Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Herkes sürükleniyor" diye yazdı. "Doğulu ve İslami geç­mişinin ahlaki değerler sisteminden kopmuş, Batılılaşma po­litikaları uyguladığı halde Batı değerleriyle bütünleşememiş köksüz bir toplumda referans noktalarının kayboluşu... Top­lumu bir arada yaşatan, yazılı olmayan kurallar dizisi bura­da yok. Nihilist bir dönemden geçiyoruz; sadece ben ve çev­rem değil, herkes böyle. Kimse hayatından memnun değil. Herkes derin bir huzursuzluk içinde kıvranıyor; daha iyi bir hayata ulaşmak istiyor ama o yeni hayatın ne olduğunun da farkında değil. Tarifi yok; dolayısıyla toplumun mitolojisi ve ideali de yok. Bu yüzden bir nehrin suları bizi önüne katmış götürüyor. İnsanlar akıntıdan kurtulmak için kıyıdan sarkan dallara tutunmaya çalışıyorlar. Kimi din dalına tutunuyor, kimi milliyetçilik, kimi kürtçülük; kimi ise nihilizme gömü­lüyor."
Sayfa 100 - Doğan KitapKitabı okuyor
144 syf.
7/10 puan verdi
Kerem Eksen, üçüncü romanı olan "Ölümden Uzak Bir Yer" ile karşımızda... Yazarımız, yine içimizden bir ailenin kendi monoton ve kaoslu yaşamına ışık tutuyor. Hayatından memnun olmayan ve duygularını anlayamayan bir baba, bir annenin doğum sonrasında geçirdiği çok gerçekçi bi lohusalık dönemi, ebeveynlik sınavı, çocuğu doğru bir şekilde
Ölümden Uzak Bir Yer
Ölümden Uzak Bir YerKerem Eksen · Yapı Kredi Yayınları · 2022273 okunma
Reklam
Bin yıllık şehrin eteklerinde, dünya­nın basit bir yer olduğu ve mutluluğun herkesin anında erişebileceği kadar yakın olduğu düşüncesini öğreten bir filozof yaşarmış. Hayatından memnun olmayan genç bir adam, konunun özü­ne inebilmek için bir gün bu filozofun kapısını çalmış. Bu genç adam dünyanın çelişkilerle dolu kaotik bir yer olduğunu düşünür ve kaygılı gözlerle gördüğü dünyada mutluluk ona man­tık dışı gelirmiş.
186 syf.
·
Puan vermedi
Kitabın incelemesi değil kendi düşüncelerim
Bir inceleme yazısı için okumak istemeyeceğiniz kadar uzun arkadaşlar o yüzden hiç başlamamanızı tavsiye ederim. Yaşadığımız çağda her iki cenahta da gerek sosyal platformlar gerek sözlü müzakereler yoluyla tartışma değerini sürekli koruyan kadının çalışması konusunda müstakil olarak kaleme alınan kitap sayısı yok denecek kadar azdır. (Nefes
İslamda Kadının Çalışması ve Sosyal Güvenliği
İslamda Kadının Çalışması ve Sosyal GüvenliğiFaruk Beşer · Nun · 200921 okunma
16. yüzyılın en mühim karşılaşmalarından biri
1506’da, Sultan Bayezid’in bu sefer Michelangelo’yu İstanbul’a davet ettiği ve Haliç üzerine bir köprü yapılmasını istediği rivayet edilmektedir. …Roma’daki hayatından hiç memnun olmayan ve Floransa’ya kaçan Michelangelo, Galata’daki Fransisken cemaatinin başrahibi üzerinden gelen daveti hayırhaklıkla değerlendirir ve İstanbul’a giderek Sultan’ın hizmetine girmeye karar verir. Hatta kendisine zulmeden Papaya karşı kaleme aldığı eserini, “Türkiye’den yazan Michelangelo’nuz” imzasıyla bitirir. Büyük ressam ve heykeltraşın İstanbul’a gitmeyi kafaya koyduğunu duyan Floransa sancaktarı Soderini, “Türk için yaşayacağına, Papanın yanında öl, daha iyi!” diyerek onu kalmaya ikna eder. Dahası, işi sağlama almak için sanatçıyı Floransa Senyörlüğü’nün resmi Roma elçisi olarak atar. Böylece Leonardo da Vinci’den sonra Rönesans devriminin ikinci büyük ismi Michelangelo da İstanbul’a gitme şansını yakalayamamış ve belki de İslâm-Batı tarihinin en ilginç olabilecek karşılaşmalarından biri gerçekleşememiştir. Zira Michelangelo İstanbul’a gitseydi, kendinden on dört yaş küçük olan Mimar Sinan ile (1489-1588) karşılaşacak ve aralarında muhtemelen 16. yüzyılın en mühim karşılaşmalarından biri vuku bulacaktı.
