Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Âişe (r.a) şöyle demiştir: Huysuzluk yapan bir devenin üzerindeydim. Bundan dolayı da ona vurmaya başladım. Bunun üzerine Peygamber (sav) şöyle buyurdu: “Yumuşak davran. Eğer bir şeyde yumuşak huyluluk varsa onu güzelleştirir. Bir şeyden de yumuşak huyluluk alınırsa onu lekeler.”
Heyecanla mavi ayakkabıları gösterip, "Mavileri!" diyorum."Mavileri mi?" diyorlar sanki yanlış bir şey söylemişim gibi."Çabuk kirlenir, en iyisi biz siyahları alalım" diyorlar." Bunları zaten siz seçip önüme koymadınız mı?" diye soruyorum."Siyah daha az kirlenir." diyorlar. "Neden bana soruyorsunuz öyleyse?" diye sorduğumduysa sanki huysuzluk ediyormuşum gibi yüzüme bakıyorlar. Ben de içimdekini daha açık söylemeye karar veriyorum: "Mavileri alırsak, giydiğimde deniz üstünde yürüyormuşum gibi olur ama." Sanki çok garip bir şey söylemişim gibi yüzüme bakıyorlar ve sonra satıcıya dönüp, "Biz siyahları alalım", diyorlar. Bunun üzerine havada uçmaktan bahsetmiyorum artık ve siyah ayakkabılı bir çocuk oluveriyorum.
Sayfa 48
Reklam
SON DANS -1 O eve hiç gitmek istemiyordum. Yine de ayaklarım sürüklüyordu beni. Yol boyunca öylesine değişik duygularla yürüdüm ki. Sanki bir şey olsun, bir şey olsun da beni yolumdan alıkoysun istedim. Zaten bir süredir kendimi hiç iyi hissetmiyorum. Yorgunum. Hiçbir yere sığamıyorum. Bir boşluktayım sanki. Boğulduğumu, nefes alamadığımı
224 syf.
10/10 puan verdi
Ya Evde Yoksam/Sevda Sarıkaya Bir Alzheimer Güncesi . . Her adım, beni sana yaklaştırıyor anne. Ama ileriye değil, geriye doğru. Ve en uçta, sayamadığım kadar basamak ötede, sen bekliyorsun beni. .
Ya Evde Yoksam
Ya Evde YoksamSevda Sarıkaya · Hayykitap · 2017236 okunma
Yaşanmış Hikayeler / Rumeysa
Siz hiç hastahâne köşelerinde bîçare bekleşen anne ve babaları gördünüz mü? Ya da hiç hastalıktan aylarca uykusuz kaldığınız oldu mu? Veya çocuğunuzu tedavi ettirmek için ayakkabılarınızı sattınız mı? Peki, bu acıları çeken çevremizdeki bir kardeşinize el uzattınız mı? Bir gün hastamız olmadan hastahâneye uğrayıp, daha önce hiç tanımadığınız
Sayfa 292 - Erkam YayınlarıKitabı okudu
184 syf.
·
Puan vermedi
·
29 saatte okudu
öyle hemen "evet" denmez! :)
İlk defa katıldığım bir seminerde konuşmacı olarak dinlemiştim yazarı. Benim gibi sosyoloji mezunu olduktan sonra para meraklısı üniversitelerin açtığı kursla değil de psikolojide yüksek lisans yaparak aile danışmanlığına adım atmış. Bu süreçte de kendisine gelen aileler ve sorunları üzerine, evliliğe ve öncesine dair başlıklar oluşturmuş. Kitap, dil olarak çok akıcı, psikolojide her hastalığa verilen karmaşık isimler yok. Sorunların adı geçimsizlik, huysuzluk, kibir, bencillik gibi hepimizin alışa geldiği klasik insan modellerini oluşturan türden. Buda okuyucuyu zora sokmadan sürece dair fikir sahibi yapıyor. Kitabın bir çok yerinde "hakikaten de öyle, ne gereksiz detaylar, bak bu doğru!" gibisinden tepkiler verebildiğim için tavsiye ederim. Ama yazarın da dediği gibi "evlenmeden mutlaka okuyun, hatta başucu kitabınız olsun mutlaka" falan da demem yani. Kendini hazır hissediyorsa bir insan, toz pembe gözlükle işlerin yürümediğinin de farkındaysa, e bir de kendi kafasına uyanı bulduysa çok da abartıya kaçmadan kursun yuvasını ne diyim. Kırk gün kırk gece düğünle, çevreye özenip kocama/karıma sunumlar/sürprizler yapmam lazım kafasıyla, kalplerle, emojilerle yürümüyor bu işler:) tüm arkadaşlarını evlendirip de bu süreçlerine yakından şahit olan biri olarak kitap bana çok da bir şey katmadı. Sonuçta unvansız da olsa çok danışmanlık yapmışlığım vardır. Şu zamana kadar da boşanan olmadıysa iyi iş çıkarmışım demektir :))
Evet Demeden Önce
Evet Demeden ÖnceNazlı Özburun · Yediveren Yayınları · 202053 okunma
Reklam
96 syf.
