Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
68 syf.
·
Puan vermedi
Öncelikle kitap bence mutlaka okunmalı, tek solukta 3 saatte bitebilecek bir kitap. Herkesin takıntı dediği fakat bence meraktan hayranlığa, hayranlıktan hoşlantıya, hoşlantıdan masumane bir çocukluk sevgisine, çocukluk sevgisinden bir genç kızın aşkına ve oradan takıntıya giden bir serüven bu. Direkt "takıntı" diye adlandırmak doğru gelmedi bana. Ulaşması imkansız oldukça kamçılanan duygunun, bir kadını ihtirasa sürükleyerek içinde büyütmesini anlatıyor. "Dün çocuğumuz öldü ve sen onu hiç tanımadın" kitapta beni en etkileyen cümle bu olsa gerek.. çocuğunun annesini bile tanımayan bir adamdan çocuğunu tanıması beklenemez zaten ( -ki bir çocuğu olduğundan haberdar bile değilken). Kitaptaki gizemli kadında eleştirdiğim bir husus oldu; adamın karşısına bir kez dahi olsa geçip kendini, yaşadıklarını, aşkını, duygularını ve onun için nelere katlandığını anlatmadan direkt olarak (her ne kadar "seni suçlamıyorum" dese de) adamı suçlaması yanlıştı kanımca. Çıkaracağımız dersler olmalı, evet kimse seveceği kişiyi seçemez, gönül kime vurulursa kişi peşinden gider fakat seviyoruz diye gururumuzu ayaklar altına alıp tabiri caizse o kişiyi tanrılaştırmamamız gerekir şayet kendisine saygı ve sevgi duymayan biri karşıdan da böyle bir şey göremez. Hem şaşırtıp hem üzen ve ders veren kısa bir eserdi..
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022224,2bin okunma
127 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
‘’ Hayatta doldurulamayacak boşluk yoktur elbette ama doldurulması en zor olan boşluk, insanlıktır. ‘’ diyor Erhan Bey. Ve bu söze yakışır biçimde, dört farklı öyküde insanlığı anlatıyor… İlk hikayede, eski neslin ve tabuların esiri olan bir gencin hayatını okuyoruz. Ailesine destek olan genç, sadece bir kez ailesinden onun kararına saygı
Bahtiyar’ı Kim Ağlattı?
Bahtiyar’ı Kim Ağlattı?Erhan Metin · Bir Kitap · 202310 okunma
Reklam
264 syf.
·
Puan vermedi
“Hiçbir şey kalmamıştı geriye. Neredeydi bu yaşam, çekilen korkunç acı neredeydi? Hiçbir şey kalmamış mıy­dı? Bütün bunların hesabını hiç kimse vermeyecek mi acaba? Böyle hiçbir iz bırakmadan unutulup gidecek mi?” İvan Grigoryeviç’in Gulag’da 30 yıl esir hayatı yaşadıktan sonra hayata yeniden tutunmasını, özgürlüğü ve temelde Stalin diktatörlüğünü anlatan bir tarih, sosyoloji hüviyetinde bir romandır, diyebiliriz.. “Bir kadın görmüştüm. Kadını muhafız eşliğinde bölge merkezine getirmişlerdi. Yüzü insan yüzüydü, gözleriyse kurt gözleri. Söylendiğine gö­re, bu yamyamların hepsi kurşuna diziliyordu. Oysa on­lar suçlu değildi, bir anayı kendi çocuklarını yiyecek noktaya getirenler suçluydu. Kime sorarsan sor, suçluyu bulabilir misin? Bütün insanlar için iyi bir şey yapmak uğruna getirilmiştir analar bu duruma.“ Büyük bir açlığın, yokluğun, kimsesizliğin kol gezdiği bir dünya… Ve bunlara şahit olmuş birinin yıllar sonra tekrar var olmaya çalışması… Yaşam ve Yazgı kitabını uzun zamandır okumak istiyordum fakat ondan önce yazarın bu kitabıyla tanışmış olmak benim için yazarın tarzını ve düşünce yapısını anlamak adına daha faydalı oldu.. Etkileyici Puan: 8/10 İnsanca olmayan her şey anlamsız ve yararsızdır! Maksim Gorki’nin çocuklar için eğitici oyuncakların gerekli olduğuna ilişkin bir yazısını okudum. Katanaların çöplüğe taşıdığı bu çocuklardan Maksim Gorki’nin haberi yok muydu acaba?