Sayfa 250Kitabı okudu
Toplumu bir arada yaşatan, yazılı olmayan kurallar dizisi burada yok. Nihilist bir dönemden geçiyoruz; sadece ben ve çevrem değil, herkes böyle. Kimse hayatından memnun değil. Herkes derin bir huzursuzluk içinde kıvranıyor; daha iyi bir hayata ulaşmak istiyor ama o yeni hayatın ne olduğunun da farkında değil. Tarifi yok; dolayısıyla toplumun mitolojisi ve ideali de yok. Bu yüzden bir nehrin suları bizi önüne katmış götürüyor. İnsanlar akıntıdan kurtulmak için kıyıdan sarkan dallara tutunmaya çalışıyorlar. Kimi din dalına tutunuyor, kimi milliyetçilik, kimi Kürtçülük; kimi ise nihilizme gömülüyor."
Reklam
Koca denilen birinin haklı haksız keyfine esir olmaktan başka bir şey olmayan, mutlu denilenleri ise onun her türlü heveslerine şartsız tabi ve esir olmaktan ibaret olan bu evlilik, ona iğrenç geliyordu. Artık Süreyya ona bir düşman görünüyor, şimdiye kadar da böyle miydi diye şaşırıyordu. O zamana kadar hiç bunu anlayacak bir fırsat çıkmamıştı. Çünkü hep boyun eğmişti. Hep arzularını daha ortaya çıkmadan, keşfetmeye ve onları gerçekleştirmeye çalışmıştı. Demek kocasının kendine, sevgisine alışık gelmesi bundandı? Gerçekte işte bu gece göründüğü gibi kendini düşünen ve soğuk bir adamdı. Demek o kadar zaman onu tanımadan, hem boş yere emin ve mutlu olarak yaşamış, görünür şeylere mutluluk adını verip hayatından memnun olduğunu ve dahası mutlu olduğunu sanmıştı. İşte onda hiç beklemediği huylar, kötülükler vardı. Demek bunları yeri gelmediği için görmemişti. O zaman başını ellerinin içine alıp: “Ben onu bilmiyormuşum. Büsbütün başka bir adammış!” diye sızlandı. Korkuyordu, onunla geçen hayatı, kendindeki güven için korkuyordu. “Nasıl yaşamışım ya Rabbi” diye titriyordu.
282 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Nora Seed, hayatından memnun olmayan ve hiçbir şekilde işe yaramayan biri gibi hissediyordu. Bu yüzden intihar girişiminde bulundu ve hayatının sonu zannederken aslında yepyeni başlangıçlara doğru yol almaya başladı. Yaşadığı pişmanlıklar, umutsuzluk, ölüm isteği ve tüm bu karmaşık ruh halinin kitap boyunca nasıl bir değişim geçirdiğini okuyoruz. İçinde bulunduğumuz hayatın ve aldığımız her nefesin kıymetinin farkına varmamıza yönelik bir yol gösteriyor. Okurken hayallere, yeni hayatlara yolculuk yapıyorsunuz. Kısacası okumaktan keyif aldığım bir kitap oldu.
