Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Faik Baysal
Muharrem Dayanç
Muharrem Dayanç
: "Türk edebiyatında en çok ilgimi çeken bahislerden biri “yazarlar ve anneleri”dir. Konu bu kadar genel değil elbette bahsi biraz daha daraltarak söylemek gerekirse “küçük (hatta çocuk) yaşta annesini kaybeden yazarlar”dır. Başlangıçta Tevfik Fikret (12), Ahmet Hâşim (7), Yahya Kemal (13), Ahmet Hamdi Tanpınar (14), Ziya Osman Saba
Zihin Toparlamaca
Bel fıtığı ameliyatımın üzerinden bir ay geçti. Zannettiğimden, beklediğimden daha yavaş olsa da bedenen toparlanırken zihnen de toparlanmam gerekiyor, diyerek kitabın kapağı açıldı. Aslında bir diğer sebep de; arada bir gelen, acaba fıtık tekrarladı mı, ameliyat başarısız mı oldu, diye beni siterese sokan ağrılarımın olmadığı zamanlarda, oturmam
Reklam
RİSALE-İ NUR’UN İÇYÜZÜ) ABDULLAH TEKHAFIZOĞLU
İbn Kayyım el-Cevziyye, İgasetu’l-Lehfan fi Mesayidi’ş-Şeytan adlı eserinde der ki: Peygamberlerden başkaları, şahsî düşüncelerinde ve ilhamlarında hata da ederler, isabet de. Onların zan ve ilhamları, düşünceleri ve hatıraları 80, Allah’ın kulları için delil ve hüccet niteliği taşıyamaz. Allah’ın ilhamına mazhar olanların sadatı, ashab-ı
Hayat kağıt üzerine dökülen mürekkebe benzer. Her kelime gizli bir ruh halini yansıtır. Her cümle derinliklerimizdeki sessiz çığlıkları dile getirir. Yazmak ruhumuzdaki labirentlerde yolculuğa çıkmaktır. Kelimeler varlığımızın en karanlık köşelerine ışık tutan meşalelerdir. İçimizdeki dünyayı keşfettikçe insan olmanın anlamını ve karmaşıklığını gözler önüne sereriz.
Çünkü hayat bir tarafı mutlaka âteş olan bıçağın sırtı. Bir tarafı su bir tarafı âteş, bir tarafı uçurum bir tarafı yine âteş hayatın. Âteşe düşer dengeyi kuramayan, eğer suya düşmüyorsa. Âteş olup göğe yükselir dengeyi bozan eğer uçuruma yuvarlanmıyorsa. Âteş dengenin kaçınılmaz muhalifi. Denge bıçağın ağzı. Bir tarafı âteşe bakıyorsa dengenin, mutlaka mumdan gemi, âteşten deniz, alevden dalga öyküleri. Ve âteş, dengeyi alt üst edici tadil dirhemi. Âteşle muaşakanın nam-ı diğeri denge bozma oyunu. Çünkü âteşin lügatinde dengenin harfleri yok. Âteş yakıcı. Âteş göz alıcı. Âteş cesaret. Âteş nisbet. Âteş var oluş. Âteş yok oluş. Hissediş âteş. Arınma âteş. Âteş nihayet. Âteş bidayet. Âteş cesaret. Âteş hürriyet. Denge itidal. Denge emniyet. Denge esaret. Peki hangisi? Âteş mi, denge mi? Âteş yaşamak, denge yazmak. Zor seçim. Hem âteş hem denge yok. Âteş deryası üzerinde denge hatıra gelmeyen bir sözcük kadar rahatsız edici. Hatıra gelmeyen bir sözcük kadar emniyetli. İçimden uçup giden bir sözcük kadar hain. İçimdeki bir gül kadar ikna edici. Güneşin battığı yere doğru savuruyorum bildiğim âteş redifli en serin şiiri. Ve unutuyorum denge üzerine yazılmış bütün denemeleri. Âteşle temizliyorum bütün kirleri.
Nazan Bekiroğlu
Nazan Bekiroğlu
Fundamentals of Rumi's Thought A Mevlevi Sufi Perspective’in Önsözü
academia.edu/116271428/Funda... Aşağıdaki yazı Fethullah Gülen'in Şefik Can'ın yazdığı "Mevlâna: Hayatı, Şahsiyeti ve Fikirleri" (Fundamentals of Rumi's Thought A Mevlevi Sufi Perspective) kitabının İngilizce çevirisine yazdığı önsözle
Reklam
Fethullah Gülen ve Şefik Can
academia.edu/116271428/Funda... Aşağıdaki yazı Fethullah Gülen'in Şefik Can'nın kitabına yazdığı önsözle ilgili... Abdullah Aymaz'ın kaleminden okuyalım. 1910 yılında Erzurum'da müderris Tevfik Efendi ile Gülşen Hanım'ın oğlu olarak
wahrhaftig...
