HAYATIMIZLA OYNUYORLAR ❗
Baktım markette zencefilli gazoz da var, ithal etmiş büyüklerimiz, sağ olsunlar. İçinde zencefil var mı ? Yok,aroması da, rengi de yapay.
Ama kendisi doğala özdeş.
Bizim bir çiçekçi var, serada karanfil ve gül yetiştiriyor.
Satmadan önce üstlerine koku sıkıyor.
Doğala özdeş gül !
Kayseri'nin en ünlü mantıcısına
Öğrendim ki...
Kimseyi sizi sevmeye zorlayamazsınız.
Kendinizi sevilecek insan yapabilirsiniz,
Gerisini karşı tarafa bırakırsınız.
Öğrendim ki...
Güveni geliştirmek yıllar alıyor,
Yıkmak bir dakika.
Bir kitabın en mühim görevi bana göre okura sorular sordurması. Bu yüzden görevini layıkıyla yerine getiren Ada’nın bende bıraktığı izleri sizlerle paylaşmak istiyorum. Zihnimde onlarca cümle uçuşup birbirine karışırken, bu salgın döneminde, sosyal bağlarımızın ne kadar önemli olduğunu da anlamaya müsait ruh halimle, kitap hedefini 12’den vurdu
YIL 1789, evet İSYAN!!!!!
Yıllardır ezilen, yakılan, yıkılan, dövülen, sövülen Halk. Savaşlarda tüfekle savaştan sonra vergilerle öldürülen halk. Açlıktan ekmek kemirip buna da şükür derken en sonunda kemirecek ekmeği de bulamayan HALK. AÇLIKTAN, sefaletten, umutsuzluktan, geleceğin karanlığından, acı çığlıklarının kimse tarafından
"Dört yanı buzdan kapkalın duvarlarla, tabanlarla, tavanlarla çevrili bir su damlasının içine hapsolmuş gibi hissediyor."
Değersiz Bir Hayat
Merhabalar, bu kitabı sürekli kitap aldığım bir sahafın yoğun bir tavsiyesi üzerine almıştım lakin hiç beğenemediğim bir kitap oldu ama yine de incelemesini kendimce yapmak
Bu kitap yorumunu Instagram'daki "alintilarlayasiyorum" profilimde de okuyabilirsiniz: instagram.com/p/C4QpBYJtuek
İlk kez adet gören genç kızların kırbaçla dövüldüğünü ve hatta adet görmenin zamanında yedi günahtan biri olduğunu biliyor muydunuz?
Bu incelemeye yorum yazan bütün kadınlara bir kitap önerisi hediye
Bir abi düşünün, bir yenge, bir yeğen...
Ama aslında baba, anne ve kardeş.
Ait hissettiğim aile...
Hep mutlu olsunlar.
Hep var olsunlar.
Her şey onların olsun.
Varsın payıma iyi olduklarını bilmek düşsün.
Öyle karşılıksız, öyle çıkarsız, öyle ben.
Çünkü bilirsiniz daima bi şeyler mutsuz eder insanı..
Yaşadığımız coğrafya asırlardır bizlerin hakimiyeti altında. Türk yurdu yaparken de burayı muhafaza ederken de hep şehit haberleri düştü evlere. Kimi zaman ne yaptığını bilmeyen liderler kimi zaman yanlışı doğruyu karıştıran insanlar yüzünden hep bi kargaşa ve neyin ne olduğunu bilmezlik hakimdi bu topraklara.
Yeri geldi Yeryüzünün en büyük devleti kuruldu, yeri geldi tek bir şehri dahi kuşatma altında olmayan bir bölge oldu. Biri gitti biri geldi. Biri çaldı biri çalmak isteyip çalamadı.
Biri surlar kaleler inşaa etti, laler düzdü bahçesine; biri saraylar dikti, hanlar hamamlar kurdu.
Biri geldi konuşmadı, milyonları götürdü; biri geldi tek menfaati olan söz söylemeyip liderlik etti.
Sonuçta bugün birileri atasının toprağını bırakıp buralara geldi yapılmadık hizmet kalmadı, biri kaldı toprağını dahi sulayamadı. Arabasına mazotunu benzinini koyamadı.
Birileri diploma bile almadı, birileriyse okuyup okuyup hep kaçmak zorunda bırakıldı.
Velhasıl mutlu şimdi birileri, varsın olsunlar. 5lisi 15lisi kaçlısı bilmem ama Allah var yukarda onu bilirim ben..
UNUTMAYIN!
HER VAZGEÇTİĞİNİZ ZAMAN AKLINIZA GELSİN BU TOPRAK IÇIN CAN VERENLER. VE HER ÜMİDİNİZİ YİTİRDIĞİNİZDE BEN NEDEN BİRİLERINİN ÜMİDİ OLAMAYAYIM DİYE SORUN KENDİNİZE.
Kahraman şehitlerimiz adına el fatiha..
Bilimsel makaleler, öyküler, denemeler, anılar derken aşağı yukarı on beş yıldır dergilerde yazıyorum. Ne var ki bunlarla yetinmeyip kitap yazmam için senelerdir ensemde boza pişiren diğerkam bir çevrem var, sağ olsunlar:)
Aslında bu konu hep aklımdaydı fakat doktora, kurslar, okuma listeleri vesaire derken hep öteledim. Ayrıca kitap çıkarmak hakikaten çok azim ve sabır isteyen, meşakkatli bir iş. Ancak bir noktadan sonra mazeretler tükeniyor, kaçacak delik kalmıyor.
Tüm bu girizgâh mahiyetindeki laf kalabalığından sonra, büyük bir kıvançla ilk kitabımı sizlerle paylaşıyorum. Umarım ortaya iyi bir iş çıkmıştır.
Destek veren dostlara teşekkürler. Herkese şimdiden keyifli okumalar diliyorum.
1. Evlen ve kendini kocana sakla.
2. Kocana en az 3 çocuk (mümkünse erkek olsunlar) ver.
3. Sezaryen harici şekilde bunları doğur.
4. Ama o sırada evde otur. doğurmaya hastaneye gidebilir misin orasını daha anlamadım.
5. Mümkünse regl olmadan doğurgan ol çünkü ayıp yani ama mümkün değilse bunu doğal bir şey gibi değil de saklanması gereken bir
''İnsan zihni için, üst üste yaşanan olayların duyguları ayağa kaldırmasının ardından gelerek, ruhu hem ümitten, hem de korkudan azade kılan eylemsizlik ve kesinliğin mutlak sükûnetinden daha acı verici şey yoktur.''*
William Godwin ve Mary Wollstonecraft'ın kızı ‘’Mary Wollstonecraft Godwin’’, 30 Ağustos 1792’de
Annesi Hace Gültekin’in oğluna yazdığı mektup:
Sevgili Oğul !
Gazeteciler randevu isteyince önce korktum ;
ola ki senden ‘rahmetli’ diye söz ederler.
Meğer bugün Anneler Günü'ymüş. Hani , hep ünlü bir işadamının, ya da milletin anasını ağlatan bir politikacının annesini seçerler ya , bu kez yarışın kulvarını değiştirmişler. Bu yıl Sivas'ta