Moby Dick'in ismini duymayan yoktur belki de. Çocukken okuduğumuz o minik ufak kitaplar arasında kapağında 'balina' resmi olan kitap Moby Dick idi, değil mi? Sizi bilmem ama ben bu eseri küçükken okuduysam bile şu anda anımsayamıyorum. Moby Dick kimilerine göre bir serüven romanı. Kimilerine göre de bir deliliğin, takıntının diğer bir adı. Ishmael
kumral bukleli kadın, bir ismin var elbet ama ismini ağzıma alacak kadar güçlü değilim.
öncelikle, sahiden dünyanın en şanslı kadınısın. ama bir zamanlar o vasıf bana aitti, yani kalıcı olamayabiliyor. bunu kalıcı kılmak senin elinde. onu üzme diyebilmeyi isterdim ama bize mutluluk için hep yanlış formülleri öğrettiler. onu üz. sana daha çok
8 Kasım Dünya Deliler Günü ….
Deli…
Ne kadar çok kullandığımız bir kelime değil mi? Peki nedir bu deli? Ne olursa deli olunur? Deli dediğimiz insanlara neden deli deme gereği duyarız? İnsanların deli dediği bir çok kişi gördüm. Onlarla yakın ilişkiler kurdum. Bu konu hakkında kitaplar okudum. Delilik hakkında her şeyi bilemem ancak bildiklerimi
Yalının denize bakan kapısında Enver Paşa kulağıma eğilerek,
“İstanbul’dan ayrılacağımız geceyi sana bildireceğim, o zamana kadar biraz daha görüşmüş olacağız, Allah başarılar versin” dedi.
Paşayı arkamda bir irade ve azim heykeli olarak bırakmıştım. Hâlâ düşünüyorum. Büyük bir savaşa girip, dört savaş yılında doğudan batıya, güneyden kuzeye
Bazen insan deli olmak ister.
Ne yaşadığını,
Ne hissettiğini dahi bilmek ister.
Acılara kafa tutmak ister.
Her insan biraz delidir,
Aşk ise tam bir delilik.
Bernhard'ın anlatım şekline, kendisinin eserlerini okudukça daha da çok alışıyor insan ister istemez. Çünkü basit bir anlatım şekli değil bu. Bir yazar yazdığı metnin anlatımını kendi çapında zorlaştırabilir. Bunun amacı süslü bir anlatıma erişmek olmamalıdır. Kimi yazar böyle yapar; süslü anlatım biçimleri kullanarak eserinin okunabilirliğini
Ne yaptın Rahmi hoca?
Betimlemenin dibine vurup sayfaları kanatmışsın desem yeridir. Hangi kafa ile yazdıysan bu kitabı o kafadan bende istiyorum. Sırf bu kitabı yazabilmek için kafayı bile sıyırdığını düşünmekten kendimi alamıyorum. İlham perileri ile flört mü ettin, Şizoparanoidlerle kankamı oldun yoksa Nirvanaya çıkıp aşağı düşerken mi yazdın
"Recep Peker Hapı Yuttu", "Kazıklı Resmi Tazim" başlıklı yazılardan başka "Hakkınızı Helal Edin Dostlar" başlığıyla Markopaşa'nın birinci sayısında "Şakalar" köşesinde yazılanlar yeniden verilmiş. Bir başka yazı da "Nasıl Girer" başlığını taşıyor. Okuyalım. 1947 yılında yazıldığını düşünerek son