Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Üniversitelerde okutulan iktisada giriş kitapları "ihtiyaçlar sonsuz, kaynaklar kıttır"la başlar; ve bu kitapları yazanlar, bunları "bilimsel eser" sayıp okuyanlar-okutanlar, bu saçmalığı bilimsel bir şeymiş gibi öğrenen öğrenciler hiçbir zaman "acaba gerçekten öyle mi?" sorusunu sormayı akıl etmezler.
Sayfa 18 - ÖtekiKitabı okudu
Mobbing Bank Diyor ki;
]•[ İnsanların zorunlu yaşamsal ihtiyaçları karşılayacak güce sahip olmaları birinci derecede önceliklidir. Yaşamsal sorunları giderilmemiş insanların yaşamsal olmada ikinci derece öneme sahip ihtiyaçlarına bu sebeple sıra gelmez. İnsanlar kitap okumuyor diye sık sık eleştiri yaparız. Şunu düşünmeyiz! Kitap okuyabilecek kadar rahat mı? Okuduğunu anlamasına engel içinde sorunları var mı? Yaşamsal zorunlu ihtiyaçlarını karsılamakta zorlanan bir insana kitap okumak ve kendini geliştirmek zul gelir. İlk insan ile bugün ki insanın arasında ihtiyaçlar bakımından hiçbir bir fark yoktur. Farkı üreten sömürgeci zihniyetin insanların zorunlu yaşamsal ihtiyaçlarını gideremeyecek boyutta kendilerine muhtaç bırakılmış olmalarıdır. Kaynaklar kıt değil ihtiyaçlarda sömürgecilerin yaygarasını yaptığı gibi sınırsız değil. Sorun kaynakların tekellerin, sömürgecilerin eline geçmiş olması ve paylaşmakta bilinçli bir şekilde adaletsiz kalan dünya ekonomik düzeninin kendisidir. En büyük ihtiyacımız sevgi, saygı, huzur olmasına rağmen neden bu ihtiyaçlarımızı gideremiyoruz? Ekmeğe muhtaç insanlar bu ihtiyaçlarını giderebilir mi? İnsanları ekmeğe kim veya hangi zihniyet muhtaç bıraktı?
İkinci Adam YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Sınırsız ihtiyaçlar kıt kaynaklar
Her canlının ihtiyaçları sınırlıdır ve dünyada bu ihtiyaçların karşılığı vardır. Kaynaklar istekler karşısında kıtlaşır, insanın istekleri sınırsızdır. Var olan açlığı, fakirliği, sınıfsal farklılıkları yaratan bu doyumsuzluk ekonomisidir. Hepimizin o kadar iliklerimize kadar işlendi ki bu doyumsuzluk, bu adaletsizliğe karşı çıkanların bile dolaplarında sayısız ayakkabı, kıyafet daha son model otomobil telefon alma isteği vs var. Adaletsizliğin parçasıyız, irili ufaklı farkında olarak ya da olmayarak destekliyoruz önce bunun farkına varmak lazım sanki. Çok sinirlendim gideyim de fındık ezmesi yiyeyim:)
Bir miktar hayal iyi bir şeydir, tıpkı ihtiyatlı dozda alınan bir uyuşturucu madde gibi. Bu, çalışan zekanın bazen oldukça inatçı ateşlerini yatıştırır ve saf düşüncenin çok sert kenar çizgilerini düzelten , şurada burada bazı boşlukları, aralıkları dolduran, bütünleri birleştiren, fikirlerin sivri köşelerini yumuşatan gevşek, serin bir buhar yaratır zihinde. Ama aşırı hayal de bitirir, boğar. Kendisini bütün bütün düşünceden ayırıp hayale atan zihin işçisinin vay haline! Kolayca yükseklere çıkacağını sanır ama sonunda her şeyin aynı olduğunu söyler. Hata! Düşünce zihnin emeğidir, hayalse şehvetin. Düşüncenin yerine hayali koymak, zehri gıda ile karıştırmak demektir. Marius, hatırlanacağı gibi, buradan başlamıştı. İhtiras ortaya çıkmış ve sonunda onu maksatsız, dipsiz boş hayallerin içine yuvarlamıştı. Böyle olunca, insan evinden ancak hayal kurmak için çıkar artık. Tembelce yaratılış. Kaynaşan ama durgun girdap. Ve çalışma azaldığı ölçüde, ihtiyaçlar da arıyordu. Bu bir yasadır. Hayalperestlikte, insan genellikle cömert ve yumuşaktır; gevşeyen düşünce hayata sıkıca sarılamaz. Bu çeşit yaşayışta iyilik kötülüğe karışmış bir haldedir, çünkü gevşeklik felaket getirici olsa da, cömertlik sağlıklı ve iyidir. Ne var ki, cömert ve asil ruhlu ve de çalışmayan yoksul adam mahvolmuş demektir. Kaynaklar kurur, ihtiyaçlar birbiri ardınca kendini gösterir. En dürüst ve azimkâr insanların bile, en zayıf ve en kötülerle birlikte yuvarlanıp gittikleri bir ölüm bayırı ki, sonunda şu iki çukurdan birine varır: ya intihar, ya suç.
