Bazen insan deli olmak ister
Ne yaşadığını Ne hissettiğini dahi bilmemek ister
Acılara kafa tutmak ister
Her insan biraz delidir
Aşk ise tam bir delilik ...
_Kadın üzerine yazı yazarken kalemi gökkuşağına batırıp, mürekkebi kelebek kanatlarının tozu ile kurulayacaksınız.
_Herkesin vardır bir köpeği. Bakan, kralın köpeği; memur, bakanın köpeği; kadın, kocasının köpeği, ya da adam karısının köpeği.
_Hakikati dinleyecek kadar güçlü olmadığınız için sıradan birisiniz.
_Yetenek ve erdemin insanlara bir
Bazen insan deli olmak ister.
Ne yaşadığını,
Ne hissettiğini dahi bilmemek ister.
Acılara kafa tutmak ister.
Her insan biraz delidir,
Aşk ise tam bir delilik...
Yalının denize bakan kapısında Enver Paşa kulağıma eğilerek,
“İstanbul’dan ayrılacağımız geceyi sana bildireceğim, o zamana kadar biraz daha görüşmüş olacağız, Allah başarılar versin” dedi.
Paşayı arkamda bir irade ve azim heykeli olarak bırakmıştım. Hâlâ düşünüyorum. Büyük bir savaşa girip, dört savaş yılında doğudan batıya, güneyden kuzeye
"Recep Peker Hapı Yuttu", "Kazıklı Resmi Tazim" başlıklı yazılardan başka "Hakkınızı Helal Edin Dostlar" başlığıyla Markopaşa'nın birinci sayısında "Şakalar" köşesinde yazılanlar yeniden verilmiş. Bir başka yazı da "Nasıl Girer" başlığını taşıyor. Okuyalım. 1947 yılında yazıldığını düşünerek son
Bazen insan deli olmak ister.
Ne yaşadığını, ne hissettiğini dahi bilmemek ister.
Acılara kafa tutmak ister.
Her insan biraz delidir,
Aşk ise tam bir delilik.
yazmak için bir şeyleri malzeme olarak belirlemek biraz ayıp geliyor. o eşyanın ruhuna büyük bir ayıp edilmiş gibi hissediyorum, üstelik bu ayıbı yapan da bizatihi benim. düşünüyorum nasıl oluyor da o güzel incelikli, yazanın nahifliğini seren, sergileyen yazarlar bunu bir malzeme, bir eşyanın ruhunu çalmamış gibi yapıyorlar diye. sait faik