Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Henüz çok gencim, sizi de pek fazla sevdim.
Sayfa 253 - Bu sayfayı olduğu gibi yazmak istiyorum...Kitabı okudu
“Tanrı’m, bize durgun bir deniz, bol balık bağışla, köyümüzü daha mutlu, daha neşeli kıl. Henüz çok gencim ama ileride gözüpek bir balıkçı olmama yardım et. Denizle, balık avıyla, tekneler ve havayla ilişkili her şeyde engin bilgi sahibi olmama yardım et. Her şeyi becerebilen yetenekli bir erkek olmayı benden esirgeme. Şefkatli anamı ve küçük kardeşimi koru. Av sezonunda, denize daldığında anamı denizin bütün tehlikelerinden uzak tut. Aptalca gelebilir ama senden dilediğim bir şey daha var. Günü saati gelince bana uygun bir kız, iyi, güzel bir eş gönder. Terukiçi Miyata’nın eve dönen kızı gibi bir kız...”
Reklam
"Hiçbir şey anlamıyorum, bilmiyorum, yapmıyorum, işe yaramamaktan tükeniyorum. Günlerce hiçbir şey yaşamıyorum, tanıdık bir yüz görmüyorum; binlerce insanın arasında yapayalnız olmanın ne anlama geldiğini bilemezsin. Artık okumuyorum. Haftalardır hiçbir derse girmedim, kitaplarım toz içinde öylece duruyor. Nedenini bilmiyorum, ama artık ders çalışamıyorum, hissizleştim, buradaki hiçbir meslek beni çekmiyor, çünkü bu korkunç ve boğucu yalnızlık duygusundan kimse beni çekip çıkarmıyor. Burada hiçbir şey istemiyorum artık, her şeyden tiksiniyorum. Bastığım her taştan nefret ediyorum, odamdan, karşılaştığım insanlardan nefret ediyorum, şiddetli soğuğun nemiyle yüklü kirli havayı solurken işkence çekiyorum. Buradaki her şeyden boğuluyorum, tükeniyorum. Bataklığa gömülür gibi batıyorum. Belki çok gencim, çok güçsüz olduğum kesin zaten. Yumruklarım yok, iradem yok, işleri başlarından aşkın insanların arasında bir çocuk gibi duruyorum. Ve bildiğim bir şey var: Eve dönmeliyim. Henüz tek başıma yaşayamıyorum, belki birkaç yıl sonra olur. Ama şu an henüz sana ve annemle babama ihtiyacım var, beni seven, yakınımda olan ve bana yardım eden insanlara ihtiyacım var. Evet, çocuksu bu, karanlık odada kalmış bir çocuğun korkusu bu, ama elimden başka türlüsü gelmiyor. Son zamanlarda burada nelere katlandığımı kimse öğrenemeyecek, kimse beni benden daha fazla hor göremez. Kendimi perişan hissediyorum, hasta gibiyim, sakat gibiyim, çünkü herkesten çok farklıyım, gitgide daha kötü, daha değersiz, daha gereksiz olduğumu gözyaşları içinde hissediyorum ben."
Türk genci:
Henüz otuz yaşında bile değilim, gencim daha, bir öğrenciyim. Fakat o kadar çok şeye katlanmam gerekti ki!
Sayfa 51 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Henüz otuz yaşında bile değilim, gencim daha, bir öğrenciyim. Fakat o kadar çok şeye katlanmam gerekti ki! Kış geldi mi, hasta, kaygılı, yoksul, bir dilenci gibi boynu bükük, çaresiz kalıyorum.
ÖLÜMLÜ DÜNYA
Ben yaşamak istiyorum Gencim daha Söyleyecek çok şeylerim var İnsanlara ve Allah'a Ben yaşamak istiyorum Hayata doyamadım henüz Bir gün yarıda kalmış bir film gibi Bitecek mi ömrümüz Ben yaşamak istiyorum Şu ölümlü dünyada Ölüm güzel olsa da Ben yaşamak istiyorum Hayat dolu ellerim, kalbim, başım Yaşamak için yaratılmışım
Sayfa 105Kitabı okudu
Reklam
Yazarken bir yandan da şöyle düşünüyordum: Yazıyor ol­mam çok saçma, henüz çok gencim. Aynı zamanda: Ama 'daha sonra' demek, 'çok geç' demek; sadece şu an var, her zaman şu an ve ne pahasına olursa olsun.
Henüz çok gencim ve kendimden başka bir şey hakkında konuşamayacak kadar da toyum, derine en derin çağrıdır bu.
Sayfa 7
Henüz çok gencim, sizi de pek fazla sevdim. Size bunu söylememeliydim, biliyorum, (...) Temelli gidiyorum artık... Boyuna acı çekmek istemiyorum. Konuşmayı pek beceremem, zaten söyleyeceğimi söyledim.
Sayfa 253 - Türkiye İş BankasıKitabı okudu
208 öğeden 121 ile 130 arasındakiler gösteriliyor.