Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Hey küçük insanlar, neden birbirinizle geçinemiyoruz ki?"
Hey sen, Bana bak, gel küçük kukla! Zıpla, kalk, otur. Küçük kukla, küçük kukla haydi gül. Şimdi ağla! Aa gülüyor, bak şimdi de ağlıyor. Tabii ağlayıp gülecek çünkü BEN istedim! Şimdi yat küçük kukla, Şu hançer saplanacak bağrına, ıstırap çekeceksin, haydiii! O hoo, sahiden ıstırap çeker gibi, yoksa duygusu mu var? Bilmem hiç düşünmedim, fakat sıkıldım ondan. Öl küçük kukla, Öl!
Reklam
Sakarya Türküsü İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya; Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya. Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak; Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak. Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir; Oluklar çift; birinden nur akar; birinden kir. Akışta demetlenmiş, büyük, küçük, kâinat; Şu çıkan buluta
Hey ahbap ben arada bir fikir buluyorum. Kuşlar için küçük şemsiyeler yapabiliriz. Böylece yağmurda ıslanmazlar.
Sayfa 110 - 128 Dikişli Şiir
Yaşlı kadın asker selamı vererek masaya yaklaştı: "Askerlerimiz büyük zafer kazanmış..." dedi, "Mübarek olsun. Kocam büyük Rus seferine, oğlum Yemen'e gittiydi. Dönünce giyerler diye onlara çoraplar ördüydüm. Dönmediler." Torbasından bir küçük temiz bohça çıkardı. Masaya koyup özenle açtı. İçinde işlemeli dört çift çorap vardı: "Hey kumandan! Bir canım, bir odam, bir de gözüm gibi sakladığım bunlarım var. Bunları sana getirdim. Gazi evlatlarıma yolla. Birkaçının ayağını sıcak tutsa benim şehitlerimin ruhu şad olur." Asker selamı verdi çıktı.
Sayfa 211Kitabı okudu
Bir Nedeni Yok Yalnızca Öptüm Dudaklarım gerisin geriye çekildi; ağdalı bir sıvının ağır ağır örttüğü, korkunun biçim kazanıp ayağa kalktığı ve ‘hey bana bir şeyler söylemenin vakti geldi’ dediği zamanlarda bekledim seni; gözlerimi kapadım. Bekledim. Beklerken, özlemenin hangi geçitleri geçilmez kıldığını, hangi duyguların insanı hayata
Reklam
One Piece
One Piece; Unutulmaz Sözler,Diyaloglar ve Anekdotlar... 1- Nico Robin - Monkey D. Luffy (Enies Lobby) Küçük bir kız iken vatanı gözlerinin önünde yok edilen, ailesi ve dostları öldürülen ve ömrü boyunca denizcilerden kaçan Robin, sonunda arkadaşım diyebileceği birilerini buluyor ve tekrar gülmeyi öğreniyor. Fakat düşmanları ne olursa
Umutsuzluk içinde ne yapacağını bilemeyen Altın, bir taşın üzerine oturdu. Elbisesini yırtarak, sapsarı memesini çocuğun ağzına uzattı: –"Al bak, sütüm yok benim. İnandın mı şimdi. Sütüm olsa sana vermez miydim? Zavallı öksüzüm. Olmadığını anla da bana eziyet işkence yapmayı bırak artık. Ne dediğimi anlıyor musun? Konuşmak istiyorum işte, İstersen alay et benimle. Memelerimle de alay et! Ey tanrım ne büyük ceza bu!" Çocuk memeyi ağzına alır almaz sustu. Çocuk beklediğine kavuşmuş, diş etleri ile memeye iyice yapışmış, şapur şupur dudaklarını oynatıyor, küçük gözleri sevinçten açılıp kapanıyordu. —"Hey, ne oluyor sana?" dedi Altın. Kızgınlıktan çok çaresizlikten öyle konuşuyordu. "Tamam mı? Anladın mı şimdi? Az sonra daha çok bağıracak, daha çok ağlayacaksın…" Ama hayret! Bebek ağzını ayırmıyordu onun memesinden. Tam aksine, yüzü mutluluktan parlamaya başlamıştı! Altın, memesini hafifçe çocuğun ağzından çekti. Apak süt damladığını görünce bağırmaktan kendini alamadı. Şaştı kaldı. Tekrar verdi memeyi çocuğun ağzına, sonra yine çekti ve gerçekten süt geldiğini gördü… —"Tanrım! Yüce tanrım! diye bağırdı. Sütüm var benim, sütüm var! Beni duyuyor musun? Küçüğüm. Gerçek süt bu! Annen olacağım senin. Artık açlıktan ölmeyeceksin. Gök Tengri bizi duydu, zavallı yavrum!"
Ben deliyim… Yorgun ve yalnızım kaldırımlara misafirim… Gecenin gözleri üzerimde. Denizin ortasında küçük bir adayım, yüzme bilmem… Yüreğimi bir yere bırakmışım, bıraktığım yerden çok uzaklardayım. Kapıları kapatmışım üstüme, sürgüleri beynime çekmişim. Hey sabreden derviş banada sabretmeyi öğretsene. Ben deliyim, ama çok şey bilirim. Renkler ve
Aslında hey aynı şeyi yazıyoruz. Bir ben sana hasta olup olmadığını soruyorum, bir sen bu konuda yazıyorsun. Bir ben ölmek istiyorum, bir sen; bir ben pul istiyorum, bir sen; bir ben senin önünde küçük bir oğlan çocuğu gibi ağlamak istiyorum, bir sen benim önümde küçük bir kız çocuğu gibi... Ve bir kez, bin kez, sürekli senin yanında olmak istiyorum, sen de aynısını söylüyorsun. Yeter artık, yeter...
Reklam
Hey! Marlon Brando'nun gençliğini getirin bana! Bana Madonna'nın kellesini getirin! Güzel bir başlangıç yapın bana. Benim ıslak, kirli tüylerimi tarayarak tüketin gecenizi.
GURBETÇİ ŞÂİR SERVET YÜKSEL'İN DUYGU SÜZGECİNDEN SÜZÜLEN ŞİİRLER M. NİHAT MALKOÇ “Aman ha, gönül kırıp; kırılmaya değer mi? Boş şeylerin peşinde yorulmaya değer mi? Ne kaldı elimizde baharından, yazından?... Bu dünya çiçek olsa derilmeye değer mi?” (“Değer mi?”- Servet YÜKSEL) Gönül telimizi
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.