Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
631 syf.
10/10 puan verdi
·
32 günde okudu
Çankaya- Falih Rıfkı Atay (Bugüne Özel)
Falih Rıfkı Atay'ın 1961 yılında yayımlanan anı türünde yazılmış kitabıdır. Kitabı yine Falih Rıfkı'nın
Zeytindağı
Zeytindağı
kitabının bana çok fazla şey kattığını düşündüğüm için temin etmeye karar verdim ve şuan kesinlikle kitabı iyi ki okumuşum diyorum. Falih Rıfkı Atay 1. Dünya Savaşı yıllarında 3 Paşalar Dönemi diye adlandırılan devrin önemli
Çankaya
ÇankayaFalih Rıfkı Atay · Pozitif Yayınları · 20213,848 okunma
.... Atatürk'ün Din Hakkında Sansürlenen Görüşleri Atatürk'e ilişkin olarak 2 önemli çarpıtma yapılıyor. Biri Batılılaşma konusunda... Diğeri din konusunda... İlki, Atatürk'ün hedef olarak Avrupa'yı göstermediği iddiasına dayanıyor. İkincisi, -dinci kesimin ve medyanın sürekli yaptığı gibi- ısrarla Atatürk'ü dua ederken,
Reklam
Artık Lozan'a gidecek "Türk Murahhas Heyeti" hazırdı. Bu heyetin içinde biri var ki, çok ilginç bir kişiliktir: Yahudi Hahambaşısı Hayım Naum Efendi... Alliance Israelite Universelle isimli bir Yahudi kuruluşunun bursuyla Paris'te Ruhani Okulu'nda öğrenim görmüştü, mezun olduktan sonra da bir süre Paris'teki Yahudi okullarında ders vermişti. Nihayet İstanbul'a döndü ve II. Meşrutiyet'in (1908) ila- nıyla görevinden istifa eden Moşe Levi'nin yerine haham- başı seçildi. Bu görevini 1919'a kadar sürdürdü. Bu görevi sıra- sında, Filistin'de bir Yahudi devleti kurma fikrini savunan Siyonist Yahudi liderlerle içli-dışlı oldu. 1923'te Türk heyetinde yer alarak Lozan Barış Konferansına katıldı. İsmet Paşa'nın özel tercümanı ve danışmanıydı. Görüşmeler sekteye uğrar gibi olduğunda İngiliz heyetiyle (özellikle heyet başkanıyla) İsmet Paşa arasında arabuluculuk yapıyordu... Bu "hizmetlerinden dolayı Ankara hükümeti tarafın- dan "Efendi" unvanı verilerek ödüllendirildi (ama bir süre sonra hacı, hoca, bey, efendi, paşa unvanlarıyla birlikte bu unvan da yasaklandı). Derler ki, Hayım Naum Efendi İsmet Paşa'ya akıl hocalığı yaptı, hilafet pazarlığının en hararetli ve hareketli ismi oldu...
Mustafa Kemal Paşa, lâmbasının ışığı altında kâğıtları karıştırır. Miralay İsmet Bey mütemadiyen dolaşır. Cami Bey dizinde kâğıtlarla konuşmak fırsatını beklerdi. İç işlerinde meseleler gittikçe çoğalıyordu. Her yarım saatte bir Hayati Bey gelir, telgraflar getirirdi. Bunların arasında şöyleleri vardı: “Ben Hilâfet Ordusu’nun yaklaştığını görüyorum. Halkın onlara iltihakından endişe ediyorum. Onlar girip telgraf tellerini kesmeden evvel emirlerinizi bekliyorum.” Bunlardan biri okunduktan sonra, Hayati Bey askerî selâm vererek: — Teller kesilmiştir, dedi. İşte, ihtilâlin manzaralarından biri. Diğer bir telgraf: “Ben kasabanın dışında muhabere merkezi tesis ettim. Kaymakam, Hilâfetçiler ile anlaşmak üzeredir. O, bir vatan hainidir.” Her gece, etrafımızdaki merkezler ve kasabalardan böyle telgraflar alırdık. Bu ihtilâl günlerinde zavallı ve fakir telgrafçıların cesaret ve vatanseverliklerini, yaptıkları hizmeti takdir etmemek imkân dışındadır. Bu durum, her gece şafak sökünceye kadar devam eder, hepimiz yorgunluktan bitkin bir hâle gelirdik. Mustafa Kemal Paşa’nın o günlerdeki kadar yorgun ve bazen de ümitsiz olduğunu görmüş değildim. Umumiyetle birkaç saat uyuyabilmek için sabahın erken saatlerinde aşağıya inerdik. Fakat, rahat uyumak da pek mümkün olmazdı. Çünkü, Hilâfet Ordusu mensuplarının ne zaman bizim yerimizi de basıp yatağımızda bizi boğazlayacaklarını tahmin edemiyorduk. Bu günlerde, bu vatan hainleri Bolu hastahanesinde yatan bazı subayları da yataklarından sürükleyip hastahanenin önünde kafalarını taşla ezmişlerdi.
Mısır'daki Yunanlılar ordularına Müslümanlardan Daha Çok Yardım Etti
Hilafetin lağvı kararını 1924 Mart ve Nisan aylarında Mokattam'da yedi yazıyla objektif olarak inceleyen bir kişi A. Sabri'dir. dikkati çekecek bir öz eleştiriye girişiyor: "Hilafetin başkenti işgal edildiği, halife esir edildiği, Hristiyan alemi Haç'ın bu zaferinden dolayı keyiflendiği zaman Müslümanlardan tek protesto çıktı
Sayfa 350 - Boyut YayınlarıKitabı okudu
371 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Mutlaka okunmalı herkese tavsiye ediyorum...
