Antik Çağ, felsefe, doğa bilimleri, mitoloji, psikoloji, anı-biyografi ve deneme temel ilgi alanlarım.
Alıntılar uzun ve sıkıcı gelecek, katlanabilenler kazanacaktır.
Not: Bu inceleme, bir incelemeden çok daha fazlasıdır.
Yazım uzun olduğu için ve anlaşılma kolaylığı sağlamak adına sekiz bölüme ayırdım ve böylece daha ilgi çekici olduğunu düşündüğünüz yerlere gidip okuyabilirsiniz:
– Giriş
– Kitapla İlgili Düşüncelerim
– Nietzsche'nin Ailesinin Sağlık Geçmişi
– Nietzsche'nin Sağlık Geçmişi
– Turin
Not (1): Bu incelemenin temelleri 45 dakikalık bir antrenman esnasında müziğin yardımıyla aniden atılmıştır. Antrenman ne kadar verimliydi emin değilim ama bu inceleme oldukça verimli oldu ve iddialı söylemlerde bulundu.
Not (2): Cinsel uzuv imgelemine hassas olanların dikkatine. Çünkü birkaç yerde karşınıza çıkacak.
Not (3): Kitap bahane
Not: Bu incelemenin ana hatları kitap bittikten hemen sonraki 10 dakikalık bir motosiklet yolculuğu esnasında zihnimde belirenlerden ibarettir. Uzun uzadıya düşünmeden yazdığımı söylemeliyim.
Kitabın ilk sayfalarından itibaren dinsel terbiyenin kokusunu aldım ve muhafazakâr taraf beni kıllandırdı. Çünkü dinsel ahlakın içinde çok fazla tatava
Kitapla ilgili herhangi bir inceleme yapılmamış ve ben de bir faydam olsun istedim. Zaten kitabı okuyan çok kişi olmamış çünkü insanlar genelde doğrudan İlyada ve Odysseia’yı okumaya girişiyor. Henüz kendi adıma bu şiirleri okumamın zamanının gelmediğini düşündüğüm için –konuyla ilgili kitaplar okurken karşıma çıkan pasajlar dışında- okumadım. Bir
Bu kitap da Celal'in daha önceki kitapları gibi çeşitli yazılarından oluşuyor. Bilim tarihinden Marmara'daki müsilaj sorunu, İzmir depremi ve Rusya-Ukrayna savaşı gibi güncel meselelere, jeolojiden astroloji eleştirisine, bilimin sosyal olaylarla ilişkisinden Türk toplumuna kadar birçok farklı ve önemli konuda çeşitli görüşleri yer
Önemli Not: Bu inceleme kitabın “Agnostisizm’in Esasları ve Türevleri” isimli ilk bölümüyle (s. 11-64) ilgilidir.
Sık sık inceleme yazan biri değilim ve beni inceleme yazmaya götüren motivasyonlar genelde beğendiğim kitaplardan değil de bariz sıkıntılar gördüğüm ve artık bu konuda insanlara bir şeyler yazmalıyım sorumluluğu hissettiğim
Hypatia, saygı duyduğum ve daha fazla bilinmesi gerektiğini düşündüğüm önemli bir şahsiyet. Onun hakkında yazılanlar son derece sınırlı, çünkü ölümü Hıristiyanlık tarihinde kara bir leke olarak duruyor ve çok fazla sansürlenmiş bu yüzden. Onu anlatan bir kitap yazılması güzel bir şey ancak bu kitabın eleştirilecek çok fazla yönü var.
Her şeyden
Neandertal gömütlerinde bulunan silahlar, aletler, kurban edilmiş hayvanların kemikleri üzerinden kuzenlerimiz Neandertaller'in ölümün farkında oldukları ve buna yükledikleri anlamlar konuşularak mitolojinin en eski izleriyle kitap başlıyor. Bu arada mitin ne olduğu ve insan yaşamında nasıl bir işlev gördüğü aralara yediriliyor. Mitin insan
Depresyonu tüm “canlılık”ıyla yaşayan biri olarak hem kendi tecrübelerimi hem de yazarın görüşlerini birlikte paylaşacağım. İlk olarak, depresyon deyince benim aklıma majör depresyonun geldiğini ve inceleme boyunca da depresyonu bu şekilde kullanacağımı söylemeliyim. İncelemem karamsar başlayacak ama mutlu sonla bitecek, o yüzden sabredin :)
Hari
Aristofanes'in Bulutlar'da Sokrates ve Sofistler'i eleştirdiğini öğrendiğimden beri Bulutlar'ı okumak istiyordum. Kuşlar'ı okumak planımda olmasa da ikisi aynı kitapta basıldığı için okudum. Ama aynı kitapta basılması boşuna sayılmaz. Çünkü Bulutlar'daki kadar olmasa bile Kuşlar'da da Sokrates ve Sofistlere dokundurmuş Aristofanes.
Tabii iki oyunun temeldeki temaları farklı. Kuşlar'daki ana tema dönemin Atina yaşamına eleştiri ve ideal bir devlet kurma fikri taşır. Ancak eleştirilen Atina yaşamından pek de farklı bir devlet çıkmaz ortaya. Bulutlar'da ise Sokrates ve Sofistler'e çok ciddi eleştiriler vardır ve konunun temeli budur. Hatta Sokrates hedef gösteriliyor bile diyebiliriz.
Oyunları okumak için ön bilgi edinmenin şart olduğunu düşünüyorum. O ön bilgilerin gözünden okuduğumuzda daha iyi anlayabiliriz ancak. Bilgili ve dikkatli bir okuyucu birçok ince dokundurmayı yakalayabilecektir. Ben nereleri kaçırdığımı bilemiyorum ancak ilerleyen yıllarda bilgim arttığında tekrar okuyacağım.
Aristofanes eserlerinin bugün hala oynandığını bilse ne düşünürdü acaba?
Savunma'yı uzun zaman önce iki kere okumuştum ancak hiçbir ön bilgim yoktu. Bu sefer de Kabalcı Yayınevi'nin Humanitas dizisinden okumayı tercih ettim. Savunma'nın kendisinden uzun, 75 sayfa yer tutan, 306 değerli dipnota sahip kitap. Bu dipnotlar metni doğru anlamak adına önemli. Çünkü bağlamlar hakkında oldukça değerli bilgiler var. Erman Gören tarafından çok titiz bir iş çıkartıldığı belli. Kitabın kendisi akıcı ancak dipnotların çokluğu, akıcılığı olumsuz etkiliyor. Bu durum, dipnotlara takılmadan ikinci bir okuyuşla aşılabilir. Tabi böyle bir metni kurgu kitapları gibi de okumamak gerek. Yoksa birçok şey havada kalacaktır.
Eski Yunanca bilenler için Savunma'nın orjinali de var bu yayında. Bu da ayrı bir artı. Humanitas'tan çıkan bu çeviriyi kesinlikle tavsiye ederim.
Kitabı beğenmedim ve tavsiye etmiyorum. İlk olarak dili hiç hoşuma gitmedi. Çok sıkıcı ve yer yer eziyet verici oldu benim içim.
İçeriğe gelirsek, Tanrı ön kabulü üzerinden ilerlediği için baştan sona boş lakırtılardan ibaret bir kitap olmuş. Yazarın önermeleri yer yer keyfi ve ciddiyetten uzak geldi bana. Ortada somut herhangi bir şey yok. Kitabın bana öğrettiği tek şey şu oldu:
Tanrı ve onun tabiatı fikri, hiçbir şekilde sonuca bağlanamayan, açmaz ve temelsiz varsayımlardan ibaret bir fikir.
Geçiniz efendim.