Her Şey Geçip Gider
Her Şey Geçip GiderVasili Grossman · Can Yayınları · 2023113 okunma
78 syf.
9/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Sen Mi, Ben Mi, Adın Ne Senin? Kötülük...
" Barut keşfedilecek. Bunu hiçbir şey engelleyemez, o aynı eski hikaye tekrarlanacak. İnsanlar çoğalacak ve savaşacaklar. Barut, insanların milyonlarca kişiyi öldürmesine olanak sağlayacak. Sadece bu şekilde, ateşle ve kanla, uzak bir zamanda yeni bir medeniyet evrilecek. Bunun ne faydası olacak? Eski uygarlık gibi yenisi de geçip gidecek. Onu kurması 50.000 sene alsa da bir gün geçip gidecek. Her şey geçip gider. Sadece evrensel güç ve madde kalır; bunlar sürekli değişim, hareket ve etkileşim halindedirler ve ebedi figürleri meydana getirirler: rahibi, askeri ve kralı. Tüm çağların bilgeliği bebeklerin ağızlarından dökülüyor. Bazıları savaşacak, bazıları yönetecek, bazıları dua edecek. Geri kalan herkes çok çalışıp ızdırap çekecek. Uygar bir devletin akıl almaz güzelliği ve emsalsiz mucizesi bir kez daha, durmaksızın, onların kan revan içindeki gövdeleri üzerine inşa edilecek. Ben mağarada sakladığım kitapları yok etsem de fark etmez. Onlar kalsın ya da kalmasın, eski gerçekler keşfedilecek, köhne yalanlar canlanıp kuşaktan kuşağa aktarılacak. Ne faydası var?" Bence Kızıl Veba'yı diğer distopik kitaplardan ayıran en büyük özelliği dilinin akıcılığı ve hayalimizde canlandırdıkları. Özellikle Korona'dan sonra biz zaten bunları yaşadık diyor insan. Körlük'deki hikayeye benziyor aslında; yağmalar, kapanmalar, kötülükler. Farklı olan kısmı ise yeniden şekillenen insanlık ve tarihin tekrarına yapılan gönderme. En büyük aynılık ise hala aynı, hala içimizde; aslında ne kadar kötü olduğumuz gerçeği.
Kızıl Veba
Kızıl VebaJack London · Türkiye İş Bankası kültür Yayınları · 202032,2bin okunma
72 syf.
10/10 puan verdi
Kızıl Veba
Kızıl Veba
Kızıl Veba
Kızıl Veba
Zaten her şey geçip gider. Geriye sadece kozmik güç ve madde kalır, onlarda ebediyen devam edecek. Anlatacak çok bir şey kalmadı.
Kızıl Veba
Kızıl VebaJack London · Türkiye İş Bankası kültür Yayınları · 202032,2bin okunma
160 syf.
