Kendini seven insanların güzelliği ile konuşacağız. Kimsenin sevgisi kimseye bağış olmayacak. Dünyanın bütün dillerinden şarkılar okuyacağız. Bütün dillerin acısını, sevincini canımızda duyacağız. Şarkılarımıza toprak katılacak; taşlar dinginliğini verecek sesimize; gökyüzünü binlerce kanatla donatacak gözlerimiz. Irmaklar yalnız dışımızdan akmayacak. Doğadaki her varlık kendi mucizesine katacak bizi. Akşamlar ikinci güneş olacak sokaklarımıza. Ellerimiz kimseyi yalnız bırakmayacak. Çocuklarımız bir daha doğuracak bizi. Tek yalnızlığımız aşk olacak. Erkeklerimiz sabahtan dingin; çaresizlik kadınlarımızı terk edecek. Bütün bir ülke özür dilemeyi öğreneceğiz. Lunapark palyaçolarından başka üniforma kalmayacak dünyada. Güzel anılar kadar güzel olacak ölüm…
‘Arabasını yıldıza bağlamış’ birisinin yalnızlıklarımı bunlar? İyimserlik mi? Bir kalabalık reddiyesi? Uyumsuzluk kışkırtıcılığı? Bir devrim taslağı belki; bir eşitlik tasarımı. Bir hayal denemesi, güven duygusu için. Kolay ve küçük şeylerin rahatsızlığı. Bencilliği utanca çevirme girişimi. Gelecek zamanlar kalbinin acemi fotoğrafı. Başkalarına paylaştırılmış yüzlerce ‘ben’ sevinci. Bir ironi, gücün boyalı şiddetine. Sınırları küçümseme zenginliği. Ait olma duygusu ile aykırılığın birbirini sevmesi. Büyüklenmenin küçük düştüğü bir genişlik. Başarının hasat şenliği..
Yalnızlık… Seni bir gün biz seçeceğiz. O zaman güzel olacaksın.
Şimdi her şey doludizgin ve çoğul ..........
şimdi her şey kesintisiz ve sürekli bir devrim gibi..
şimdi her şey yeniden yüreğim,
o eski aşk kalesi yepyeni bir mazi yarattı sözcüklerin gücünden..
Dönüp ardıma bakıyorum
Yoksun sen..
DÖNÜŞ Bin dönem geçti sofra aşk ve ölüm özeti
Evrim gelişim devrim gerçekte ne değişti
Savaş ve barış hep aşan tâkati
Bir zaman iğnesi kurcalayan saati
Bir toz zerresi
Durdurur zembereği
Ufacık bir taş kırar dişi en nefis bir yemekte
Ve toplar asırlık sofrayı kara bir haber birdenbire
En güneşli günde ayrılır yollar
Aşk çiçeğini
Şimdi her şey doludizgin ve çoğul
Şimdi her şey kesintisiz ve sürekli bir devrim gibi
Şimdi her şey yeniden
Yüreğim, o eski aşk kalesi
Yepyeni bir mazi yarattı sözcüklerin gücünden
Dönüp ardıma bakıyorum
Yoksun sen
Bravo, aynen katılıyorum. Ozan duyarlılığı var sende. Ne güzel .... "
''Her güçlü aşkın semasında bir şiir güneşi vardır. Aşık ister şair olsun isterse olmasın bu böyledir'' deyip gülümsedi ve dilini çıkardı İbo'ya.
İbo defteri yere korken güldü. ''Aşk çölün vahasıdır. Devrim aşkı da böyledir. Devrim aşkıyla büyülenen ileri bir kafa çölü vahalaştırır, onu yemyeşil bir bedevi kilimi haline getirir."
ROBESPIERRE
Her gün biraz daha yalnız Robespierre
Ve Fransa biraz uğultulu
Yalnızdır akşamı yok edilen bir subay
Bilinmez ürkütülmüş atları ne çok sevdiği
Her yalnızlık biraz ihtilal.
Çok şeyleri kadınlar için yaptım, kadınlar
Onlar ki yokmuşum gibi sevdiler beni
Beğenmek, beğenilmek gibi ayrı kaldılar
Bir gün de akşamdı, ben o akşamı hiç unutmam
Her sessizlik biraz ihtilal.
İşte bir tanrı evi, kimler ki geçerken uğruyorlar
Sonra çılgınlar gibi kalabalığa
Belki de yarı kalmış bir sevgiye koşuyorlar
Belki de her boyun eğdikleri, her diz çöküş
Yavaşça bir ihtilal.