Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Adem, Havva ve yılanın insanlığımızın farklı yüzlerini temsil ettiğini görebiliriz. Yılanda isyankarlık ve beşeri ilerleme için büyük önem taşıyan her şeyi sorgulamaya yönelik aralıksız ve dayanılmaz bir isteği; Havva'da bilgiye açlığımızı, tecrübe etme arzumuzu ve yasaksız bir yaşama duyduğumuz özlemi görüyoruz. Epey pasif bir figür olan Adem, eylemlerimizin sorumluluğunu alma isteksizliğimizi sergiler.
İman özgürlük bilgisidir. İman ne kadar parlarsa hürriyet de hürriyet özlemi de o kadar ziyadeleşir.
Sayfa 218Kitabı okudu
Reklam
92 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 saatte okudu
Kamurân Şipal çiçeklerin, eski bayramların ve aşkların dünyasından bir eski zaman masalı anlatıyor Dua Çiçeği'nde. Kırık bir aşk hikayesi olan, çocukluğun yoğurduğu geçmişi merkezine alan bir roman. Aynı zamanda geçmişin naifliğini ve özlemi dile getiriyor. Kahramanımızın adı bilinmiyor, çocukluğundan beri hayatında onu yoğuran bir nevi şekillendiren kadınlarla olan ilişkileri anlatılıyor daha doğrusu kadınlar ve kızların dünyasında hayatı keşfeden bir delikanlı. Bu kadınlar annesi, çocukluğunda çok sevdiği ama evlenmesiyle ayrılmak zorunda kaldığı Havva ablası, teyzesinin kızı, arkadaşının kızı Betül, ilk aşkı Fadime, arkadaşı Fadime’nin kızı Seher. Kitabın sayesinde bir bitkiyle de tanışmış oldum: Dua çiçeği. Bitki ismini yaşadığı fiziksel değişimden alır. Güneşin batması ve gecenin gelmesiyle beraber çiçek, dua eden bir kişinin ellerini andıran bir görünüme bürünür. Kalemle çizilmiş gibi yapraklarıyla adeta bir sanat eserine benzeyen dua çiçeği yaşam alanlarına ferahlık katar. Kısacık olmasına rağmen dolu dolu bir kitap. Kahramanın içsel ve geçmişe yolculukları ara ara yordu. Fakat genel olarak konusunu, yalın, saf anlatımını sevdim. Kitabın bir yerinde kahramanımız dileğinden bahsederken, şöyle bitirir: “ Bu kadarcık!” Benden de bu kadarcık olsun, umarım ilginizi çeker ve kitabı okursunuz.
Dua Çiçeği
Dua ÇiçeğiKamuran Şipal · Yapı Kredi Yayınları · 201863 okunma
Yeryüzünde cennet özlemi, insanlığın tarihi kadar eskidir aslında. Bu yeryüzü cennetlerinin başlıca nimetlerinden biri de, varın yoğun herkes arasında ortaklaşa paylaşılmasıdır. The Land of Cokayne adlı on dördüncü yüzyılda yazılan ve şairi bilinmeyen bir İngiliz şiirinde, şöyle denilir: "Ne kavga var, ne de savaş; sonsuz bir yaşam aldı
.. Bertrand Russell'ın bahsettiği üç temel tutkuyu taşıyor diye düşündüm : Aşk özlemi . bilgi arayışı ve başkalarının hüzünlerini sırtında taşıma eğilimi .
Sayfa 416Kitabı okudu
Bir parçası Havvada kalan Adem, eşinde vaktiyle kendisine ait olanı seviyor, onu özlüyordu aslında. Havva nın sevgisi ve özlemi ise geldiği yere karşıydı
Reklam
İnsan bir konuda ne kadar az bilgili olursa o kadar duygusal ve öfkeli olur. Ritüeller önemlidir küçümsemeyin. Hiçbir şey putlaştırılmamalı , yoksa dogmaya dönüşür. İnsan hangi noktada suça ortak olurdu ? Aktif bir şekilde rol aldığında mı yoksa pasifte bilmezden geldiğinde mi ? Herkesle iyi geçinmedim , herkesle iyi geçinmek için hava gibi olmak lazım renksiz vücutsuz edilgen...Ve bazen edilgen kalmak , hata işlemekten daha vahimdi... 3 temel tutkunun arasında sıkışmak: aşk özlemi, bilgi arayışı ve başkalarının hüzünlerini sırtında taşıma eğilimi!
174 syf.
