Ben tefsirin yalancısıyım. Siz benden öğrenmeyin. Bakın size böyle bir kıssa sunayım aynı sizin zihniyetinizin de bundan farkını gösterin bana...
Bir Müslüman ile bir münafık Hz.Peygamber (asm)’in hakemliğine başvurmuşlar. Sonra hüküm aleyhinde olunca Münafık, arkadaşına Hz.Ebu Bekir’e gitmeyi önermiştir. Hz.Ebu Bekir, “Resulullah’ın hükmüne karşı başka bir hüküm veremeyeceğini" söylemiş ve onları Hz.Ömer’e yollamıştır. Hz.Ömer de meseleyi öğrenince münafık olan adamın boynunu vurmuştur.
“Hayır, hayır! Senin Rabbin hakkı için, onlar aralarında ihtilaf ettikleri meselelerde seni hakem kılıp, sonra da verdiğin hükümden ötürü içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın sana tam bir teslimiyetle bağlanmadıkça iman etmiş olmazlar.” (Nisa, 4/65)
(Suyutî/ed’Durru’l-Mensur, ilgili ayetin tefsiri)
Başka bir işin hükmü böyle iken sizin efendimizin (sav) eşi olan Hz.Hatice (r.anhuma) annemizin ismini aynı gayri müslimler gibi kediye "Küçük Hatçe" diye takıp burada paylaşmanızın hükmü nedir? Bakın bakalım kim dini duyar kasıyor. Yoksa siz ilgi kasmak için mi iletinin başlığını öyle kullandınız?
Dini ne benden ne de kendi nefsinden öğrenmeyin. Kur'ân, sünnet, hadis, icma ve tefsirlerden öğrenin.