Neyse ki dediği gibi yaptı ve otobüs kalkmadan önce koltuğumu değiştirdi yazıhanedeki çocuk. Onunki de ne tuhaf bir hayattı düşününce. Vardiyalı çalışıyordur, tüm hayatını o vardiyaya göre ayarlıyordur. Geceyle gündüz arasına sıkışmış bir hayat. Bir gün arkadaşlarınla kahvede oyun oynarsın gündüz vakti, bir gün mahallenin gececi tayfasıyla bira
Hani bazı binalar vardır, bütün ışıkları sönmüşken tek bir katının ışığı sabaha kadar yanar. İşte biz o sabaha kadar yanan ışıltılı evde yaşayanlarız. Uyumayan, uyuyamayan, içinde bir yerde hep düşünen, düşündükçe düşünenleriz biz. İşin içinden çıkamayan, çıkamadıkça daha çok hapsolan, hiçbir șeyi kendi içinde halledemeyenleriz biz. Her șeye rağmen ayakta kalan ama ayakta kaldıkça mahvolan, mahvoldukça daha güçlü ayakta kalan, oysa çaresiz kaldıkça çaresizliğe sürüklenen, umut gördükçe umuttan kaçanlarız biz. Biz kimiz biliyor musunuz, yıllarca o ışığı sabaha kadar yanan evde yaşamış ve birden kapkaranlık bir odaya hapsedilmiş, biri gelsin de ışıklarmızı yaksın diye bekleyenleriz biz. İşte şimdi ben burada oturuyorum, ellerim Ege'nin bana yollattığı hediyesinde, ışıklı yorganımda Gözlerimden yaşlar akıyor, yorgana damlıyor ve işte o zaman ağlamamam gerektiğini anlıyorum. Ağlamamam gerek çünkü bu yorganı ıslatmamam gerek. Ağlamamam gerek, çünkü beni aydılatacak bu ışıkları mahvetmemem gerek. Ağlamamam gerek çünkü Ege'yi üzmemem gerek. Ağlamamam gerek, kendim için, Ege için. Anlyor musun, İzmir? Benim artık ağlamamam gerek.
Reklam
Yüksek Anlam
. İnsanlar iki büyük sınıfa ayrılır : Esas olarak umut içinde yaşayanlar ve esas olarak hatıra içinde yaşayanlar. Her ikisi de zamanla yanlış bir ilişki sergiler. Sağlıklı birey aynı anda hem umut hem de hatırlama içinde yaşar ve ancak bu sayede yaşamı gerçek, esaslı bir süreklilik kazanır. Dolayısıyla umudu vardır ve sadece hatıralarda yaşayanların aksine zamanda geriye gitmek istemez. Ama o zaman, kesinlikle bir etkisi olması gerektiğine göre, hatırlama onun için ne yapar ? Anlık notaya bir çarpı işareti koyar; Geriye dönük hatırlama ne kadar ileri giderse, tekrarlama o kadar sık ​​ve daha fazla çaprazlama olur. ...
Bir zaman cesaretini toplayıp meseleyi, kendisini en rahat ifade edebileceği kimseye açar. Bu kişi bazen bir arkadaşı, bazen kardeşi, nadiren de annesi olabilir. Saygı gösterip anlayışla karşılayanlar olsa da, genellikle büyük tepkiyle karşılanır. Sıra, evliliğinde esas söz sahibi, karar mercî olan ebeveyne gelince, tepki zirveye çıkar. Bağırıp
Sayfa 179Kitabı okudu
her zaman bir umut vardır. hiç umut kalmadığında bile.
Sayfa 125Kitabı okudu
İnsan en dibe düştüğünde bile ne zaman çıkacağını düşünür çünkü umut etmek en güzel teslimiyettir. Toparlanmamız hatta her şeye yeniden başlamamız gerektiğini biliriz. Tam da bu noktada geçmiş anıların yansıması ile iyi olacak yarınları düşlemeye başlarız. Bazen ufak bir cesaret kırıntısı her şeyi düzeltmeye yeter. En zor anda bile bir çıkış yolu vardır her zaman. Kendini bırakma karanlığa, gitme kendinden ; sen kendinden gidersen kimse uğramaz kalbine .Gülümsesin yarınların
Reklam
1.000 öğeden 901 ile 910 arasındakiler gösteriliyor.