Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gülleri sarı severim, toprağı ıslak. Türküleri yanık, şiirleri hoyrat! Havayı nemsiz, çayı demsiz. Bir seni olduğun gibi, Bir seni her şeye rağmen. Bir seni, hâlâ.
Ümit Yaşar Oğuzcan
Ümit Yaşar Oğuzcan
Her şeye rağmen ayakta kalmanın mutluluğu İşte böyle delicesine İşte böyle coşkulu bir şey yaşamak…
Sayfa 345Kitabı okudu
Reklam
312 syf.
9/10 puan verdi
İngiliz asıllı bir annenin çocukları olan henüz on beş yaşındaki Zana ile kız kardeşi Nadia, herkes gibi hayalleri olan iki genç kızdır. Birmingham’daki son derece modern ve özgür hayatlarının, onları günün birinde umut ettikleri o parlak geleceğe kavuşturacağından da emindirler. Ne var ki Yemenli bir esnaf olan babaları onlarla aynı fikirde değildir. Bulundukları ecnebi topraklarında kızlarının ahlaklı ve iffetli kadınlar olmayı asla öğrenemeyecekleri düşüncesiyle Zana ve Nadia’yı karşısına alıp onlara, ata topraklarını ziyarete gitmelerini teklif eder. Kızlar babalarının bu teklifini kabul ederler çünkü kendilerine anlatılan her şeye inanmışlardır. Yemen’in egzotik kumsallarında birbirinden güzel maceralar yaşayacakları bir tatil geçirmeyi planlıyorlardı. Öte yandan Yemek topraklarına ayak bastıktan çok kısa süre sonra kandırıldıklarını anlarlar. Babaları tarafından oğullarıyla evlendirilmek üzere iki Yemenli aileye para karşılığı satılmışlardır. Orta Çağ kanunları ile yönetilen, modern hayattan fersah fersah uzak bir dağ köyünde, daha önce hiç görmedikleri adamların eşleri olarak yaşamaya zorlanan Zana ve Nadia başlarına ne gelirse gelsin günün birinde bu cehennemden kurtulacakları umuduna tutunmaya devam ederler. Özellikle de Zana baskıya, zulme ve erkeklerin ağızlarından çıkan her sözün adeta yasa kabul edildiği bir düzene tüm varlığı ile başkaldırır. Peki, her şeye rağmen hayatta kalmayı başaran bu iki kız kardeş, evlerine, İngiltere’deki yaşamlarına ve en önemlisi biricik annelerine yeniden kavuşabilecek mi? Keyifli okumalar…
Annemi Bir Kez Daha Görebilsem
Annemi Bir Kez Daha GörebilsemZana Muhsen · Arkadya Yayınları · 20222,448 okunma
576 syf.
7/10 puan verdi
Saygın bir işi ve sevgi dolu bir ailesi olan Yargıç Scott Sampson’ın bütün yaşamı karısı Alison’dan gelen sıradan bir mesajla tamamen değişmek üzeredir. Scott, altı yaşındaki ikizlerini yüzmeye götürmek için okuldan almaya hazırlanırken karısından çocukları kendisinin alacağına dair bir mesaj gelir. Daha sonra eve gidip biraz dinlendikten sonra Alison gelir fakat bir sorun vardır. İkizler yoktur. Scott ve Alison ne olduğunu anlamaya çalışırken birden telefon çalar. Her ebeveynin en kötü kabusu olan trajik gerçekle karşı karşıya kalırlar. Birileri Emma ve Sam’i kaçırmıştır ve şartları Scott’ın bir duruşmada verecekleri talimatlar doğrultusunda karar vermesidir. Bu noktadan sonra Scott kendisini sürekli gerçekle yalanın karıştığı ve köşe kapmaca oynadığı, en yakınlarından bile şüphelendiği korkunç bir oyunun içinde bulur. Scott her şeye rağmen çocuklarını kurtarabilecek midir? Keyifli okumalar…
Hiçbir Şey Söyleme
Hiçbir Şey SöylemeBrad Parks · Arkadya Yayınları · 201762 okunma
Bazen; hayat yorar insanı... Şarkılar yorar Beklemek yorar Özlemek yorar Affetmek yorar Hoş görmek yorar Boş vermek bile yorar Ve insan susar Her şeye, herkese rağmen... Elinden gelen tek şeyi yapar; Bağıra bağıra susar Can Yücel
Her şeye rağmen, aşk partnerini Tanrı konumuna yüceltirken istediğimiz şey nedir? Kurtarlmayı istememizden başka bir şey değildir. Hatalarımızdan, hiçlik duygumuzdan kurtulmak isteriz. Meşrulaştırılmak, yaratılışımızın boşuna olmadığını bilmek isteriz. Kahramanlık deneyimi, mükemmel geçerlilik için aşk partnerine başvururuz; onların aşk vasıtasıyla bizi "başarılı yapacaklarını" umarız. Elbette, insanî partnerler bunu yapamaz. Sevgili, kozmik kahramanlığı dağıtamaz; kendi adına bağışlama yapamaz. Bunun nedeni, sonlu bir varlık olarak çok kötü bir sona sahip olmasıdır ve bu kötü sonu onun kendi yanılabilirliklerinde ve değerinin düşüşünde görüyoruz. Kurtarılma yalnızca bireyin dışından, ötesinden, varlıkların nihaî kaynağını, kâinatın mükemmelliğini kavramlaştırmamizdan kaynaklanabilir.
