Merhaba, #1edebiyat1bilim1film maratonumuz kapsamında ilk kitabımız Tanzimat Dönemi eseri olan bu kitap oldu. 281 kişi ile aynı anda okumanın mutluluğuyla yorumlarımı paylaşacağım. ️
Yorum tamamen #tatkaçıran (spoiler) içermektedir.
#tatkaçıran
Şemsettin Sami’nin çağının ötesinde fikirlere sahip olduğunu hep birlikte gözlemledik.
İlk olarak
Ne kadar çok benziyor bu şark toplumları birbirlerine... Kaderleri bir olduğu gibi halkları da bir, hikayeleri de bir. İsimleri bir, biliyoruz bunu ama gerçeklerinin de bu kadar bir olduğunu görmek acı verici.
Hacı Ağa , İran’da da aynı bizde de aynı. Bir kahramana bir toplumdan daha ziyade bir
coğrafyanın şahsiyetini bu kadar güzel yüklemek olmaz sanırım. Bu coğrafyanın tüm arızalarını , evinin eşiğine oturmuş bir Hacı Ağa’ nın diline söyletmek.
Cehalet , fakirlik, yolsuzluk , sömürü...say say bitmez. Sanırım biraz bu toprakların gerçeğini idrak eden okurun , aaa tam da bizi anlatmış diyeceği bir öngörü kitabı. Bugünümüzü yaklaşık bir asır önceden yazmış mı dersiniz, yoksa bir asırdır hiç değişmemişiz mi dersiniz bilemiyorum. Kararı siz verin.
Hacı AgaSadık Hidayet · Yapı Kredi Yayınları · 20172,183 okunma
Aziz Nesin okumalarına devam ediyorum. Kesinlikle Aziz Nesin'i okurken hep şunu diyorum :" Yeminle şimdi ki gibi..." Aziz Nesin 70'lerde yazmış ama aynı bugünün toplumsal yapısını anlatmış. Açıkcası üzücü değişmemişiz... Satılık insanlar,cahillik ,avantacılık ve önyargılı insanlar... Hiç değişmemek üzüyor Usta! Hem de çok...
Halkın yaşantısı canlıdır; çünkü gerçek olmayan bir halk düşünülemez; ama burjuva olmaya çalışan, aydın olma özentisi içinde çırpınan azınlığın yaşantısı ölüdür. Yakıştırmadır. Büyük caddeler, yüksek yapılar suskunluk içindedir. Bu da kapalı bir sistemdir; üstelik kuralları yoktur. Her ailenin çocukları dağılır gider. Yaşantısızlıklarını gürültüyle örtmeye çalışırlar; partiler, araba yarışları, uyuşturucu maddeler, aşırı cinsel ilişkiler, para kazanma. Batılı ağabeylerinin sönük kopyalarıdır hepsi aslında. Boyutları küçüktür; bunların da kahramanları vardır; ama hemen soluklaşırlar, aleladeleşirler. Oyunu sonuna kadar götürecek güçleri yoktur.
Başlıyorsunuz bir hikayeye, içinde kendinizden bir parça buluyorsunuz. Milletini iyi tanıyıp, iyi yansıtan usta bir kalemin içinden çıkmış farklı parçalardan oluşan bir eser. Okuyup hiç değişmemişiz dediğim bir eserdi.
Tarih objektif olmalı derler ama tarih yazılarının, yazarlarının ya da bize öğretilen tarihin objektif olduğuna inanıyorum desem yalan söylemiş olurum. Osmanlının en hareketli dönemi olan Kanuni zamanında elçi olarak görevlendirilmiş ve bu görevi sekiz yıl sürmüş olan Busbecq’in Osmanlıya, saraya, Kanuni’ye , Rüstem Paşa’ya ve Türk’lere dair birçok şeye değinerek yazıp arkadaşına yolladığı mektupları okumak bana bu yönüyle çok keyif verdi. Çünkü bizi ilk defa bir başkasından dinlemiş oldum. Zaman zaman hayretler içerisinde de kaldım.
Benim dahi bilmediğim birçok kültürel ögemize ve geleneklerimize de yer verilmiş olması kitabı daha akıcı ve eğlenceli bir hale getirdi. Tabii bunda Busbecq’in mizahi bir kaleme sahip olmasının da etkisi çok olsa gerek. Kötü özelliklerimizden bahsedilirken ‘hiç değişmemişiz’ iyi özelliklerimizden bahsedilirken de ‘neden bu hale gelmişiz’ cümlelerini içimden geçirmeyi de ihmal etmedim. Yaklaşık 500 yıl öncesini birinci ağızdan dinleme fırsatını bize verip o anı yaşıyormuşuz gibi hissettiren Busbecq dedem ahirette karşılaşırsak daha birçok anını dinlemek için can atıyor olacağım.
Türk MektuplarıOgier Ghiselin De Busbecq · İş Bankası Kültür Yayınları · 2011297 okunma
Savaş zamanlarında en çok cekindikleri konu yağmurlu bir havanın olmasıdır. Çünkü yağmurun yağması ile yaylar işlemez hale geliyordu. Hunlar bu yüzden gece seferlerinde DOLUNAY zamanını beklerlerdi.
Her ne kadar dönemin "tikilerini" anlatsa da bana sıkıcı geldi. İnsanların yabancı kelimeleri kullanınca kendini gelişmiş sanmaları 1900lerde de varmış. Toplumca değişmemişiz hiç.
Araba SevdasıRecaizade Mahmut Ekrem · Venedik Yayınlari · 202125,2bin okunma