Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Rabî' ibni Haysem
"Ölüm düşüncesi, bir saat kalbi terk ederse, kalp bozulur."
Reklam
Süfyan-ı Sevri (r.h.a.) diyor ki: «Kabirleri çok hatırlayan mezarını cennet bahçelerinden bir bahçe bulacaktır. Kabirleri unutan da, onu cehennem çukurlarından bir çukur bulacaktır.» Rabi' bin Haysem (r.a) ki, tabiinin büyüklerinden olup türbesi Tus şehrindedir. Evinde bir mezar kazmıştı. Kalbinde biraz gevşeklik hissettiği zaman, o mezara girip bir saat yatardı ve derdi ki: «Allahım, beni bu dünyaya bir defa daha gönder ki, yaptığım taksirâtı telafi edeyim. Sonra kalkar ve kendine: "Ey Rabi' ibni Haysem! İşte seni dünyaya gönderdiler. Bir daha gönderilmiyeceğin bir ölüm için hazırlan" derdi.
Sayfa 264
Rabi'b Haysem (rh.) Yirmi sene dünyaya ait bir söz söylememiştir. Sabahladığı zaman bir divit ile kağıt alır, ne konuşursa kaydeder. Akşam üzeri konuştuklarından nefsini sorumlu tutar, hesaba çekerdi.
Dilden korunmak için bu kadar güzel bir yola başvurmak
Söylentiye göre Mansur bin Mutez, yatsı namazından sonra kırk sene tek kelime konuşmamış, Rebi bin Haysem'in de yirmi sene konuşmadığı söylenir. O mübarek zat sabahleyin yanına bir divit kalem bir defter alır, dışarı çıkarmış, her konuştuğu lâfı yazarmış. Akşam gelince kendi kendisini muhasebe edermiş. Diyeceksiniz ki, bu kadar sükûtun ne mânası var, sebebi nedir?Bil ki bu sükûta sebep dilin; hata, yalan, gıybet, enine riya, nifak, fuhuş, miras nefsi tezkiye, batıla daima, husûmet, fuzulilik, tahrik, tezyid, tenkis, halka eziyet, şerefi lekelemek v.s. gibi pek çok âfetinin mevcut olmasıdır. Bu hareketler dile tatlı gelir kalbe halâvet verir insanoğlunun tabiatı onu ister, şeytan düdükler. Bu gibi hareketlere alı­şanlar kolay kolay dillerini tutamazlar.
Reklam
Müminin bekledikleri içerisinde ölümden daha hayırlısı yoktur. Rabi b. Haysem
Revi' b. Haysem'in yirmi yıl dünya kelamı konuşmadığı söylenir. O her sabah yanına kalem - kağıt alır ve konuştuğu her şeyi yazar ve akşamleyin kendisini hesaba çekerdi.
Sayfa 16
Rabi' b. Haysem dedi ki: "İnsanlar iki kısımdır; ya mümindir, sakın ona eziyet etme, ya da cahildir ki, sen de ona karşı cahilce karşılık verme!"
Sayfa 517Kitabı okudu
Akkoyunlular, savaşmakla yenemedikleri Hasankeyf Kürtlerini, Hasankeyf Emirlerinin aralarındaki iç çelişkilerden faydalanarak denetimleri altına almaya çalışırlar. Hasankeyf Emiri Melik Halef'in yeğenlerinden birini yanlarına çekerek; "amcasını öldürdüğü takdirde bu ülkenin hükümdarlığını kendisine vermeyi vaadederek özlemini
Sayfa 75 - NûbiharKitabı okudu
Reklam
Rebî b. Haysem bir gün İbn Mes’ud ile birlikte Demirciler çarşısında dolaşmaktadır. Demirciler rutin işlerini yapıyor, körükle ateşi kızdırıyorlar ve ateş de alev alev yanarak kızarıyordu. Bu durum karşısında kendisine hakim olamayıp bir çığlık atar ve olduğu yerde yığılıp kalır. Abdullah b. Mes’ud namaz vaktine dek başında bekler durur, fakat adam ayılmaz. Bunun üzerine adamı omuzlayıp evine götürür. Ancak ta ertesi günü aynı vakte dek kendisine gelemez. Bu arada beş vakit namazını da kaçırmıştır. Abdulah b. Mes’ud adamın başı ucunda şöyle der: “Vallahi işte gerçek ve asıl korku buna denir.”
Rebî bin Haysem (Rahmetullâhi Aleyh) evine bir çukur açmıştı, her gün orada uyur, ölümü hatırlardı. Şöyle derdi: "Kalbim bir an ölümü hatırlamasa mahvolur."
Rebi b. Haysem, evinde bir mezar kazdırdı. Kalbi katılaştığı zaman, kabre girer, bir saat kadar orada yatardı. Sonra: «Rabb'ım beni dünyaya geri çevir, umulur ki terk ettiğim (ser-vet) ile salih amel işlerim.» (23 - Mü'minûn: 99-100) Ayet-i Celîlesini okur ve çıkardı. Çıkınca da kendi kendine: «Ey Rebi! Bak, geri çevirildin. Geri çevirilmeyeceğin ân gelmeden iyi amellerde bulun.» derdi.
Sayfa 532Kitabı okudu
Rebi bin Haysem'e "Halin nedir?" diye sorulunca şu cevabı verirdi: "Zayıf ve günahkârım!"
54 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.