Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.13
Sevilay Kaygılak'ın Neoliberalizm Koşullarında Zorunlu Göç ve Kentleşme adlı çalışması kendisinin yüksek lisans tezinin geliştirilmiş bir biçimi olarak karşımıza çıkmaktadır.Yazar dört bölüme ayırdığı kitabında I.bölümde Göç Olgusu üzerinde durur.II.bölümde Yeni Kentsel Gerçeklik ve Göçmenlik Konumu adlı başlıkta ise göç sonucu kentlerdeki değişen görünümü, göçmenlik ve yeni kentsel gerçeklik gibi başlıkları ele alır ve açıklar.III.bölüm Türkiye'de değişen göç, göçmenlik ve Kent yaşamı başlığını taşır.Bu ana başlık altında Türkiye'de geçmişten günümüze iç göç hareketlerinin özelliklerini, yönelimlerini genel olarak anlatır.Kitabın son bölümüyse yazarın tamamıyla kendi inceleme, gözlem ve araştırmaları sonucunda Mersin'de göçmenlik, kent yaşamı, sosyo-ekonomik dinamikler üzerine kurulur.Alanında öncü ve başarılı çalışmalardan birisi olarak özellikle sosyolojik göç konusuyla ilgili çalışma yapan herkese önerebileceğim bir eser.
Kitap hakkında söyleyeceğim ilk şey Epsilon yayınevinden çıkmasının ne kadar isabetli olduğudur.Debbie’nin kitapları genellikle Martı’dan çıkar bu kitap farklı olmuş , iyi olmuş.
Kitap tam da yılbaşında okuyacağım bir kitap ararken elime geçti. Adı, kapağı ve arka kapak yazısıyla yılbaşı için uygun göründü, aldım.
Melekler Korusun’un tasarımı çok hoş olmuş.Kabartmalı yazıları , kapağı , iç tasarımı… Ve tüm bu ayrıntılarla birlikte 12.5 TL!
Konusuna gelecek olursak ; temelde iki kişinin birbirine aşık olması var.Fakat Debbie’nin oluşturduğu yan karakterlerler olaya ilginçlik ve eğlence katmış.Üç meleğimiz var ; Shirley (mutlaka) , Goodness (iyilik) , Mercy (merhamet).Ve aralarına yeni katılmış Will.Bu dört meleğin iki insanı yakınlaştırmaya çalışma maceraları anlatılıyor: Lucie ve Aren.
Lucie bir aşçı.Çok çalışan bir aşçı.Annesinin ısrarları üzerine Noel’i kutlamak için bir meydana gidiyor ve orada Aren ile karşılaşıyor.Bazı olumsuzluklar yüzünden devam edemeyen ilişkileri on bir ay sonra Aren’in gurme olarak Lucie’nin restoranına gelmesiyle yeniden başlıyor.
Melekler Korusun , serinin dokuzuncu kitabıymış.Neden çevirmeye dokuzdan başladıkları hakkında bir fikrim yok.Şunu da söyleyeyim , anlamakta zorlanacak bir durum söz konusu değil.
Son olarak kitabın arka kapağının içinde Debbie ile ilgili bazı bilgiler vardı.Her yazara yapmalılar.
Acaba yeryüzünde bizim insanımız kadar abartmaya meraklı başka bir insan var mıdır? hiç zannetmiyorum olduğunu. zira her şeyi abartmaya o kadar meraklıyız ki. mesela filmleri, dizileri, kitapları o kadar abartıyoruz ki. işte bu kitap da abartılan onlarca şeyden sadece birisi.
peki bizim abartı nedenlerimiz neler? kuşkusuz bir sürü neden var bunun
Fenerbahçe'nin 1920'lerde oynadığı maçların halk üzerinde ne derece olumlu etkiler bıraktığını, kaptan Demir Nedim'in mücadelesi ile birlikte iç içe geçmiş hüzünlü bir aşk hikayesini anlatan; akıcı, şaşırtıcı, keyifli bi öykü...
Fenerbahçe tarihi ve Kuvayı Milliye mücadelesinin harmanlandığı önemli bir çalışma.
Felsefenin Tesellisi kitabıyla üzerimde derin bir etki bırakan Alain de Botton, Statü Endişesi kitabıyla da bu etkiyi devam ettirdi. Bir çok yerinde, kendi fikirlerimi ve iç dünyamın yazıya döküldüğünü gördüm. Ancak ilki kadar akıcı okuyamadımsa da (benden kaynaklı olabilir) yazarın bu kitabı da kesinlikle okunacaklar listesinde yerini aldı. Gerçekten, insanın bilgi ve fikir dünyasını zenginleştiren bir çalışma.