·
Puan vermedi
Ama hayal ettiğim an asla gelmiyor. Böyle anlar hep ya çok erken ya da çok geç gelir. Ya farkına varamadan geçip gider ya da beklemekten vazgecildiginde gelir. Kızım Hakkında Her Sey. Kim Hye-Jyin Aile nedir ? Toplumu oluşturan en küçük birim mi yoksa anne ve babalarının yaşayamadıkları hayallerini, isteklerini yetiştirdiği çocuklarda görmek istedikleri bir yapi mi? Iste bu sorular üzerinden şekilleniyor Kızım Hakkında Her Şey kitabi. Çocuklarımızın kendi geleceğini tayin edebilmesi, seçimlerini yapabilmesi icin onları ne kadar özgür bırakıyor ve bu yaptıkları tercihler konusunda saygı duyabiliyor muyuz sorusunu yazar, bize anne kiz çatışması üzerinden anlatıyor. Insanın yerleşik hayata geçmesiyle evrimlesmesinin en onemli aşaması olan "Homo economicus" kavramını, kadin kimliği üzerinden yeniden ele alıyor Kim Hye-Jyen. Huzurevinde hemşirelik yapan bir anne ile üniversitede akademisyen olan kizinin birbirine zıt dünya görüşlerinin, yaşam biçimlerinin ve önyargıların anlatıldığı bu metinde yazar, ölüm, yalnızlık ve yaşlılık gibi temaları da metnin icine yerleştirmiş. Kitabın yalın ve akıcı bir dili var. Dilinin akıcı olmasin da çevirmenin payı büyük. Kitabın çevirmeni @sevdabook 'a ayrıca teşekkür etmek isterim. Tarih boyunca mitlerde gördüğümuz Elektra ve Oedipus kompleksi sanata edebiyata konu oldu . Kızım Hakkında Her Şey bu alt metinlerin izinde konuyu modern dünyaya uyarlayarak, anne kiz çatışması söylemini, farkli bir acıdan ele alarak okuyucuya sunmuş. Farkli bir ülke edebiyati arıyorsanız Kızım Hakkında Her Şey kitabini okuyabilirsiniz . Herkese iyi okumalar
Kızım Hakkında Her Şey
Kızım Hakkında Her ŞeyKim Hye-Jin · İthaki Yayınları · 2023464 okunma
Reklam
208 syf.
5/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Kraliçe ikiz çocuklar doğurur. İleride taht kavgası yaşanır da ülke karışır korkusuyla ikizlerden biri uzaklara gönderilir ve unutulur. Yıllar geçip gider ikizlerden biri tahtta oturur, diğeri bir hapishanede çürümeye bırakılır. Ancak bir gün yanına gelen kişi tarafından hapisten kaçırılan ikiz, tahtta oturan kardeşinin yerine geçmek üzere hazırlanan planı uygulamaya koyar. Krala düzenledikleri komplo işe yaracak mı dersiniz? Üç silahşörlerin devamı niteliğinde olduğunu çok sonradan anladığım, altın kitap yayınlarının çocuk klasikleri içinde yer alan bir kitap. Bir çocuk kitabına göre olayların anlatımını karışık buldum. Serilerle bağlantısı olduğundan kaynaklı da olabilir bu. İsimler aklımda hiç kalmadı neredeyse. Sürekli kurulan farklı planlar takip etmeyi güçleştiriyor. Merak edenler için spoiler: Kapağını gördüğümde ikizlerin birbirleriyle kılıç kılıca çarpışacaklarını, taht için yeni bir mücadele vereceklerini düşünmüştüm. Ancak öyle olmadı ve karşılaşmalarından çok kısa süre sonra her şey ortaya çıktı. Beklediğim taht mücadelesi yaşanmadı. İkiz kardeş maalesef kitaba da adını verdiği üzere demirden bir maske ile yüzü saklanarak yeniden hapse atıldı. Onunla plan yapanlar ise birer birer cezalarını çekti. Kral tahtta kalmayı sürdürdü. Serinin tamamını okumuş olsaydım beğenir miydim bilmiyorum ama şu an pek sevemedim bu kitabı.
Demir Maske
Demir MaskeAlexandre Dumas · Altın Kitaplar · 2019627 okunma
72 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Barut tekrar gelecek.Bunu hiçbir şey engelleyemez aynı eski hikaye yeniden yeniden yaşanacak. Sayısı artan insanlar savaşmaya başlayacaklar.Barut sayesinde insanlar milyonlarca insan öldürecek ve çok ileride bir gün yeni bir uygarlık, sadece bu yoldan Ateş ve kan üzerinden evrilecek. Peki bunun faydası ne eski uygarlıklar nasıl yıkıldıysa bu yeni uygarlık da geçip gidecek o uygarlığı inşa etmek elli bin yıl alsa da geçip gidecek zaten her şey geçip gider geriye sadece kozmik güç ve madde kalır. Onlar da ebediyen devam edecek sonu gelmez bir akış içinde birbiriyle itişip çekişecek o ölümsüz tipleri ortaya çıkarır; rahibi ,askeri ve kıralı.