Sayfa 232Kitabı okudu
Reklam
Alışkanlık! Zihnimizin haftalar boyunca geçici bir düzende azap çekmesine göz yuman alışkanlık, ama o olmasa kendi imkanlarıyla sınırlı kalan zihnimizin bize içinde yaşanabilecek bir barınak sunamayacağı için, her şeye rağmen bulduğu zaman sevindiği, o becerikli ama ağırkanlı düzenleyici!
Yaşamak istemiyorum, ölmek de istemiyorum. Yine de her şeye rağmen ne istediğini bilen tek kişi benmişim gibi hissediyorum. Ben hislerimde hep yanılırım.
Aşk kırıntılarla yetinmemeli bir insan yine de yaşadığı aşka kıymet vermeli. Sevmektir bizi biz yapan, Sevmektir ruhumuzu iyileştiren Bizi ayakta tutan Her sabah gözümüzü açtıran Hayatı yaşamaya değer kılan Her şeye rağmen sevelim; ağaçları, çiçekleri güneşi yağmuru, insanları ve hayvanları Kendimizi. İyi günleri kötü günleri Güneşin doğuşunu ve batışını Denizin dalgalanışını Mutluluğu ufak şeylerde bulalım; bir çiçekte gördüğümüz bir kelebekte yediğimiz bir yemekte dinlediğimiz şarkıda, okuduğumuz bir kitapta Mutlu olmak için çok şeye gerek yok Sen ol ben olayım Belki biz oluruz Belki bir oluruz. S. Ertem
Birçok güçlükler ve engeller karşısında bulundu­ğumuzu biliyoruz. Bunların hepsini inceleme ile, gay­ret ve iman ile ve millet aşkının sarsılmaz kuvvetiyle birer birer çözüp sonuçlandıracağız. O millet aşkı ki, her şeye rağmen içimizde sönmez bir kuvvet, dayanık­lılık ve ateş kaynağıdır.
Reklam
208 syf.
10/10 puan verdi
Mafalda 9 yaşında, 4.sınıfa giden bir kız çocuğu. Ottimo adında çok tatlı bir kedisi var. Mafalda'nın stargardt hastalığı var , yani 6 ay içerisinde tüm görme yetisini kaybedecektir. Kitapta daha bu görme yetisini kaybetmeden önceki son zamanlarını anlatıyor. Okurken çok duygulandım, daha 9 yaşındaki bir çocuğun böyle bir gerçeği kabullenebilmesi oldukça zor bir şey. Mafalda çok güçlü bir kız, hayran kaldım. Ne kadar zorluk çekse de , her şeye rağmen güçlü durmasını biliyor. Kötü durumlardan da iyi bir şeyler çıkarmayı bilip mutlu olabiliyor. Kitabı çok beğendim. Herkesin okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum.
Kiraz Ağacı ile Aramızdaki Mesafe
Kiraz Ağacı ile Aramızdaki MesafePaola Peretti · Genç Timaş Yayınları · 202011bin okunma
Kararı beni şaşırtmıştı, o zamanki algılarıma göre her şeye rağmen hafif kalmıştı çünkü. Klaas'a verdiği ceza, evin yasaklanmasıydı: Dinleyin! Ben yaşadığım sürece bu evden içeri adım atamaz! Ayrıca Klaas'ı düşünmek, adını söylemek de yasak! Onu hafızanızdan silip atacaksınız. Babam sonra fotoğrafı yırtarak parçaladı, parçaları mutfak sobasına attı. Annem ayağa kalktı, her şeyi önceden biliyordu, tahminimce bunların hepsini konuşmuştu babamla.
Sayfa 394Kitabı okudu
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.