Okumaksızın geçen boş zaman bir tür ölüm, insanın canlı canlı gömülmesidir. Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine, Arthur Schopenhauer
Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine
Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine
Arthur Schopenhauer
Arthur Schopenhauer
Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine
Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine
Sabuklamaya Karşı Abuklama
Kadın da kadın, kadın da kadın. Ne kadınmış be, Virginia Woolf bu kadar ekmeğini yemedi feminizmin. Üç küçük paragrafın kelime popülasyonunun çoğu, 'kadın' ve 'inanç' üzerine inşa edilmiş. Sanırım yazar olmak, anlatılan karakterin canı acıdığında, acıyı yazmak yerine 'ah' diye bağırmak olarak anlaşılıyor. Yoksa bu kadar 'kadın' ve 'inanç' kelimesine maruz kalmak yerine kadını ve inancı anlatan bir derinlikte gark olabilirdik, ki böyle bir şeyin olması için ortada bir fikir olması gerekirdi maalesef dillere pelesenk olmuş sözlerden başka ortada bir şey yok. Bu iletiden sonra kadın düşmanı ilan edilebilirim. Yöntemleri hiç değişmez ama ben istiyorum ki böyle şeylere gerek olmasın. Konuşurken hangi fikrin sancağını taşıdığımızı bilelim. Birileri diyor diye gaza gelmeyelim, başkaları dedi diye onu sorgusuz sûalsiz kabul etmeden önce ilk önce bu ne kadar 'ben'den izler taşıyor diye bakalım. Aksi hâlde olan şey başkalarının yanlışlarından çıkan doğruları, kendi doğrularına yanlış eylemek olacaktır. Günümüz edebiyatının en büyük sorunlarından birisi de herkes 'yazan' ama 'yazar' yok ve maalesef, çoğu kişide yüksek irtifasından göremediğim bir girişimcilik özgüveni var. Keşke bu girişimciliği, edebiyatın içinden geçerek yapmasalar... "Kadın. Kadını bir dilime katık ettiler Markuuuut! Torbanı sarkıt."
SİRYA

SİRYA

@_1_kadin
·
08 Ocak 22:39
Herkes yaptıklarından bahsetti. Ben yaşadıklarımı anlatmak istedim
Ben hayallerimden ve hedeflerimden ilk bahsettiğim de bana söylenen ilk şey "orta okul mezunu bir kadının yazarak başarıya ulaşamayacağı" oldu. Bir kadının istediğinde neleri başarabileceğini, kadının kendi kendine yetebileceğini idealleri ve hedefleri olabileceğini önce kendi çevreme sonra da bu düşüncede olan herkese bu ödülü alarak kanıtladığımı düşünüyorum. Bana inanmayan herkese kısaca bir not düşmek istiyorum. İnanan kadınlardan nefret ediyorsunuz çünkü size göre inanmışlık az gelişmişlik. İnanmayan kadınlardan da nefret ediyorsunuz çünkü inanmamışlık yobazlık. Mini eteklileri acık olduğu için çarşaflı olanları kapalı olduğu için eleştiriyorsunuz. Güçlü ve kendi ayakları üzerinde duran, karakteri ile var olan, kadınları istemiyorsunuz çünkü, korkuyorsunuz. O kadar tutarsız tutumlarınız var ki kadın olarak bizleri artık belli kalıplara koymaya çalışmanızdan bıktık. Ben cesaretimi direnen tüm cesur kadınların cüreti ile kuşattım. Unutmayın her kadının mutlaka anlatılmaya değer bir hikâyesi vardır. Ben bu ödülü yüz yıllardır sesini ve ismini duyuramamış toplum içinde yer edinememiş, dayatmalara ve ötekileştirilmelere maruz kalan tüm
İsimsiz Kadınlar
İsimsiz Kadınlar
adına alıyorum. Teşekkür ederim. gazeteavrasya.com/yilin-en-iyi-ka... instagram.com/reel/C1zA8EUM9q...
-DECCAL-
_İnsan kendi karakterine bakarak Tanrı'yı yaratmıştır. Üstün gördüğü özellikleri Tanrı'da görmek hoşuna gider. İğrenç özelliklerini de Şeytan'a yüklemiştir. _Bir tanrıbilimcinin, dincinin doğru diye duyduğu, yanlış olmak zorundadır: bu bir doğruluk ölçütü neredeyse. Savaş açtığım bu tanrıbilimci içgüdüsüdür: her yerde buldum onun
Reklam
Önerme, Totoloji, Antikahraman
_Önerme (Görüş, düşünce, fikir)_ _Mantıkta, doğrulanabilir ya da yanlışlanabilir ifadelere denir. En az iki terimden oluşan, içinde en az bir yargı ve bir doğruluk değeri taşıyan cümlelerdir. Soru ve emir tümceleri önerme olamaz çünkü bir soru ve emir doğruluk ifade etmez. Önermeler bir yargı bildirmelidir. _Önerme Türleri_ _1- Nitelik bakımından:
BELKİ HİÇ OLMAMIŞTI
Sabahın erken saatleri… Caddeler boş… Kırlangıç çığlıkları havayı bir jilet gibi kesip duruyor. Oyunbaz kargalar kaldırımlarda paytak adım geziniyor. Baygın bir ıhlamur kokusu diğer bütün kokuları bastırmış, gönlünce yayılıyor. Şehir yeni yeni uyanıyor. Binlerce evde aynı anda kahrolası alarmlar çalıyor; düşler belki de en güzel yerinden
283 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.