Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İsmet Paşa - Halifelik hk. düşünceleri
Hilâfet Orduları, bu memleketi baştanbaşa harabeye çevirmişlerdir. Bir gün yeniden Hilâfet Orduları kurulabileceğini aslâ gözden uzak tutmayacağız... Türk Milleti en büyük acıları Halife Ordusundan çekmiştir. Bir daha çekmeyecektir. Bir hilâfet fetvasının, millet ayağa kalkmak istediği zaman, ona düşmanlardan daha alçakcasına hücum ettiğini unutmayacağız. Tarihin herhangi bir devrinde, bir Halife, kafasından bu memleketin kaderine karışma isteğini geçirirse, o kafayı mutlaka koparacağız! Herhangi bir halife, düşünce ve davranış olarak, gelenek ve usule uyarak, gizlice veya açıktan açığa Türkiye'nin kaderinde söz sahibi imişçesine bir tavır almak isterse, Türkiye devlet adamlarını ödüllendirirmiş gibi bir zihniyetle düşünürse, bunları memleketin hayat ve varlığı ile taban tabana zıt sayacağız, hareketlerini vatan hainliği olarak kabul edeceğiz.
Sayfa 470 - Yakamoz KitapKitabı okudu
Hilafet ve İsmet Paşa
... İsmet Paşa'nın Abdülkerim Kayyum'a söylediği şu sözler ne kadar calib-i dikkattir: " Size ve sizin vasıtanızla bütün Müslümanlara diyebilirim ki Hilafete her zaman olduğu gibi dinen pek sıkı merbut (bağlı) olduğumuz gibi icap ederse, onun müdafaası için son damla kanımızı dökmeye hazırız. Türk milleti, İslamiyet'in kılıcı olmakla müftehirdir. Müslüman Dünyası bizi terk mi edecektir? Müslüman kardeşlerimiz düşmanlarımızın bizim hakkımızdaki müfteriyetına (iftiralarına) mı kapılacaktır?!.. Erkek, kadın, çocuk, Türk milletinin fakir, zengin her ferdi Hilafet-i İslamiyenin şan ve şerefini zahir ve hadimdir. Ve bütün Türk milleti diyorum yalnız bir ferdi değil!.. Fert yerine yekvücut bütün bir milletin müdafii olması müreccah değil midir?"
Reklam
İsmet Paşa:
"Hilafetin kaldırılmasında daha çok mukavemet görmüşüzdür. Saltanatın kaldırılması daha kolay olmuştu. Çünkü, hilafetin baki kalması, Meclisteki saltanat taraftarlarını tatmin ediyordu. Fakat bu şekil ilanihaye iki başlı olarak devam edemezdi. Saltanat taraftarları zainanı gelince, münasip anında hilafet şekli altında hükümdar idaresi (Osmanlı hanedanı) avdet eder ümidini muhafaza ediyorlardı. Onun için hilafetin ilgası... daha derin tesir yapmıştır ve ondan sonra ihtilafların başlıca kaynağı olmuştur."
Sayfa 390 - Sabah YayınlarıKitabı okudu
Hilafetin kaldırılmasına yakın günlerde, İzmir’de Harb Oyunları tertiplenir. Bütün askerî erkân oradadır. Karabekir, Hilafetin kaldırılması ile “askerlikçe mânasını bulamadığım İzmir Harp oyununun bir “siyasî oyun’ olduğu anlaşıldı” der. “Tıpkı Cumhuriyet’in ilânında olduğu gibi, Hilafet ’in lağvı ve hanedanın hudut dışı edilmesi kararı da bir
Lozan Konferansı’nın görünen veya görünmeyen en önemli konularından biri hiç şüphe yok ki, “hilafet” olmuştur. İngilizlerin ve müttefiklerinin barıştan sonra Türkiye’nin İslâmla ilişkilerini kesmesi yönünde telkinde bulunduklarını, baskı yaptıklarını düşünmemiz için çok güçlü emareler vardır. Bunlardan en bilineni, 10 Temmuz 1923’te Halk Fırkası (Partisi) nizamnamesi müzakereleri sırasında üst kademe yöneticiler tarafından din/İslâm karşıtı yaklaşımların dillendirilmesi ve Türkiye İslâm kaldıkça barış yapılmayacağı iddiasının ifade edilmesidir. Bundan iki hafta sonra Lozan Andlaşması, konferansa fesli veya kalpaklı giden “Türk delegeleri” tarafından silindir şapka ve simokin giyilerek imzalanmıştır! Bu şapka, kıyafet devrimi dahil olmak üzere, bir çok uygulamanın taahhüt edildiğinin sembolik bir ifadesi olarak yorumlanmalıdır. Kâzım Karabekir, Lozan dönüşü konuyu İsmet Paşa ile görüşür. Yaygınlaşan din karşıtı havanın Lozan’la alâkalı olduğunu söyler. İsmet Paşa’nın cevabı “Macarlarla, Bulgarların aynı saflarda İtilaf devletlerine karşı harb ettikleri ve mağlup oldukları halde istiklâllerini muhafaza etmiş olmaları Hıristiyan olduklarından, bize istiklâl verilmemesinin de islâm olduğumuzdan ileri geldiği, İslâm kaldıkça müstemlekeci devletlerin ve bilhassa İngilizlerin daima aleyhimizde olacaklardir. ..
' Savaş sonrası hemen hemen herkesin ortak endişesi Mustafa Kemal’in bir “diktatörlüğe” yönelmesidir. Başta Karabekir Paşa olmak üzere, aklı başında herkes bu kaygıyı açık veya gizli taşımaktadır. Özellikle 1923-24 yıllarında (İkinci Meclis’in oluşum sürecindeki usül ve gizli niyet) Mustafa Kemal’in ayrışarak meclisin ve kanunların değil de bizzat
Reklam
Anadolu İhtilali (1. Cilt) Sabahattin Selek Mondros mütarekesinden Türkiye Cumhuriyeti’nin doğuşuna kadar ulusal savaşımızın belgeseli Birinci Cihan Harbinde 2 milyon kurban verdik. Cephelerde yaşanan yenilgi ordu kusurundan kaynaklanmıyor, cephelerde yaşanan perişanlık, sivil ve askeri idareye ait aksaklıklar ve memleketin bu çapta bir harp
55 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.