Gece Yarısı Kütüphanesi
Gece Yarısı KütüphanesiMatt Haig · Domingo Yayınevi · 202155,3bin okunma
Senden memnun olmayan çeksin gitsin hayatından. Bir süreliğine acı çekmek ömür boyu mutsuz olmaktan iyidir.
Sayfa 34 - Destek Yayınları, 28.Baskı, NE MUTLU TÜRK ÜM DİYENE!Kitabı okudu
282 syf.
8/10 puan verdi
Mutluluğun Anahtarı Hangi Hayatı Seçersin?
Matt Haig'in "Gece Yarısı Kütüphanesi" adlı kitabı, okurlarını büyüleyici bir kütüphaneye ve sonsuz olasılıklara götüren, son derece etkileyici ve düşündürücü bir roman. Hikayemiz, Nora Seed adında, hayatından memnun olmayan ve intihar etmeyi düşünen bir kadınla başlıyor. Nora, kendini tuhaf bir kütüphanede buluyor. Bu kütüphanede,
Gece Yarısı Kütüphanesi
Gece Yarısı KütüphanesiMatt Haig · Domingo Yayınevi · 202155,3bin okunma
Reklam
Hamdetmenin sırrına eren, hayatından lezzet alır. Hiçbir şeyden memnun olmayan, sürekli şikayet eden insanlar ise ömür boyu mutlu olamazlar.
136 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
Arafta Bir Çocuk 6/10 Daha önce Zülfü Livaneli’nin birçok romanını okumuştum ve beğendiğim bir yazar fakat bu kitabı okurken önceki kitaplarından aldığın zevki alamadım maalesef. Arafat'ta Bir Çocuk Zülfü Livaneli'nin tek hikaye kitabı. Öykü demiyorum çünkü kendisi de kitabın sonlarındaki soru cevap kısmında öykü yerine hikaye demeyi tercih ettiğini belirtmiş. 8 tane hikayeden oluşan kitap genel olarak siyasi çatışmalar, gurbetçilik, sınıf ayrımları, işçi problemleri ve hayatından memnun olmayan insanların yaşayışlarını ele alıyor. Tema olarak; arafta kalmış veya bırakılmış insanların yaşadıkları hikayeler diyebiliriz. Genel olarak Avrupa ülkelerine giden Türklerin kültürel çatışmalar açısında yaşadıkları sıkıntılar üzerinde durulmuştur. Öyle ürkek durma," dedi. "Korktuğunu belli edersen üstüne gelirler." Sanki aramızda bir duvar var, sözlerim ona ulaşmıyor.. Düşmanlık dolu bir dünyaydı bu. Niye bu kadar anlayışsızdı insanlar birbirlerine karşı? Niye sırtlan gibi dişlerini gösteriyorlardı.
Arafat’ta Bir Çocuk
Arafat’ta Bir ÇocukZülfü Livaneli · İnkılap Kitabevi · 20217,9bin okunma
Bin yıllık şehrin eteklerinde, dünya­ nın basit bir yer olduğu ve mutluluğun herkesin anında erişehiteceği kadar yakın olduğu düşüncesini öğreten bir filozofyaşarmış. Hayatından memnun olmayan genç bir adam, konunun özü­ ne inebilmek için bir gün bu filozofun kapısını çalmış. Bu genç adam dün­ yanın çelişkilerle dolu kaotik bir yer olduğunu düşünür ve kaygılı gözlerle gördüğü dünyada mutluluk ona man­ tık dışı gelirmiş.
Bin yıllık şehrin eteklerinde, dünya­nın basit bir yer olduğu ve mutluluğun herkesin anında erişebileceği kadar yakın olduğu düşüncesini öğreten bir filozof yaşarmış. Hayatından memnun olmayan genç bir adam, konunun özü­ne inebilmek için bir gün bu filozofun kapısını çalmış. Bu genç adam dün­yanın çelişkilerle dolu kaotik bir yer olduğunu düşünür ve kaygılı gözlerle gördüğü dünyada mutluluk ona man­tık dışı gelirmiş.
444 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.