edecek bir incelikle ikincisini adıma imzalayarak gönderdi. Yazarına tekrar teşekkür ediyor ve çalışmalarında kolaylıklar diliyorum.
Şimdiye dek okumakta en çok zorlandığım kitap bu sanırım.Gerçekten gelgitli anlatımıyla, anı anını tutmayan curcunasıyla çok bunaltıcı ve yorucu bir okuma oldu benim için.Hatta o kadar ki 'acaba bende mi sorun' diyerek bir çok kişinin incelemesine baktım ve hemfikir olduğum çok kişinin olduğunu görüp rahatladım.
Sonun nereye varacağını anlamayacağınız ardıkesilmeksizin bir çok olay gerçekleşiyor.Hiçbir merak ve ilgi unsuruna rastgelmiyorsunuz.Belki bir yere varır diye sabır ve gayretle çevirilen her sayfa sanki bir döngü gibi benzer ve birebir yinelemelerle dolu.
Ne kadar bir açıklık getirircesine hikaye başlamadan yerleştitilen BUENDIA ailesinin soy ağacı da fayda etmiyor.Bu aileyi tanımaya kafanıza oturtmaya çalışırken hatlarınızın kısa devre yapacağını temin ederim.Hikayedeki kahraman bile kaç kere döngüden şaşırıyor.
Vurgulanmak istenen soyları yüzyıllarca ilerleyen Buendia bireylerinin çok kalabalık ve geniş bir aile olmalarına tezat bir şekilde her bireyin içine kapanık ve kendi içinde çok yalnız olmasıdır.Binbir karmaşanın içinde her birinin başka bir yana savrulmasıdır.
"Sanki dünya kendini yineliyor."
"Sanki zaman tersine dönmüş de yeniden ilk günlere gelmişiz gibi."
Açıkçası ben sevemedim ama büyük bir ilgi görmüş bir kitap belki almam gerekeni ben alamamışımdır ama siz yine de çok bir beklentiye girmeyin.
Keyifli okumalar...
80 syf.
·
Puan vermedi
Kitap, 2.Dünya savaşı sırasında Kırgız halkının yaşadığı zorluğa kısa bir şekilde değinir. Savaş insandan neleri alır... Fantastik bir kurgu değil, evinizin içindeymişcesine olan, olacak, olabilecek durumun öyküsüdür. Savaşa giden erkekeler, erkekesiz kalan köyün ağır yükünü sırtlanan kadınlar, sevdalar ve bekleyişler...
Aytmatov; bu öyküyü, aşk