10/10 puan verdi
Üsküdarlı ~ Öznur Nizam Piantoni Kader, hayatın bize sunduğu sürprizlerin anahtarıdır. Bazen bizi ummadığımız yerlere götürür ama sonunda hep bir nedeni vardır. Hayatımızın dokusunu örer ve biz onun rengârenk desenlerinde yol alırız. Gül'ün hikâyesi, 1896 yılında Adapazarı'nın Süleymanbey köyünde erkek olması umuduyla kapıda dört gözle
Üsküdarlı
ÜsküdarlıÖznur Nizam Piantoni · Luna Yayınları · 202314 okunma
Buraya kadar olan tarihsel araştırmamızda insanoğlunu, mitolojisini gözden geçirmek zorunda bırakan belli başlı entelektüel, tinsel ve toplumsal devrimler üzerine yoğunlaşmış bulunuyoruz. Eksene! Çağ sonrasında binyılı aşkın bir süre karşılaştırılabilir hiçbir değişim dönemi yaşanmamıştır. Tinsel ve dinsel konularda bugün hala Eksene! dönemin
_Olmak sözüyle, kişinin hiçbir şeye sahip olmadığı ve istek de duymadığı, yaratıcı bir varoluş biçimini anlatmak istiyorum. _Sahip olmak(olmamak) eğilimi, yaşamlarının ana konuları; para hırsı, şöhret ve yönetim gücüne erişmek olan batı toplumlarına özgüdür. _Sahip olmak eğilimindeki bir insan, mutluluğu başkalarına üstün olmakta ve fethetme,
Reklam
Peri'nin aklından geçenler de, içinde bulunduğu badireden de habersizdi Azur. "Seninle tanıştığımda" dedi, "bu kız bunun farkında değil ama içinde Bertnard Russell'ın bahsettiği üç temel tutkuyu taşıyor diye düşündüm: Aşk özlemi, bilgi arayışı ve başkalarının hüzünlerini sırtında taşıma eğilimi."
Sayfa 418 - Doğan Kitabevi Karakterleri: Peri, Şirin, Mona, Azur, Mensur, Selma,Adnan,Umut,Hakan..
Adem ile Havva..
herkes arayandır lakin aŞk ile arayan azdır.. bir kere aŞkta aŞkla uyandığında ne yere sığabilirsin nede göğe sadece bir gönüle.. Erkek, bir şeyin tıpkı kendisini sevmesi gibi, kadına sevgi duydu kadında tıpkı bir şeyin vatanına özlem duyması gibi erkeğe sevgi O ancak onun eksik parçasıydı Adem’in Havva’ya özlemi bütünün parçaya özlemiydi Havva’nın Adem’e özlemi sıla hasreti.. Adem Havva’nın adına arzu dedi Havva Adem’in adına emin Birlikte Bir oldular Bir’i buldular, zaten tüm ikilik Bir’i bulsunlar diyeydi. Buluşunca yitirdikleri cennetten bir parça buldular. Bir olunca da cenneti buldular. Ne varsa Bir’deydi, her şey o Bir’in içindeydi, yola birlikte koyuldular.. Biri diğerine aynaydı. Yitik cennete hep o aynada baktılar. Gördükleri ne kendileriydi, nede bir diğeri, gördükleri ikisiydi, o aynada ikisi Bir şeydi. Umuttu biri birine, birbirlerinin gözlerinde Ona baktılar. Bir’i düştüyse diğeri kaldırdı. Bir’i korktuysa diğeri sarıp sarmaladı.. Bir’den kopmuş birer ince sızıydı ikisi erkek kadının gurbeti kadın ise erkeğin vatanı, her şeyi..
“Seninle tanıştığımda” dedi, “bu kız bunun farkında değil ama içinde Bertrand Russell’ın bahsettiği üç temel tutkuyu taşıyor diye düşündüm: Aşk özlemi, bilgi arayışı ve başkalarının hüzünlerini sırtında taşıma eğilimi.” Peri’nin yüzü bulutlandı. “Her üçü de mevcuttu sende” dedi Azur. “Aşka duyduğun hasret engindi. Öğrenmeye ve bilime olan saygın da. Başkalarına duyduğun merhamet derindi, bazen kendini hiçe sayma pahasına. Kaygılandım senin için. Ama aynı zamanda kızdım belki de sana. Sende bir zamanlar tanıdığım bir kadını gördüm.”
9. BÖLÜM SONSUZ SABIR Bir zamanlar cennet meyvesini işitmiş olan bir kadın vardı. Ona tamah etti. Adına Sabar diyeceğimiz bir dervişe sordu, “Bu meyveyi nasıl bulabilirim ki böylece mevcut bilgiye erebileyim? “Sana verebileceğim en iyi tavsiye benimle çalışman olur,” dedi derviş. “Fakat böyle yapmazsan, kararlı bir şekilde ve bazen yerinde
Bu güzel metaforların şifresini kendi başına çöz; derinlemesine düşün onlar hakkında. Bu yüzden hikayeler üzerinden konuşuyorum. Onlar üzerinden hiç kimse konuşmamıştı. Niçin ben bu küçük hikayeler üzerinden konuşuyorum? -sadece nasıl düşüneceğine dair sana birkaç ipucu vermek için. Bunlar bu hikayeler üzerine yapılan yorumlar değiller; ben bir
46 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.