Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Lise sondaydım.. Felsefe hocası derse girdi, "arkadaşlar bana pisliğin tarifini yapar mısınız?" dedi. Birer birer cevap verdik ama hoca hiçbirimizin cevabını doğru kabul etmedi. "O zaman siz yapın tarifini hocam." dedik.. Hoca ayağa kalktı ve; "Pislik bulunmaması gereken yerde bulunan şey veya kişidir." Diye bir tarif yaptı... "Nasıl yani?" dedik "Çok kolay arkadaşlar."dedi.. "Örneğin annenizin saçını öper ve koklarsınız. Ama o saçın bir tek telini dahi yemek tabağınızda görseniz iğrenirsiniz ve o saç pislik olur." Yine tabağınızdaki yemeğinizi yağına ekmek banarak yersiniz ama o yağın bir damlası bile elbisenizin üzerine damlarsa o yağ artık pis olur." "Ve bir kimse bulunmaması gereken bir makamda bulunuyorsa eğer, unutmayın ki o da bir pisliktir." #Alıntı
Yeni Yıla Özel Süper Fiyat!
İlber Ortaylı'nın 10 kitaplık seti 375 TL yerine sadece 179 TL! 💚 İlber Ortaylı, yediden yetmişe herkesin faydalanacağı, bilge şahsiyetinden ve yaşam tecrübesinden süzülen tavsiyelerden oluşan bir eserle karşımızda! ✨ İlber Hoca, bu kitapta, bir insanın çocukluktan itibaren hayatın hemen her alanında ihtiyaç duyacağı çözümleri nasıl bulabileceğini örnekler vererek anlatıyor. ''Herkes kendi talihinin mimarıdır'' sözünü hatırlatarak, kendi yolunu çizmenin ne anlama geldiğini tüm kritik noktalarıyla yorumluyor. Hemen İncele: bkmkitap.com/ilber-ortayli-s...
Reklam
İlber Ortaylı ile Buluştuk!
Bugün
İlber Ortaylı
İlber Ortaylı
ile birlikte yeni kitabının lansmanı için özel bir etkinlikte bir araya geldik! 🤓 Cumhuriyet’in 100. yılına girdiğimiz bugünlerde bize yeni çıkmış olan
Cumhuriyet'in Doğuşu
Cumhuriyet'in Doğuşu
kitabının içeriği hakkında bilgi verdi. Cumhuriyet’in bir tek Sovyetler zamanındaki Rusya’da ve Türkiye’de uygulanabilmiş olmasının öneminden, eğitimde ve sağlık hizmetlerinde sağladığı eşitlikten bahsetti. Ayrıca %10 oranında okuryazar olan bir toplumun yıllar geçtikçe nasıl büyük oranda okuma yazma öğrendiğini de anlattı.
Mustafa Kemal Atatürk
Mustafa Kemal Atatürk
’ün Cumhuriyet’i kabul ettirmekteki başarısına odaklanılan lansmanda, o dönemde karşısına çıkarılan engelleri de dinledik kendisinden. Dile kolay, üzerinden 100 yıl geçmesine rağmen hâlâ ismi ve fikirleriyle hayatımıza etki edebilen bir önderden bahsediyoruz sonuçta. Konumuz sadece Cumhuriyet de değildi. Bir ortamda İlber Hoca varsa orada pek çok şeyden de bahsedilebiliyor. Mesela ülkemizdeki eğitim sisteminin nereye doğru gittiğinden ve gereğinden fazla sayıda açılan üniversitelerin ortaya çıkardığı niteliksizlik sorunundan da bahsetti kendisi. Düşünün ki, Almanya’da sadece 40 tane hukuk fakültesi olmasına rağmen bu sayı çok diye tepki gösteriliyormuş. Ama bizde bu sayı 2 katından da fazla olduğu için niteliksiz mezunların da artmasının kaçınılmazlığından bahsetti. Her ne kadar bazı kitaplarında gerçekçilikten uzak öneriler verdiğini düşünsem de kendisi bu ülke için önemli bir entelektüel değer. Fırsattan istifade bende olan bütün kitapları için de imzaları kaptım tabii. Hem kim bilir, belki de ilerleyen günlerde beraber video bile çekeriz 🥳 instagram.com/p/Cz37wGKtG5q
Uyuma!
Kitapyurdu'nun kamuoyu duyurusuna aldanmayın! Ayın Yazarları Listesi açıklandıktan sonra Yavuz Köktaş Hoca Kitapyurdu ile iletişime geçip; "Listeden ya beni çıkarın ya Harari'yi" diyerek tepkisini koymuş ve Kitapyurdu Köktaş hocayı listeden çıkarmıştır. Hepimiz üzerimize düşeni yapmakla mükellefiz. Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık'tan çıkan
Henâ
Henâ
kitabımın tüm sözleşmesini feshediyorum. Ne kadar güçlü olduğumuzu unutmayın! Tüm markalar bir bir kamuoyu duyurusu yapmak zorunda kalacak! Tekrar ediyorum; biz onlara değil onlar bize muhtaç!
Hukuk fakültesinde bir öğretim görevlisi derse girer ve bir öğrenciye adını sorar, öğrenci “Ali” diye cevap verir. Öğretmen bir anda, “Defol bu sınıftan, bir daha asla dersime gelme” der. Bütün öğrenciler şaşkınlık içindedir, neye uğradığı şaşıran Ali de sınıfı terk eder. Herkes ne olduğunu anlamak için beklemektedir hiç birinden tek bir ses
Bir öğretmen olarak unutmayacağım bir saçmalığı sizinle paylaşmak istiyorum zira bu mesleği öğrenciden çok diğer unsurların nasıl verimini, enerjisini düşürdüğünü birilerinin söylemesi lazım. Pek çok meslektaşim da benimle aynı dertleri paylasiyordur eminim. Gelelim hikayeye: Şırnak'ta birleştirilmiş sınıflı bir köy okulunda görev yapiyorum.
Reklam
Merhum Abdülmetin Balkanlıoğlu hoca bir köye imam olarak atanır. İlk sabah ezanını okur, camiye gelen olmaz. Ezanı tekrar okur yine gelen giden olmaz. Bunun üzerine başlar ardı ardına selâ okumaya. Köylü apar topar koşar camiye. Hayırdır hocam, ölen kim diye sorarlar. Hoca merhum da "ezan okudum okudum kimse gelmedi. Ben de öldüğünüzü sandım, bu selâlar da sizin içindi" der.
Tercüman Recep
Her şey, bir iş görüşmesinde bana sorulan, "İngilizce biliyor musunuz?" sorusuna verdiğim "Evet" cevabı ile başladı. Bu sayede bir otelde güvenlik görevlisi olarak işe başladım. Garip olan ise benim İngilizce bilmiyor oluşumdu. Hem güvenlik görevlisine İngilizce niye lazım olsun ki? Ortaokul ve lisede altı yıl boyunca
"Giden kitap gelmez Türkiye'de."
Zaman Kaybolmaz
Zaman Kaybolmaz
Katılır mısınız İlber Hoca'ya?
Hukuk fakültesinde bir öğretim görevlisi derse girer ve bir öğrenciye adını sorar, öğrenci “Ali” diye cevap verir. Öğretmen bir anda, “Defol bu sınıftan, bir daha asla dersime gelme” der. Bütün öğrenciler şaşkınlık içindedir, neye uğradığı şaşıran Ali de sınıfı terk eder. Herkes ne olduğunu anlamak için beklemektedir hiç birinden tek bir ses
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.