Kızıl Veba
Kızıl VebaJack London · Türkiye İş Bankası kültür Yayınları · 202032,2bin okunma
72 syf.
·
Puan vermedi
Kitabı okurken Covid-19 salgınında yaşadıklarımız aklıma geldi. İnsanların en yakınlarından bile uzaklaştığı, birbirine destek olamadığı yalnız başına bırakıldığı dönemler…. “Zaten her şey geçip gider.Geriye sadece kozmik güç ve madde kalır onlarda ebediyen devam edecek sonu gelmez bir akış içinde birbiriyle itişip çekişecek ve o olumsuz tipleri ortaya çıkaracak rahibi,askeri ve kralı kimisi savaşacak kimisi yönetecek kimisi dua edecek uygar devletin hayranlık veren eşi benzeri görülmemiş harikalarının sonu gelmemesine tekrar tekrar kanlı iskeletleri üzerinde yükseldiği tüm diğer insanlarsa büyük israflar içerisinde sürekli çalışacak”
Kızıl Veba
Kızıl VebaJack London · Türkiye İş Bankası kültür Yayınları · 202032,2bin okunma
72 syf.
·
Puan vermedi
·
5 saatte okudu
Kitabı, kitapta geçen şu paragrafla özetleyebiliriz. Barut tekrar gelecek. Bunu hiçbir şey engelleyemez. Aynı eski hikâye yeniden, yeniden yaşanacak. Sayısı artan insanlar savaşmaya başlayacaklar. Barut sayesinde insanlar milyonlarca insanı öldürecek ve çok ileride bir gün yeni bir uygarlık, sadece bu yoldan, ateş ve kan üzerinde evrilecek. Peki bunun faydası ne ? Eski uygarlıklar nasıl yıkıldıysa bu yeni uygarlık da geçip gidecek. O uygarlığı inşa etmek elli bin yıl alsa da geçip gidecek. Zaten her şey geçip gider. Geriye sadece kozmik güç ve madde kalır, onlar da ebediyen devam edecek, sonu gelmez bir akış içinde birbiriyle itişip çekişecek o ölümsüz tipleri ortaya çıkarır: rahibi, askeri ve kralı. Çağların bilgeliği, şu bebelerin ağzında nasıl da dile geliyor. Kimisi savaşacak, kimisi yönetecek, kimisi dua edecek; uygar devletin hayranlık veren, eşi benzeri görülmemiş harikalarının, sonu gelmemecesine, tekrar tekrar kanlı iskeletleri üzerinde yükseldiği tüm diğer insanlarsa büyük ıstıraplar içinde sürekli çalışacak.
Kızıl Veba
Kızıl VebaJack London · Türkiye İş Bankası kültür Yayınları · 202032,2bin okunma
Reklam
144 syf.
10/10 puan verdi
Yanılgı
:::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::: Irene Némirovsky’nin "Yanılgısı", iffetli öpücüklerin ve dokunmanın özel bir sevginin kanıtı olduğu bir zamanın tatlılığı ve alçakgönüllülüğü ile geçmiş bir dönemin duygusal romanıdır. «Sizi bırakmak istemiyorum. Siz olmadan yaşayamam.» (S. 38).
Yanılgı
YanılgıIrene Némirovsky · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202466 okunma
74 syf.
