"Her insan ölümden kendi tarzında korkar. Bazı insanlar için ölüm anksiyetesi hayatın arka planındaki müziktir ve her etkinlik o anın bir daha asla gelmeyeceğini düşündürür.
Bazı insanlar için anksiyete daha gürültücü, daha zaptolunmazdır ve sabahın üçünde patlayarak kişiyi ölüm hayaletinin karşısında nefes alamaz halde bırakır. Bu insanlar etraflarındaki herkes gibi kendilerinin de yakında öleceği düşüncesiyle kuşatılırlar.
Başka biri de, sevdiği bir insanı bir daha görmemek, duymamak ya da ona dokunamamaktan korkar; bütün arkadaşları yukarıdayken, toprak altında olmanın acısını hisseder. Ailesine, arkadaşlarına, kendi dünyasına neler olacağını hiç bilmese de hayat tıpkı daha önceden olduğu
gibi devam edecektir."