Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mustafa Furkan Çoban

"Cahillik, gerçek ve sağlam bir duyarlılıkla birlikte olduğunda, ölümden de acı olur. Olayları yoğun olarak hisseden ama onları değerlendiremeyen duyarlı bir çocuk, güneşin altındaki en mutsuz yaratıktır, çünkü iki güç arasında bölünmüş durumdadır : Birincisi, onu yükseklere çıkarıp, ona düşlerin arasından varoluşun güzelliğini gösteren görünmez güçtür; öbürü, onu dünyaya bağlayıp gözlerini tozla dolduran, içine korku salan ve karanlıklara terk eden görünür güçtür."
Reklam
-Kaç yıldır evlisin sen, Zemberekkuşu? +Altı yıl. -Tüm bu sürede televizyonsuz mu yaşadın? +Öyle. İlk başta alacak paramız yoktu. Sonra onsuz yaşamaya alıştık. Sessizlik hoş oluyor. - Herhalde birlikte mutluydunuz. +Neden böyle söyledin? May Kasahara yüzünü buruşturdu. -Ben, televizyon olmadan tek bir gün yaşayamam da. +Mutsuz olduğun için mi? Soruma yanıt vermedi...
Sayfa 228Kitabı okudu
Ama bir kusuru vardı - ki bu tür kadınlarda sık rastlanan bir kusurdur bu - inanılmaz derece de kendini beğenmişti. Kişisel değerler konusunda hiçbir kavrama sahip olmadığından, ancak genellikle yaygın önyargıları benimsemekle yaşamdaki yerini belirleyebiliyordu. Kafasında tek bir düşünce yapısı vardı : "Nasıl bir intiba bırakıyorum?" Hepsi bu kadardı işte. Bu yüzden, dar görüşlü, sinirli yaradılışta, sadece ve sadece oğlunun öğrenimiyle ve kocasının toplum içindeki yeriyle ilgilenen bir kadın olup çıkmıştı.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"İnsanlar arasında eşitlik yoktur, yaratılış gereği" dedi bana. "Okulda bize, ilke olarak insanların eşit oldukları söylenir, ama boş bir laftır bu. Japonya, yapısal açıdan demokratik bir devlettir, aynı zamanda da, güçlülerin zayıfları yuttuğu acımasız bir sınıf toplumudur. Eğer kalburüstü değilsen, bu ülkede yaşamanın bir anlamı yoktur. Kendini bir değirmende öğüttürmekten öte bir şey gelmez elinden. İşte bunun içindir ki, insanlar hiç olmazsa bir basamak daha yükselmeye çalışırlar. Japonlar bu toplumsal açıdan yükselme isteklerini yitirirse, o zaman ülkenin işi bitik demektir."
"-Bak insan istediğini hiçbir zaman elde edememeye alışınca,sonunda gerçekten neyi istediğini bile bilemez oluyor. ... -Belki şimdiye kadar böyleydi ama bugün, artık çocuk değilsin ve yaşamını seçmeye hakkın var. Eğer bir kedin olsun istiyorsan, böyle olmasına izin verecek bir yaşam seçebilirsin. Bu kadar basit. Buna hakkın var değil mi ?"
Reklam
#yaldız
"Aynı kelimeler (seni seviyorum gibi) söyleniş biçimine bağlı olarak sıradan yada olağanüstü olabilir. Bu söyleyiş biçimi, kişinin iradesinin dışında sözlerin ne kadar derinlerinden kopup geldiğine bağlıdır. Ve garip bir uyumla, bu sözler dinleyenin de içinde aynı derinliklere gömülür. Böylece dinleyen, eğer içinde bir parça sevgi varsa, sözlerin taşıdığı değeri sezecektir."
#Yaldız - Kardeşlik Sevgisi
"Tüm sevgi çeşitlerinden önce var olan, en temel sevgi kardeşlik sevgisidir. Kardeşlik sevgisinden kasıt da bir başka insana gösterilen sorumluluğu, ilgiyi saygıyı, onu tanımayı, onun yaşamını sürdürmesini istemeyi kastedilmektedir...Kardeş sevgisi hepimizin bir ve aynı olduğu düşüncesine dayanır. Hüner, zeka, bilgi farklılıkları tüm
#yaldız
"İnsanların çoğu sevginin yetiyle değil, nesneyle oluştuğuna inanır...Sevginin bir eylem, bir ruhsal güç olduğunu göremez, sadece tüm gerekli olan şeyin doğru nesneyi bulmak olduğuna inanır. Her şey buna bağlı olarak kendiliğinden oluverecektir. Bu tutum resim yapmak isteyen fakat sanatı öğrenmek yerine en uygun nesneyi beklediğini, onu bulduğu zaman son derece güzel bir resmini yapacağını söyleyen kişinin tutumuyla aynıdır." Fromm sevginin bir yeti olduğunu söylüyor bu bence doğru ancak tam olarak açık değil. Sevginin Yaradan tarafından insanın mayasına konulmuş olduğuna inanıyorum. Dolayısıyla sevgi her insanda kalpte var olan asli bir unsur. Sevmek de insanın en doğal yetilerinden birisi oluyor.
