Kitap ilk olarak yazarın hayatına ve anılarına yer vererek başlıyor. Öğretmen olan yazarın yurt hayatını, çocukluk dönemini, ailesini ve öğretmenlerini anlattığı satırlardan sonra, Köy Enstitüleri’nin ve Öğretmen Okulları’nın işlevsiz hale getirilip kapatılmasına kadar geçen süreyi anlatıyor. Çalıştığı dönemlerden emekliliğine kadar geçen zamandan, siyasete uzanan yaşamını dile getiriyor.
Daha sonra yazarın ‘tamamen hayal ürünümdür’ dediği bölümde kadına ve kadının toplumdaki yerine, kısa bir öyküyle değiniyor. Günümüzde kadın olmanın zorluklarına, kadının sorunlarına ve kadın dayanışmasına bir hikayeyle yer veriyor. Kadının değersizleştirilmesini, hayat mücadelesi veren bir kadın, Nihal’in üzerinden dillendiriyor.
Yazarın yaşamından esintilerle başlayan kitap, kadının toplumda olması gereken konumundan bahsederek bitiriyor. Yazarın duygu ve düşüncelerine yer vererek başladığı kitabı, biyografi ve deneme türünün iç içe geçtiği bir eser olmuş. Yazar son bölümde de şöyle sesleniyor. “Yaşantımdan esintilerin sunulduğu bu kitapta, bu gidişe bir dur diyebilmek adına, tüm olumsuzluklara rağmen, yüksek bir sesle haykırıyorum: ‘Tüm kadınlar insan onuruna yakışır, şiddetten uzak ve eşit bir hayatı hak ediyor.’
#YaşamdanEsintiler
^
^
#alıntı
Tüm kadınlar insan onuruna yakışır, şiddetten uzak ve eşit bir hayatı hak ediyor.
^
^
@gecekitapligi #geceokuyorum #bloghemsire #bookstagram #kitap #edebiyat