Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Kabri kendine hazırlama, kendini kabre hazırla" ( Hz. Ebu Bekir)
Hz. Ebubekir r.a.
Bize kim bir iyilik yapmışsa Ebû Bekir dışında mutlaka biz onun karşılığını vermişizdir. Onun bize çok iyiliği dokunmuştur. Onun mükafatını kıyamet gününde Allah verecektir. Çünkü Ebû Bekir'in malının bana verdiği fay- da kadar hiç kimsenin malı bana fayda vermemiştir. Eğer insanlar arasında kendime bir dost edinseydim mutlaka Ebû Bekir'i edinirdim. Zira o, Allah'ın dostudur."
Reklam
Ebu Hureyre (r.a.) şöyle anlatıyor: Peygamber (s.a.v.)'in yanına geldim. Elimde hurmalar vardı. Dedim ki: "Ey Allah'ın elçisi, bu hurmaların bereketlenmesi için Allah'a dua et." Resulullah (s.a.v.) hurmaları eline aldı. Sonra bereketlenmeleri için dua etti. "Bunları torbana koy. Yemek istediğinde elini forbaya sok ve al. Torbanı açma!" dedi. Ebu Hureyre der ki: Peygamberimiz zamanında, Ebu Bekir, Ömer, Osman (Allah onlardan razı olsun) zamanında hurmaları yemeye devam ettim. Hz. Osman öldürüldüğünde evim yağma edildi. Torbam çalındı. O torbadan ne kadar yediğimi söyleyeyim mi? İki yüz yükten fazla yedim.
İmam Azam'a Ehl-i Sünnet inancının alâmetlerinden sorulunca şöyle cevap vermiştir: 1- Hz. Ebû Bekir ile Hz. Ömer'i diğer sahabîler üzerine üstün tutarız. 2- Hasan ile Hüseyin'e sevgi besleriz. 3- Hayır ve şerrin Allah'tan olduğuna inanırız. 4- Mestler üzerine mesh etmeyi caiz görürüz. 5- Kuvvet şurubu gayesiyle hurma suyundan yapılmış şiranın içilmesini caiz görürüz. 6- Günahı sebebiyle hiçbir mümine kâfir demeyiz. 7- Allah'ın sıfatları hakkında konuşmayız. 8- Ehl-i Sünnet'e göre Allah'ın sıfatları tevkîfidir. 9- Bütün sahabiler hakkında hayırdan başka bir şey söylemeyiz. 10- Sahabe'nin en üstünü Hz. Ebû Bekir, sonra Hz. Ömer, sonra Hz. Osman, sonra Hz. Ali, sonra Aşere-i Mübeşşere, sonra Bedir Ehli, sonra Uhud Savaşı'na katılanlar, sonra Hudeybiye Antlaşması'nda bulunanlar, sonra Bey'atü'r-Rıdvan'da bulunanlar, sonra Akabe Biatı'nda bulunanlardır.
Çağrı yayınlarıKitabı okuyor
İşte ölümüne sevda... İşte Ebû Bekirce sevgi... İşte gerçek sevgi...
Efendimiz (sas) daha da duygulanıyor: "Ey Ebû Bekir! Şimdi sen benim yerime ölür müsün, ölümü göze alabilir misin?" diyor. Hz. Ebû Bekir (ra) en ufak bir tereddüde kapılmadan: "Evet, ya Resûlullah! Senin için seve seve ölürüm." di- yor. Efendimiz ailesini ve yakınlarını ona hatırlatarak: "Ne- den peki, benim için ölümü göze alırsın?" diyor. Bu soru üzerine Hz. Ebû Bekir diyor ki: "Ya Resûlullah! Eğer ben ölür- sem sadece babam Ebû Kuhafe'nin evi ağlar. Ama Sen ölürsen, sana bir şey olursa bu ümmet ağlar, bu din ağlar, varlık âleminin tamamı ağlar. Sen değil, ben senin yolunda ölmeliyim. " Bu rivayeti bize nakleden Hz. Ömer (ra), daha sonra şöyle bir iti- rafta da bulunacaktır: "Ruhumu kudretinde tutan Allah'a yemin ederim ki sadece Ebû Bekir'in bu gecesi, Ömer'in tüm hayatından daha hayırlıdır. "
Hz. Ebu Bekir
"Hayatında güzeldin, ölümünde de güzelsin ya Resûlallah (sav).."
