Rebî bin Haysem Hazretleri, bir gün namaz kılarken, gözünün önünde yirmi bin dirhem kıymetindeki atı çalınmıştı. Fakat o, hırsızın peşine düşmek yerine huzurla edâ ettiği namazına devam etmeyi tercih etti. Onun bu büyük kaybını duyan dostları koşarak kendisini tesellî etmeye geldiler. Hazret, dostlarına:
“–O adam atımı çözerken kendisini gördüm. Lâkin ben o vakit daha mühim ve çok sevdiğim bir işle meşguldüm. Onun için hırsızı kovalamadım.” dedi.
Bunun üzerine dostları, hırsıza bedduâ etmeye başladılar. Hazret onları susturarak:
“–Sâkin olun, bana zulmeden falan yok! O adam kendi nefsine zulmetti. Zavallının kendine yaptığı yetmiyormuş gibi, bir de biz ona zulmetmeyelim!” dedi.
Şâir, bu hâli ne güzel ifâde eder:
Mü’minlere imdâda yetiş merhametinle,
Mülhidlere lâkin daha çok merhamet eyle!
Revi' b. Haysem'in yirmi yıl dünya kelamı konuşmadığı söylenir. O her sabah yanına kalem - kağıt alır ve konuştuğu her şeyi yazar ve akşamleyin kendisini hesaba çekerdi.
Biz diyoruz ki astronominin kurucusu Müslümanlardır. Bunların sadece bir kaç tanesine bakacak olursak , meşhur İslam âlimlerinden el-Battâni isimli büyük bir astronomi alimini görüyoruz . Belki bazılarımız bu ismi duymuşuzdur. Ama maalesef bizim kendi ilimlerimiz bize öğretilmemiştir.Bize el-Battâni 'yi anlatmak yerine Batlamyus'u anlatmışlardır.
Rabi'b Haysem (rh.) Yirmi sene dünyaya ait bir söz söylememiştir. Sabahladığı zaman bir divit ile kağıt alır, ne konuşursa kaydeder. Akşam üzeri konuştuklarından nefsini sorumlu tutar, hesaba çekerdi.
Süfyan-ı Sevri (r.h.a.) diyor ki: «Kabirleri çok hatırlayan mezarını cennet bahçelerinden bir bahçe bulacaktır. Kabirleri unutan da, onu cehennem çukurlarından bir çukur bulacaktır.»
Rabi' bin Haysem (r.a) ki, tabiinin büyüklerinden olup türbesi Tus şehrindedir. Evinde bir mezar kazmıştı. Kalbinde biraz gevşeklik hissettiği zaman, o mezara girip bir saat yatardı ve derdi ki: «Allahım, beni bu dünyaya bir defa daha gönder ki, yaptığım taksirâtı telafi edeyim. Sonra kalkar ve kendine: "Ey Rabi' ibni Haysem! İşte seni dünyaya gönderdiler. Bir daha gönderilmiyeceğin bir ölüm için hazırlan" derdi.
Rabiül Hayşem, evinde kendine bir mezar yapmış, her gün onun içinde birkaç kere uyuyarak, kendini ölüme hazırlıyormuş. Soranlara şöyle dermiş:
" - Gönlüm bir an ölümü anmadan uzaklaşırsa kalbim boştur. "
Rebî bin Haysem (Rahmetullâhi Aleyh) evine bir çukur açmıştı, her gün orada uyur, ölümü hatırlardı. Şöyle derdi: "Kalbim bir an ölümü hatırlamasa mahvolur."