_Schopenhauer: Fizyonomi bilimi, yüzden kişiliği okuma sanatıdır. Bir insanın çehresinin şekli şemali, ikiyüzlülüğün hakim olamadığı yegâne sahadır. Her insanının çehresi bir haritadır. Bir insanın çehresi, dilinden daha ilginç şeyler ele verir çünkü onun yüzü, söyleyip söyleyebileceği her şeyin özetidir. Dil bir insanın sadece düşüncelerini ele
*_Düşünce_
_Buda: Her şey düşüncedir. Ne düşünüyorsak o oluruz. Bize düşüncelerimiz şekil verir. Hepimiz düşüncelerimizden doğarız. Bu dünyayı yaratan, zihnimizdir. Bu dünyayı bir hava kabarcığı, bir serap gibi düşün. Dünyayı böyle gören kişiyi ölüm görmez. Biz, içselliğimizin meyvesiyiz. İçimizde ne varsa biz oyuz. Bizi biz yapan zihnimizdir.
_Spinoza: Anlamak, sevmenin başlangıcıdır.
_Leonardo da Vinci: Anlamadığın bir şeyi, ne sever ne de nefret edersin.
_Marki de Sade: İnsanın anlamadığı ve bilmediği bir şeyden hoşlanmaması kadar doğal bir şey olamaz.
_Gazali: Bir şeyi sevecek ya da düşman olacaksan, onu bilmen gerekir.
_Freud: Sevmek için anlamaya gerek yok çünkü insan duygusal
Benim Ölümüm [Ma mort]
Ölüm, “duvar”ın öte yanındakilerden olduğu için hiçbir şekilde insani olmayan şey gibi görünürken, sonra bir anda bambaşka bir bakış açısından düşünülmeye, insan yaşamının bir olayı gibi ele alınmaya başlandı. Bu değişiklik çok açık bir biçimde anlaşılır: ölüm bir terimdir ve her terim (ister sonuç, ister başlangıç terimi
Yargı bir sevme kusurudur. Sevmeyi zorlaştırır, yanlış yönlendirir, manipüle eder, sarsar, geciktirir, hata yaptırır ve bütün bunların sonunda da tabii ki mutsuz kılar.
Karşı tarafı değil, sizi mutsuz eder.
🗣️ Algı ve Etkileri
Bir insanın bir yönü ile ilgili algımıza dayanarak oluşan izlenimi, gözlemlenmiş olan başka yönlerine aktarmaya psikolojide etki denir.
Yargılarımızı yönlendiren ilk yargı da denebilir.
Kişilerin bir tek olumlu veya olumsuz özelliklerinden yola çıkarak o kişi hakkında haksız bir kanıya varma hatası olarak da tarif etmekte
Gerçek gündeme dönersek...
ÖYLE ANLAŞILIYOR Kİ, HADİS VE SÜNNETİN ARASININ AYRILMASI KAÇINILMAZ
Hadis ilmi açısından yani tarif bakımından hadis ile sünnet aynı kabul edilmiş, farklı bir tarif yapılmamıştır. Bu durum, ilmin yöneldiği amaç bakımından tutarlıdır. Zira hadis ilmine göre mesele Peygambere isnat edilen rivayetlerin ona ait olup