Her insan beyninde ve ruhunda kendine münhasır bir dünya barındırır. Yalnızlığı seçmiş ya da seçmek zorunda kalmış insanların durgunluğu, sessizliği, içlerinde kopan fırtınaları örter. Dışa vurduklarıyla insanları değerlendirmeye, anlamaya ve tanımaya çalışsak da ulaşamadığımız, bilemediğimiz ve onları tam olarak tanımamıza engel olacak gizli dünyaları her zaman var olacaktır. Buz dağı misali dışa vurduklarından çok daha fazlasını iç dünyalarında yaşarlar.
Son zamanlarda kitap severler arasında tekrar bir popülarite yakalamış olan Kürk Mantolu Madonna'da, Sabahattin Ali bu gizli kalmış yönleri, insan tabiatının derinliklerini; yalnızlığı, soyutlanmayı seçmiş olan kahramanı Raif bey şahsında irdelemiş.
Dünyaya ruhunu kapatmış olan Raif beyin duymayan, görmeyen, mecbur olmadıkça ağzını açmayan hali genç çalışma arkadaşının ilgisini çekmiş. "Neden insanlar hakkında bu kadar çabuk karar veriyoruz? Oysa bir peyniri bile koklayıp tatmadan karar veremezken..." diyerek onu anlamak ve tanımak için yoğun çaba sarf eden bu genç adam sonunda aşk ateşiyle sınanan, insana ve dünyaya güvensiz iki insanın kısa ama derin, tutkulu ve trajik hikayesine ulaşmış.
İçinde eski kelimeleri de barındıran bu 164 sayfalık eser, insan tabiatı üzerine etkileyici bir roman olarak okunmayı hak ediyor... mirovek.com
Puslu Sözlük
İhsan Oktay Onar'ın bu muhteşem kitabında tek eksik olan bir sözlük. Bu kitap kelime dağarcığınızı geliştiriyor...
İhsan bey'in bu kadar kelimeyi nasıl öğrendiğini merak ediyorum doğrusu. Bir elimde kitap, Bir elimde tablet. Tableti sözlük olarak kullanıyorum. Şu an itibari ile 10 sayfalık bir sözlüğüm oldu. Bu sebeple bu kitabı bitirmek öyle
Insana okuduktan sinra calisma azim ve ic guzelligiyle ilgili itici bir guc verir. Hayatinzda ki amaclari gozden gecirmenize neden olur . Ayni zamanda kisa bir kitap oldugu icin gozude korkutmaz.
Uzun zamandır merak ettiğim ve merakıma rağmen sürekli geciktirdiğim bir kitaptı Filler İçin Su. Nihayet okuduğuma göre filmini de gönül rahatlığı ile izleyebilirim artık :)
Genel anlamda güzel bir kitaptı. Dönemin karanlığının aksine sirklerin rengi ve görkemi, o renk ve görkemin arkasında ise yine karanlığın olduğunu görüyoruz. Sirkin iç yüzündeki sınıf ayrımları, -gerek hayvanlar, gerek insanlar için- zorlu çalışma koşulları, Patronlar'ın acımasızlığı ve kriz döneminde aç kalmamak için ezilmeye göz yuman işçiler... Ailesini beklenmedik bir zamanda ve şekilde kaybeden Jacop, parlak bir veterinerlik öğrencisiyken, kendini tam da bu karmaşık sistemin içinde bulur. Bir gecede hayatı tepetaklak olur ve sirklerdeki bu zorlu yaşam 7 yıl devam eder. Ama artık yalnız değildir ve hayatının geri kalanını geçireceği kadını bulmuştur.
Eleştiri olarak bahsedebileceğim yalnızca şu; dönemin yapısına ve sirk hayvanlarına yapılan kötü muammelelere biraz daha fazla değinilebilirdi. Jacop ve evli bir kadın olan Marlene'in sirkteki yasak aşkı kitapta biraz daha az yer kaplayabilirdi diye düşünüyorum. Neticede kiitabın adı Filler İçin Su ve içeriğinde bu konuya neredeyse değinilmediği düşünülürse, ilgi çekici ama yanıltıcı bir kitap adı olduğunu söyleyebilirim.
Ufuk Açıcı Bir Sinema Kitabı: The Godfather Mitosu
Sinemayı sevmek için birçok neden var, hepiniz az çok bilirsiniz. Kimi bir filmi kült haline getirerek onu belirli zamanlarda yeniden izler, kimisi de bir yönetmenin bütün filmlerini aralıklarla bir daha izler. İlki Rüzgâr Gibi Geçti, Oz Büyücüsü, Şahane Hayat, Ucuz Roman ve bu yazının da konusu
