Çekemezsin bir yere sineden başka.
Biliyorum günler hep böyle geçecek.
Ne akşamleyin komşu, ne bir akraba,
Ne bir dost, oturup karşılıklı içecek..
Yalnızlık sade şurda burda değil,
Düşüncede, hatırada ve dilekte.
Hangi taşı kaldırsan, nerde 'of! ' çeksen,
Bir dudağı yerde, bir dudağı gökte..
Bilmem rengi nasıldır, boyu ne kadar.
Biçen her kimse yıllardır yanlış biçiyor.
Bir elbise ki, alabildiğine dar..
Nedir bir türlü sırrını anlamadık,
Kimdir bizimle böyle şaka ediyor,
Hangi cebini karıştırsan yalnızlık..
Kitaptan alıntı eklemek istedim, ekleyemedim. Satır aralarından yapılacak alıntı, konunun bütününü ifade edemeyeceği için boşlukta kalır gibi oluyordu. Küfr, şirk, dinsizlik kavramlarıyla yola çıkarak Din'in karşısında dinsizlik savaşının olmadığını anlatıyor. Kitaptan bir bölüm size:
"Şirk dini tarihte iki şekilde devam etmiştir. Daha önce değindiğim gibi şirk dininin amacı, statükoyu savunmak ve muhafaza etmektir. Tarih boyunca insanların asil olan-olmayan, efendi-köle, sömüren-sömürülen, yöneten-yönetilen ve özgür-tutsak şeklinde iki kısma ayrıldığını görüyoruz. Bunların bir kısmı, yiyecek, içecek, altın ve soy sop sahibi iken, diğerleri herhangi bir şeye sahip değildir. Daima bir millet diğer milletlere egemen olmuş, bir sınıf diğer sınıfa tercih edilmiş ve bir aile diğer ailelere üstün tutulmuştur. Bu durum, statükonun muhafaza edilmesi ve savunulması sonucunu doğurmuştur. Bunun için de her bölgeye ait bir tanrı olmalıdır ki, her ırk ve her hanedan varlığını sürdürebilsin, anlayışı ortaya çıkmıştır."
Kitabı çeviren Prof. Dr. Hüseyin Hatemi kitabın önsözünde şunları söylemektedir: Şeriati’nin düşünceleri temelde doğru ve istisnasız iyi niyetle ileri sürülmüş düşüncelerdir. Ne var ki bazı değerlendirmeleri ilk bakışta sarsıcı gelebilir. Böyle bir değerlendirme ile karşılaşıldığında derhal yazar hakkında kötü zanna sahip olunacak yerde; yazının, kitabın veya konuşmanın bütünü değerlendirilirse, yazarın yanlış anlamaları önlemek için sık sık yaptığı açıklamalarla, aynı düşünceye okuyucuyu alıştırdığı ve bu değerlendirmenin ‘belki de’ yanlış olmadığı görülecektir.
Dine Karşı DinAli Şeriati · Fecr Yayınevi · 20133,863 okunma
SANA GELİYORUM SANA
Görmeden, doğduğum gecenin seherini
Ellerim değmeden anama,
Ve günah izi yokken dudaklarımda,
Bebeklere has bir dille ağlayarak,
SANA geliyorum SANA
Çırılçıplak
Çift sürmek için ata binecek, elma şırasını satıp para kazanacak yerde içki içecek, gelir getiren kümes tavuklarını kesip yiyecek, av kunduralarını domuz yağı ile yağlayacak kadar yabancıydı köy hayatına ve bu hayatın gerçeklerine.
Kitabın yazılma nedeninin temelinde basit ama bir o kadar da açıklaması güç bir soru yatıyor.Yeni Gineli bir yerlinin, kitabın yazarı Jared Diamond’a ‘’ Neden siz beyazların bu kadar çok kargosu var,bunları Yeni Gine’ye neden getirdiniz ve biz siyahların kendi kargosu neden bu kadar az?’’ sorusunu yöneltmesiyle Jared Diamond’un kafasında bir ışık
Kitap Severlerin Başına Gelebilecek En Kötü 26 Şey!!
Bütün kitap kurtlarını sinir eden bazı zamanlar vardır. Hatta öyle olaylar gelir ki başımıza kafayı yememek veya çıldırmamak elde değildir.
İşte,BuzzFeed'in derlediği her kitapseverin muzdarip olduğu o dertlerden bazıları:
1) Ödünç verdiğiniz bir kitabın, size içler acısı bir halde
"Ve yazar olmak istiyorsunuz öyle mi ?
Böyle bir savaş bu
Yaratmak öldürür
Çoğu delirir,
Kimi yolu kaybeder
Devam edemez
Azdır yaşlılığı görenlerin sayısı
Azdır para kazananların sayısı
Kimi açlık çeker ( Vallejo örneğin)
Böyle bir savaş bu
Zaiyat büyük
Pekala,tamam
Yapın
Ama kör tarafınızdan
Kum torbasını kafanıza yediğinizde
Bana gelmeyin pişmanlığınızla
Şimdi küvette bir sigara
İçecek
Sonra da
Uyuyacağım."
Bugün aklıma mobil ile mobilyanın bağlantılı olup olmadığına dair bir şüphe geldi.
Mobil dilimize Fransızca'dan geçme, Latince 'moubilis' hareket etme/ettirme anlamına gelen bir sözcük. Mobilya ise dilimize İtalyanca'dan geçme Latince 'moubilis'in çoğulu 'mobilia' ve menkul(taşınabilir) şeyler anlamına gelen bir sözcük. Latince Arapça gibi bükümlü dil olduğundan kelimelerin çoğul halleri düzensiz bir şekilde türer. Mesela Arapça 'tacir'in çoğulu tüccar, 'fikir'in çoğulu efkar, 'şey'in çoğulu eşya gibi.
Efendi Yunanca "afthéntis"den gelir. Arapça Seyyid benzer anlama gelir.
Sufi Yunanca bilge anlamına gelen sophos kökünden, anahtar ise gene Yunanca 'aniktiri' kökünden gelir.Teyze Farsça küçük dayı anlamına gelen 'daize'den geliyor. Bira Latince içki anlamına gelen 'biber' kökünden geliyor. Biberon da aynı kökten gelmekte. Şarap Arapça içmek anlamına gelen #şrb kökünden gelme ve içecek anlamına geliyor. Meşrubat, işret de aynı kökten türeme. Pezevenk Ermenice'de 'poz': fahişe; 'avak': bey, sahip kelimelerinin birleşimlerinden meydana geliyor.