Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sabreden Ve Şükreden Hasta...
Bir mü'min hasta olduğu zaman, o kişinin sol omuzunda oturan ve sağlığında işlediği kötü amellerini yazan meleğe, Hak Teâlâ buyurur: "O kulumdan kalemi kaldır. Doğrusu o benim bağımsız." Sağ omuzunda oturan ve hayırlı amellerini yazan meleğe de şöyle buyurur: "Sağlığında işlediği amellerini yaz."
Hep birlikte "istemiyoruz".
Sovyetler Birliği’ndeki iktidarın pastoralleşmesinden de söz edilebilir. Partinin bürokratikleştiği kesindir. Aynı zamanda partinin pastoralleşmesi de söz konusudur ve aykırılığın, aykırılık adı altında toplanan politik mücadelelerin en önemli boyutu, yönlendirilmenin reddidir. “Bu selameti istemiyoruz, bu insanlar tarafından ve bu araçlarla kurtarılmak istemiyoruz”...“Bu insanlara itaat etmek istemiyoruz...Bu itaat pastoralliğini istemiyoruz. Bu hakikati istemiyoruz. Bu hakikat sisteminde sıkışıp kalmak istemiyoruz. Bizi sürekli yargılayan, bizim aslında kim olduğumuzu, hasta mı sağlıklı mı, deli mi akıllı mı olduğumuzu bize söyleyen bu sürekli gözetim ve inceleme siteminde sıkışıp kalmak istemiyoruz.”
Sayfa 179 - İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.
Reklam
Sultan II. Abdülhamit tahttan indirildi. Padişahın her ihtimale karşı, satın alıp üzerine tapuladığı stratejik yerler (Filistin bölgesinin Mescid-i Aksa çevresi, Musul ve Kerkük'ün petrol bölgeleri) acemi İttihatcılar tarafından İngiltere'ye peşkeş çekildi. İsrail kuruldu, Balkanlar'daki topraklar elden çıktı, Arap âlemi paramparça edildi, petrol yataklarına el konuldu. Böylece İngiltere ve müttefikleri, ilk büyük hedeflerine ulaşmış oluyorlardı. Bu süreçte Osmanlı, İngiltere ile müttefiklerinin kışkırtmaları sonucu patlayan isyanlarla ve savaşlarla boğuşa boğuşa, toprak ve nüfus kaybede kaybede küçüldü. Nihayet Batı (önce Rus Çarlığı) alnımıza "Hasta Adam" damgasını vurup son öldürücü darbeyi indirmek üzere, ordularını Çanakkale'ye yığdı. Fakat olmadı, 250 bin şehit vererek Çanakkale Savaşları'nı kazandık. Ardından Kut'ül-Amare Zaferi geldi... Akılları durduran bu başarılarımız, İngiltere ile müttefiklerini birazcık sarsti ama tümüyle durduramadı. En sonunda Mondros Mütarekesi'ne dayanarak Osmanlı'nın başkentini işgal ettiler... Fakat yirmi yıla yakın zamandan beri cephelerde çelikleşen Osmanlı ordusuyla savaşmanın ne anlama geldiğini Çanakkale'de görmüşlerdi; bunu göze almak yerine taşeron kullanmayı tercih ettiler ve Yunanistan'ın İzmir'e çıkmasını sağladılar. Ne de olsa maşa varken, ateşi elle tutmanın mantığı yoktu.
Son yıllarda yapılan uluslararası IQ değerlendirmelerinde ne yazık ki Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının IQ ortalaması 89 ile 90 arasında bulunmuştur. Bunun nedeni "basittir: Türkiye rahat besleyebileceğinden fazla bir nüfusa sahiptir ve bu nüfus her yıl adeta patlama şeklinde artmaktadır, Türkiye'de eğitim her düzeyde çok, ama çok
Sayfa 14
..eğer bir nüfus geleneksel inanç ve uygulamaları yıllar boyu sürdürmüşse, bu inanç ve uygulamaların hayatlarında önemli bir rol oynaması gerektiği fikrinde ısrarcı olmak yanılgıdır. Geleneksel inanç ve uygulamalar faydalı olabilir, hatta önemli adaptif mekanizmalar olarak hizmet de edebilir, bununla birlikte zayıf, zararlı ve hatta bazen ölümcül dahi olabilirler.
"Eğer bir nüfus gelenek ve inanç uygulamalarını uzun yıllar sürdürmüşse, hayatlarında önemli rol oynadığı fikrinde ısrarcı olmamak gerekir."
Reklam
Havf'ın Recası...
"Şeyh Zünnûn-ü Mısrı'ye sordular: — Allahu tealâ'ya ne ile eriştin? Şu cevabı verdi: — Korku ile hasta oldum. Şevk ile yandım. Aşk ile öldüm ve Allahu Tealâ ile dirildim."
Nasıl ki hiçbir nüfus çevreyi sömürmek için optimal bir yol henüz bulamamışsa, işte bu yüzden bütün nüfusun üyelerinin bir optimal çevre sömürüsünün nasıl yapılması hakkında hemfikir oldukları muhtemel değildir.
113 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.