#yaldız
"...Araştırmalar belli nevrozların, örneğin saplantı nevrozunun tek yanlı baba bağlılığından, histeri, alkolizm, kendini kabul ettirememe, yaşamın gereklerini kavrayamama ve ruhsal çöküntü nevrozlarının ise ana yönelimli olmadan kaynaklandığını göstermiştir."
#Nişan
"Yetişkin insan dıştaki anne ve babadan kurtulmuş, ama onları içinde yeniden oluşturmuştur...Kendini sevebilme yetisine yönelik bir anne güdüsü, akıl ve yargı güdüsüne göre de bir babalık güdüsü oluşturmuştur...Yetişkin bir insan bu annelik ve babalık güdülerinin ikisiyle birlikte sever. Eğer kendine sadece babalık güdüsünü ayırırsa şefkatsiz ve haşin olur. Sadece analık güdüsünü yeşertirse yargılama gücünden yoksun kalır ve hem kendisinin hem de başkalarının gelişimini engeller.
Reklam
#yaldız
"Baksana," diye guruldadı Morla, "biz yaşlıyız ufaklık, çok yaşlı. Yeteri kadar yaşadık. Çok şey gördük. Bizim kadar çok bilenler için hiçbir şey önemli değildir artık. Her şey durmadan yinelenir, gece gündüz, yaz kış,. Dünya boş ve anlamsızdır. Her şey bir çemberde döner durur. Gelen gitmek, doğan ölmek zorundadır. İyilikle
Sayfa 73 - MorlaKitabı okudu
"İmkansızlıklarla karşılaşan bir insanın tepkisi genellikle gerçeklikten uzaklaşmak olur; sanrılar dünyasına adım atar,alkole sarılır, isteri krizlerine girer yada kendini köprüden aşağı bırakır. Hepsi aynı kapıya çıkar, kişi, durumla yüzleşmekten kaçıyordur. Robotlarda da bu durum böyle. Mümkün olan en hafif dilemmalar bile rölelerinin yarısını bozabilir, ağır dilemmalarda ise pozitronik beyin tamamen yanar, bir daha da tamiri mümkün olmaz."
Sayfa 158Kitabı okudu
"Sevgi dünyasına ister kendi kendine, ister kılavuzla ulaşmanın: Bu dünyanın güzelliklerinden başlayacaksın, hiç durmadan basamak basamak yüce güzelliğe yükseleceksin, bir güzel bedenden ikisine, ikisinden bütün güzel bedenlere, sonra güzel bedenlerden güzel işlere, güzel işlerden güzel bilgilere, güzel bilgilerden de sonunda bir tek başına var olan salt güzelliğe varmaktan, asıl güzelin özünü tanımaktan başka birşey değildir."
"Bu insanlardan biri ta genç yaşından beri içinde bu değerlerin tohumunu bir tanrı gibi taşıyorsa, olgunluk çağında canı doğurmak, yaratmak arzusu ile yanar. İşte asıl o zaman bence sağa sola başvurup, hangi güzellik içinde doğuracağını araştırır. Çirkinlik içinde doğuramaz hiçbir zaman. Bu arzu ile yükü oldukça, çirkin bedenlerden çok, güzel bedenlere yönelir, onlar arasında güzel, cömert, soylu bir cana da rastladı mı, bu iki güzelliğe birden vurulur, böyle bir varlık karşısında dili çözülüp, ona erdemi, iyi insanın nasıl olacağını, neler yapacağını anlatır, kısaca onu geliştirmeye çalışır. Güzelle düşüp kalkma, ona çoktan beri canından taşıdığı tohumu geliştirmek, filizlendirmek imkanı verir; yanında, uzağında hep onu düşünür, aralarında doğan birlik baba ile çocukları arasında bağdan, sevgiden çok daha üzgün, çok daha kuvvetlidir; çünkü o ikisi daha güzel, daha ölmez varlıklar yaratmak üzere birleşmişlerdir."
"Bilgisizlik neden kötüdür ? Cahil kişi güzellikten, iyilikten, akıldan yoksunken, hepsini kendisine toplamış sanır da ondan. Yoksun olduğunu bilmeyen kimse ne diye kendinde olmayanın peşine düşsün ?"
42 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.