9/10 puan verdi
SPOİLER İÇERİR Kitap cidden aşırı sürükleyici ve güzeldi. Herkesin okumasını tavsiye ederim. İki günde hallilur zaten. Gelelim kitaba. Olay Flandre'da hayali Quiquendone şehirnde geçiyor. Buranın yerlileri aşırı sakin, soğukkanlı ve durgun insanlardır. İnsanların nabız ortalamaları 50-52 arası zaten. Ne politika, ne suç, ne kavga hiçbir şey olmaz bu kentte. Ta ki Doktor Ox ve Asistanı Ygène şehre gelene kadar. Şehre gaz boruları döşüyorlardı. Hem de heryere. Bu borular sayesinde saf oksijeni halka solutup onlar üzerinde deney yapmayı düşünüyorlardı. Saf oksijeni direkt verince aşırı huysuzluk, hareketlilik, kavgalar boy göstermeye başladı. Belediye başkanı van Tricasse ile Danışman Niklausse şehri gözetlemek için kuleye çıkmak isterler. Ama çıkana kadar itiş kakış, kavga ile çıkarlar. Tepeye varmalarına yakın birbirlerine yardım ederler. Bunun da sebebi verdikleri saf oksijenin yere çökmesi ve üstlerde eski havanın olmasıydı. Vakit geçtikçe uysal olan halk birden Virgamen'lılara savaş ilan etti. Tam savaşacakları sırada Doktor Ox'un asistanı Ygène gerçeği halka söylemeye çalıştı. Doktor Ox sizi okshidrik gazıyla aydınlatmak amacıyla... derken Ox geldi ve Ygèneye yumurk attı söylemesin diye. O sırada Virgamen'den bir ateş topu üstlerine geldi ve Ox'un kurduğu fabrikayı yok etti. Bunun üzerine halk eski havaya kavuşunca eski hayatlarına döndüler.
Doktor Ox'un Deneyi
Doktor Ox'un Deneyi
Jules Verne
Jules Verne
Doktor Ox'un Deneyi
Doktor Ox'un DeneyiJules Verne · İş Bankası Kültür Yayınları · 202119,2bin okunma
İlk dönemlerde çocuklarla ilgili yerine getirilmesi gereken ilk husus şudur: Eğer gerçekten bir sıkıntısı olduğu için ağlıyorsa hemen yardımına koşun, fakat eğer huysuzluk etmek için ağlıyorsa bırakın ağlasınlar.
904 syf.
9/10 puan verdi
·
10 günde okudu
''BİZİMKİLER''
Kimlerdir bu ''Bizimkiler''? ''Her toplumda görülen ve hiçbir amaçları olmadığı gibi kafalarında düşünce denilen şeye ilişkin en ufak bir iz bile bulunmayan ve kendilerini yalnızca huysuzluk, huzursuzluk, sabırsızlıkla ifade eden bu takım her geçiş döneminde ayaklanır.'' (s.482) Ayrıca Stepan Trofimoviç demiş ki bunlar hakkında: ''Bunlar zavallı,
Ecinniler
EcinnilerFyodor Dostoyevski · Türkiye Kültür İş Bankası Yayınları · 20195,5bin okunma
71 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.