(Spoiler) Murat Bardakçı'nın bir videosunu izlemiştim zamanında orada bir kitap söylüyordu İttihat ve Terakki ile ilgili o videoyu arıyordum, "'Hilafet Makamı İngilizler'in Baskısıyla Kaldırıldı' Canlı Yayında Fahrettin Paşa Tartışması.." başlıklı videoya denk geldim. Videoda
Gazi'nin Çağında İslam Dünyası
Gazi'nin Çağında İslam DünyasıOrhan Koloğlu · Boyut Kitapları · 19947 okunma
Reklam
430 syf.
7/10 puan verdi
·
10 günde okudu
Bu eserin İlk baskısı 1969 yılında yapılmıştır. Hâlâ ikinci el satış fiyatları yapılmakta ve iyi fiyata satılmaktadır. O dönemde çok ses getiren eser yakın tarihe, resmi tarihten farklı bir bakış açısı sunmuştur. Resmi, yazılı gerekse görsel basında Kızıl Sultan olarak hafızalara yerleştirilmeye çalışılan Sultan Vahdettinin'in ya da Halide
Kurtuluş Savaşında Sarıklı Mücahitler
Kurtuluş Savaşında Sarıklı MücahitlerKadir Mısıroğlu · Sebil Yayınevi · 1980109 okunma
m. kâmal, ismet paşa'ya bir telgraf gönderdi: "...Halife ve bütün cihan kat'i olarak bilmek lazımdır ki, mevcut ve mahfuz olan halife makamının, hakikatte, ne dinen ve ne de siyaseten hiçbir mâna ve hikmet-i mevcudiyeti yoktur. Türkiye Cumhuriyeti safsatalarla mevcudiyetini, istiklâlini tehlikeye maruz bırakamaz. Hilafet makamı, bizce en nihayet tarihî bir hatıra olmaktan fazla bir ehemmiyeti haiz olamaz. Türkiye Cumhuriyeti ricalinin veya resmî heyetlerin, kendisiyle temasını talep etmesi dahi Cumhuriyetin istiklâline açık tecavüzdür... Halifenin temin-i hayatı ve maişeti için Türkiye Reisicumhuru'nun tahsisatından; mutlaka aşağı bir tahsisat kâfi gelir. Maksat debdebe ve dârat değil, insanca hayat ve maişet temininden ibarettir." (22.1.1924)
Sayfa 258 - Yazar YayınlarıKitabı okudu
Mustafa Kemal'in, daha önce saltanatı ele geçirme, halife olma gibi bir çabanın içerisinde olduğu, bu amaçla konuşmalar yaptığı hatta sarıklı, cübbeli fotoğraflar çektirerek altına 'mefkûre (ideal) hatırası' yazdırdığı bilinmektedir. Mustafa Kemal'i bu düşüncesinden hem Kazım Karabekir hem de İsmet İnönü vazgeçirmek için çok çaba sarf etmiştir.¹⁰⁵ Nitekim Mustafa Kemal, İsmet İnönü Lozan görüşmelerinden dönünceye kadar, özellikle de İzmir İktisat Kongresi'nden önce gittiği her yerde hilafet lehinde konuşmalar yapmaya devam etmiştir. Bu konuşmalarından birini de 7 Şubat 1923 Çarşamba tarihinde öğle vakti, Balıkesir'deki Zağanos Paşa Camii'nde verdiği hutbe¹⁰⁶ ile gerçekleştirmiştir. 105 Daha geniş bilgi için bkz. Ali Kaçar, Zirvedeki Mankurtlar, Genç Birikim Yayınları, III. bak 2012, s. 48 vd.; haber7.com/guncel/haber/86... 106 Kaçar, a.g.e. s. 49 vd. Hutbenin tamamı için bkz. İzmir Yollarında, Yayına hazırlayan Mehmet Önder, T. İş Bankası Yayınları, 1989, s. 85 vd
Sayfa 41 - Genç BirikimKitabı okudu
"Devlet adamı olarak hiçbir zaman aklımızdan çıkaramayız ki, hilafet orduları bu ülkeyi baştan başa harabeye çevirmişlerdir. Hilafet orduları kurulması olasılığını hiçbir zaman gözden uzak tutmayacağız... Türk ulusu en acıklı sıkıntılarını halife ordusundan çekmiştir. Bir daha çekmeyecektir." "Bir hilafet fetvasının Dünya Savaşı belasına bizi attığını hiçbir zaman unutmayacağız. Bir hilafet fetvasının, ulus ayağa kalkmak istediği zaman, ona düşmanlardan daha kötü bir şekilde saldırdığını unutmayacağız." "Tarihin herhangi bir döneminde, bir halife, aklından bu ülkenin mukadderatına karışmak isteğini geçirirse, o kafayı mutlaka koparacağız!” İsmet Paşa, bravo sesleri ve alkışlarla karşılanan bu sözlerine şunları da ekledi: "Herhangi bir halife, gelenek, düşünce ve şekil bakımından, yöntemine uyarak, üstü kapalı ve açık olarak Türkiye'nin kaderiyle ilgiliymiş gibi durum almak isterse, Türkiye devlet adamlarını ödüllendirirmiş, gönüllerini hoş edermiş gibi bir anlayışla düşünürse, bunları ülkenin yaşamıyla ve varlığıyla taban tabana sayacağız, hareketlerini vatan hainliği sayacağız."
Sayfa 562Kitabı okudu
87 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.