Göktuğ Onur Aydoğdu
@iamgoktugonur
İnşaat Müh.
43 okur puanı
Şubat 2018 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Okuma Hedefleri
Beni öldürebileceklerini sanan insan larvalarının gülünç küstahlığı. Ölemem ki ben. Ölümsüzüm ben, onların da ölümsüz oldukları gibi.
Tek fark şu ki ben bunu biliyorum, onlar ise bilmiyorlar...
Ne zaman ki bir erkekle kadın yüreklerini birleştirir, işte o zaman kelleler uçabilir, krallıklar çökebilir, ama onlar yine de yollarından dönmezler...
Beni sev ya da benden nefret et, ikisi de benim yararıma. Seversen hep kalbinde, nefret edersen hep aklında olurum.
Okur Takip Önerileri
…etimden kalanı bin bıçaklı makineye fırlatıp kıyma yap ve ben, ben, tüm ruhum, gizemim, yaşam ateşim ve yaşamımla bunlardan bağımsız ve uzağım. Ben can vermem. Yalnızca beden can verir ve beden ben demek değildir.
+Çok fazla gereksiz şey biliyoruz, böyle bir kentte üç yabancı dil bilmek gereksiz bir lüks.
-Demek çok fazla gereksiz şey biliyorsunuz. Akıllı, eğitim görmüş bir insanın gereksiz sayılacağı kadar geri, iç karartıcı bir yer bulunabileceğini sanmıyorum.
“Karıncanın işinin başından aşkınlığını cırcır böceğinin şarkısından daha çok yücelten kişinin bakış açısı ne kadar da dardır.”
Gerçekten de cırcır böceği-karınca hikayesinde neden herkes karınca olmak zorunda ki, neden şarkı söyleme erdemi çalışkanlık erdeminden daha üstün olmasın ki? Karınca çok istese de acaba cırcır böceği gibi şakıyabilir mi? Bırakalım cırcır böceği şarkısını söylesin karınca da çalışkanlığıyla var olsun. Bu neden mümkün olmasın ki? Peki diyelim ki cırcır böceği de çalışkan olmaya karar verdi şarkıyı kim söyleyecek bu defa? Şarkısız sürekli çalışılan bir hayatın robotlaşmış bir hayattan farkı kalır mı ki? Elbette yaz bitip kara kış geldiğinde aç kalacak cırcır böceği ama onun da şarkısına bu kadar çok takılmasaydık belki o da iki gün çalışıp üç gün şarkı söylerdi yaz aylarında, nerden bilebiliriz? Bırakalım cırcır böceği cırcır böceği olsun karınca da karıncalığını yapsın. Hem tembelliğin sürekliliği de söz konusu değil bence, bir süre sonra tembellikten de şarkıdan da bıkıp çalışmaya koyulur belki meşhur cırcır böceğimiz.
“Tanrı beni bir çakıltaşı gibi bu masalsı göle fırlattığında, sayısız dalgayla bulandırdım suyun yüzünü. Ama gölün dibine ulaştığım zaman rahatladım.”
“Bir gün bir kadına bakarken, yüzünde henüz doğurmadığı bütün çocuklarını gördüm.
Ve o kadın bana bakarken benim yüzümde, daha kendisi doğmadan ölmüş olan bütün atalarımı gördü.”
“…Yaşamak için fazlasıyla yaşlanmış gibiler, her şeyden bıkmışlar sanki…”
“Zezé, sen ağlıyorsun.”
“Geçer…”
“Kendinize depresyon ya da itibar kaybı teşhisi koymadan önce, çevrenizdeki insanların aşağılık insanlar olmadığından emin olun.”
William Gibson
Sen kendin için bir şey yapmıyorsan kim senin için bir şeyler yapacak?
Romeo Juliet’e :
”Gözleri gökte olsaydı, yıldızlar da onun yüzünde,
Utandırırdı yıldızları yanaklarının parlaklığı,
Gün ışığının kandili utandırdığı gibi tıpkı.”
Juliet Romeo’ya:
“Gel ey sevecen gece bana Romeo’mu ver,
Sonra o öldüğünde al da küçük yıldızlara böl onu,
Onlar göğün yüzünü öyle bir süsleyecektir ki,
Bütün dünya gönül verip geceye,
Tapmayacaktır artık o muhteşem güneşe.”
Neler doğuyor nefretten, ama daha çoktur sevgiden doğan,
Ey kavgacı sevgi, sevilen nefret,
Ey ağır hafiflik, ağırbaşlı uçarılık,
Ey hiçten yaratılan her şey,
Uykulu biçimlerin biçimsiz kargaşası
Kurşun tüy, parlak duman, soğuk ateş, sayrılı sağlık,
Hep uyanık uyku… bunların hiçbiri değil.
Bir sevgi duyarım ama haz duymam ondan.
Her zaman kendimize var olduğumuz izlenimini verecek bir şeyler buluyoruz, di mi Didi?