Sayfa 66 - Timaş Yayınları/ Cennetle Müjdeli 10 Sahabe, 1. Kitap, Hz. Ebû Bekir (r.a)Kitabı okuyor
Reklam
Hz. Ebu Bekir
"Sana (sav) bir şey olmasın diye ben bu candan geçerim ya Resûlallah (sav)!.."
Sayfa 52 - Timaş Yayınları/ Cennetle Müjdeli 10 Sahabe, 1. Kitap, Hz. Ebû Bekir (r.a)Kitabı okuyor
Hz. Ebu Bekir
"O (sav) söylüyorsa doğrudur. Siz O'nun (sav) bir gece Kudüs'e, oradan semalara gittiğine inanmıyorsunuz. Ben O'na ( sav) her gün semadan vahiy geldiğine inanıyorum da O'nun (sav) semalara çıktığına mı inanmayacağım? Vallahi O ( sav), ne diyorsa ben hepsini kabul ediyor, hepsine inanıyorum."
Sayfa 45 - Timaş Yayınları/ Cennetle Müjdeli 10 Sahabe, 1. Kitap, Hz. Ebû Bekir (r.a)Kitabı okuyor
Ebu Zer iki şeyi hazmedemiyordu:
1. Valilerin tebaalarından daha üst bir seviyede yaşamaları Çünkü ona göre vali demek, ne demek idi? "Tebaasından önce acıkan, tebaasından sonra doyan adamdı!" Yani o önce halkı doyuracak, bütün halk doyunca ancak o doyacak! Bütün halkın doyması da pek mümkün olmadığı için, vali demek Ebu Zer'e göre aç adam demekti. Onun kitabında yazan bu! Çünkü o bunu görmüş Peygamber'den Ebû Bekir ve Ömer'den. 2. Sahabenin Hz. Peygamber Dönemi'nden farklı yaşamaları Ebu Zer bunu da hazmedemiyordu. O kendisine Efendimiz'den duyduğu (Kıyamet günü bana en yakın olanınız, onu dünyada nasıl bırakmışsan o hâliyle dünya hayatından ahirete göçen, bana kavuşanınızdır.) bir hadisi hedef olarak belirlediği için istiyordu ki bütün sahâbî de böyle olsun. Meşru ve helal bile olsa sahâbîye mal biriktirmeyi yakıştıramıyordu. Bu Ebû Zer'in içtihadıdır. İşte Ebû Zer bu iki şeyi hazmedemediği için mücadelesi hep bunun üzerinden yürüyordu.
Kağıtta onun ismi yazılıydı. Hz. Ebu Bekir istemişti o ismi. Bu adı görenler, "Bilirsin ki Ömer sert mizaçlıdır. Rabbin, Ömer'i halife tayin ettiğin için seni sorgularsa ne cevap vereceksin?" diyecek olmuşlardı da, "Allah'ın kullarının en iyisini onlara halife yaptım, derim," diye cevaplamıştı Ebu Bekir (ra) bu soruyu. Sonunda emr-i Hakk vaki olmuş, minberde yükselme sırası Ömer'e (ra) gelmişti. İşte ilk sözleri: "Allah'ım! Ben sert, şiddetli biriyim, beni yumuşat. Zayıf biriyim, beni güçlü kıl! Cimriyim, beni cömert eyle!" Yüce Allah Ömer'in (ra) kalbini zayıflara karşı yumuşattı, güçlülere karşı değil. Emri altındaki yöneticilere karşı sertliği hiç azalmadı. "Yöneticilerimden biri haksızlık eder de düzeltmezsem bu haksızlığı yapan ben olmuş olurum!" diyerek bilgi sahibi olmaya çalıştı hep yapılan işlerden. Zira ona göre Allah'ın en sevmediği bilgisizlik, devlet başkanının bilgisizliğiydi. Bu yüzdendi Fırat kenarındaki koyunun öte dünyada bir soru işaretine dönüşeceğinden korkması. Bu yüzdendi Mısır Valisi Amr b. As'ın oğlunun, kaybettiği yarış yüzünden bir Kıbtiye "Al sana bir soylu tokadı!" diyerek vurması üzerine verdiği cevap: "Annelerinden hür doğan insanları ne zaman köleleştirdiniz!" Amr b. As'ın Mısır Fatihi oluşu Hz. Ömer'in öfkesini engellemedi. Zira fetih, fethedilen topraklardaki insanların üstüne adaletin gölgesini düşürmek içindi, adalete gölge düşürmek için değil.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.