"O iğrenç şeyi yemeyeceksin herhalde Özge!" Özge elindeki kahverengileşmiş patateslere baktı. Gerçekten de yenecek gibi değildi ama daha önceki günlerde aldıkları da bunlardan farklı değildi ki. Kantinci her zaman ona kenarda beklettiği sandviçlerden verirdi zaten. Özge de hiç ses çıkarmadan alır, yemeye çalışırdı. Yine de arkadaşına
Geçtim kıyıda bir masaya. «Yalnız mısınız?» dedi. «Hayır. Yalnız değilim.»
Ne güzel «yalnız değilim,» diyebilmek. Hep yalnızım demişim oysa. İçimden, dışımdan. Yalnızım, yalnızız. Herkes yalnızdır. Ben kendi yalnızlığımda insanlar yaratmışım. Kendi içimden benler çoğaltmışım. Bir, bir daha, bir daha. Oysa bir tek kişidir insan. O orman çoğaltır kişinin içindeki benleri. Kendini bulabilmektir amaç, çaba. Bunu düşünebilmek, böyle bir aramaya, bulmaya inanmak...
İnsanlara bakıyorum;
kötü bir kıştan çıkmışlığın yorgunluğu hepimizin yüzünden okunsa da, omuzlarımıza vuran bahar güneşi birbirimize umutluca gülümsetiyor. Düşünüyorum; kim, nasıl şu insanların mutsuzluğu pahasına salt kendi çıkarları icin sinsice, gayretle çalışabilir? Aklım almıyor. .
Yaz boyunca bizi kavuracağını anlamamızdan çekinen utangaç bahar güneşi bile iyiliğimiz için çırpınıyor... Sanki yaraları kurutmak ister gibi sefkatli ışınlarla bir kuşlara, bir ağaçlara, bir insanlara koşturup duruyor.
Biliyorum, bir yerlerde yıkılan kentler var.
Biliyorum fakirliği, evsizliği, babası vurulan çocukları, evladı katledilen anaları biliyorum.
Bu kadar acıyı yaşatan, öfkeyi körükleyen, nefreti besleyen, iyimserliklerimizi denize fırlatmamıza neden olan, geleceğe dair ne kadar umut varsa çalıp yerine karamsarlık bırakan hırsızlara
yeter! diyebilmek için,
bu gidişe dur! diyebilmek için,
elimden gelen bir Hayır'sa; basarım!
Hayır bir oy değil, bir kol olsa ; ....!
Yine de sakinlemem, yine de teselli etmez. Havaya savrulmuş bir yumruk gibi hıncımı katlar; doyurmaz.
Katlasın; lazım olur. Hayır!
Uzun bir süredir inceleme yapmadım. Çünkü okuduğum film ve kitap incelemeleriyle kendi yorumlarımı karşılaştırınca ciddi bir fark gördüm ve yazdıklarımdan utandım. Adamlar oturup kitabı bitirip en güzel cümleleri ayırt edip bulabiliyorlar sonra da kitaptan örnek vere vere toplumsal analizinden karakter psikolojisine kadar verilmek istenen asıl