·
Puan vermedi
Dönüşüm
“Spoiler” Gregor Samsa kötü rüyalar gördüğü bir geceden sonra sabah uyandığında kendini bir böceğe dönüşmüş olarak görür. Başlarda olanları anlamaya çalışsa da hiçbir açıklama bulamaz. Durumunun farkında olsa da işe geç kaldığını fark ettiğinde işe gidebilmek için planlar yapmaya başlar. Sırtüstü uyandığı için toparlanmakta zorlanır. Bu arada
Dönüşüm
DönüşümFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022222,4bin okunma
264 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Hiçbir şey kalmamıştı geriye. Neredeydi bu yaşam, çekilen korkunç acı neredeydi? Hiçbir şey kalmamış mıy­dı? Bütün bunların hesabını hiç kimse vermeyecek mi acaba? Böyle hiçbir iz bırakmadan unutulup gidecek mi? İsmiyle beni çok etkileyen, gerçek olaylardan kurgulayarak, yazarın Yaşam ve Yazgıdan sonra yazdığı son eseri. Ayrıca muhteşem bir önsöz’e sahip. Stalin’in ölümünden sonraki dönemde başlıyor roman. 30 yılını tutuklu geçirdikten sonra hayatına geri dönen İvan, hiçbir şeyi eskisi gibi bulamaz. Sevgiliside dahil. 1930 yıllarından 1960’lı yıllara kadar Milyonlarca insanın açlıktan ölümü, çalışma kampları, devrim, sovyet rusya, yaşayanların, okuyanların aklının almayacağı birçok zulüm.. Ben henüz yaşam ve yazgıyı okumadım. Bir çok yazıda bu kitabın devam niteliğinde olduğunu fakat istenirse tek olarak da okunabileceğini gördüm. Bu yüzden yaşam ve yazgı’yı okuduktan sonra her şey geçip gider’i tekrar okumayı düşünüyorum. Daha verimli olacağı kanısındayım. Siz de bu kitabı lütfen okuyun, kitaplığınızda yer verin.
Her Şey Geçip Gider
Her Şey Geçip GiderVasili Grossman · Can Yayınları · 2013113 okunma
300 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Zaman Hırsızı
Günümüzde zaman çok çabuk geçmiyor mu? Her şeyin etkisi kısa süreli oluyor. Duygularımız anlık, düşüncelerimiz tek seferlik, heveslerimiz geçici Ve vaktimiz az. Sahi nereye gidiyor bu vaktimiz? Bazen zamanın su gibi geçip gittiğini hissederiz. Bazen de kum saatini yana yatırmışlar gibi, durgun. Bazen esnafları görürüz genellikle suratları asıktır. Hayattan zevk almazlar, sohbet edemezsiniz onlarla çünkü vakitleri yoktur. Ya da çocukları görürüz 5 yaşında anaokulunun kapısına bırakılırlar, tutsak kalırlar, özgür alanları olmaz yaratıcılıklarını geliştirecek fırsat verilmez. Bir taşla devler,kaleler, gemiler, prensesler, krallar yaratabilecekken ellerine hazır oyuncaklar, robotlar tutuşturulur yüzlerine sahte gülümsemeler konulur. Çünkü ailelerinin vakti yoktur. Peki neden böyle hiç düşündünüz mü? Ailelerin,çalışanların, çocukların vakti zaman hırsızları tarafından çalınıyor mu? Nereye gidiyor bu akış? Dünyada herkese verilmiş zaman vardır. Ölene kadar herkes payına düşen zamanı kullanır. Zamanımızın çok olmasını istediğimizden sürekli zamandan tasarruf etmeye çalışırız, durmadan hesaplamalar yaparız bir yerden alır diğerine veririz. Zamanımızı neye harcayacağımız bizim kontrolümüzdedir. Fakat çoğumuz zaman hırsızlarına kaptırıyoruz değerli vaktimizi. En sonunda hiçbir şey kalmaz elimizde kaybolur gider. Çünkü yaşam zamanın kendisindedir, zaman ise insanın yüreğindedir.
Momo
MomoMichael Ende · Qanun Nəşriyyatı · 201965,7bin okunma
344 syf.
8/10 puan verdi
·
12 günde okudu
“Günümüzün hapishane sisteminin zalimliği kadar berbat, daha berbat bir zalimlik bilmiyorum hiç.” Kitabın içeriği toplumsal olarak birçok noktaya değiniyor; ayrıca oldukça heyecanlı ve merak uyandırıcı bir konuya sahip. Fakat ben incelemeyi yazmaya başlarken aklıma tek bir kelime geldi: Hüzün. Bir meslektaşını öldürerek San Quentin
Yıldız Gezgini
Yıldız GezginiJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20146,8bin okunma
290 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.