Sayfa 1343 - IV. CiltKitabı okudu
ihtiyaçlar ve kaynaklar
Toplum eğer kendini kıyaslayabileceği bir zenginliğe ve refah düzeyine içte ya da dışta rastlamamışsa, kendi yaşantısını yeterli bulması ve gerilik düşüncesini reddetmesi normaldir.
tüketicilerin arzuları kendileri tarafından yaratılmamakta, amacı daha önceden varolmayan ihtiyaçlar yarat­mak olan reklamcılık ve satıcılık teknikleriyle suni olarak oluştu­rulmaktadır. Dolayısıyla, istekler tatmin edildikleri sürece dayan­ maktadır. Galbraith buna "bağımlılık etkisi" (dependence effect) demektedir. Ona göre pazar süreci müsriftir, çünkü kaynaklar bi­reylerin istemediği, ancak onları satın almaya ikna etmek için büyük paralar harcandıktan sonra satılabilecek malların üretimine tahsis edilmektedir.
Sayfa 152Kitabı okudu
Reklam
528 syf.
9/10 puan verdi
·
19 günde okudu
Herkese Merhaba, Kendi Kendine MBA, içeriğinde birçok farklı konunun hap bilgiler olacak şekilde toplanmasının ve bu hap bilgilerinin bazılarının güzel örneklerle desteklendiği bir kitap olmuş. Kitap size belirli bir alanda çok daha bilgili yapmıyor ancak ilgilenebileceğiniz konular hakkında fikir sahibi olmanızı sağlıyor. Bu incelemede sizlere
Kendi Kendine MBA
Kendi Kendine MBAJosh Kaufman · Pegasus Yayınları · 2016332 okunma
·
Puan vermedi
"Af buyurun, Tanrı dünyayı "eksik" mi yaratmıştır, sizce? Kaynaklar ta yaratılıştan beri tamdı. İnsanın emrine tahsis edilmişti. Öncelikle bu gerçeği fehmedelim. İkincisi, sınırsız ihtiyaçlar bellidir. Öyle de abartılacak kadar sınırsız değildir. Bir simitle doyar insan. Bir haftada kaç gömlek giyebilirsiniz ki? Kanaatkârlıkla ihtiyaçlar sınırlıdır. Nefsiniz obez ise o ayrı." ☆ Kitaptan bunun gibi uzun bir sürü paragraf paylaşmak isterim ama lafı da çok uzatmadan kitabı sunmak istiyorum. ☆ Daha önce çevre bilincine dair bir kitap okumamıştım. Bu yüzden okurken bilmediğim çok şey öğrendim. ☆ Yazarı bir youtube videosundan sonra araştırdım ve çalışmalarına hayran kaldım. Son zamanlarda önce yazar sonra kitapları gibi bir seçim yapmaya başladım ve güzel sonuçlar alıyorum. Uzun lafın kısası okuyun gitsin
Aşkın Ekolojisi
Aşkın EkolojisiMim Kemâl Öke · Sufi Kitap · 201560 okunma
İstekler, ihtiyaçlar ve kıt kaynaklar dengesi
İsteklerimizi karşılayacak kaynaklar kıt olmasaydı bir ekonomi bilimine ve iktisatçılara gerek kalmazdı. Onun için cennette iktisatçıya gerek yoktur derler.
Önerme, Totoloji, Antikahraman
_Önerme (Görüş, düşünce, fikir)_ _Mantıkta, doğrulanabilir ya da yanlışlanabilir ifadelere denir. En az iki terimden oluşan, içinde en az bir yargı ve bir doğruluk değeri taşıyan cümlelerdir. Soru ve emir tümceleri önerme olamaz çünkü bir soru ve emir doğruluk ifade etmez. Önermeler bir yargı bildirmelidir. _Önerme Türleri_ _1- Nitelik bakımından:
Reklam
O yüzden "Çalışan demir pas tutmaz"
Ve işsizlik uzadıkça ihtiyaçlar artar. Bu bir yasadır. Hayaller kuran kişi doğal olarak cömert ve yumuşaktır; gevşeyen zihin hayata sıkı sıkı sarılamaz. Bu yaşam tarzında, kötülüğe iyilik karışmıştır, çünkü gevşeklik kötü olsa da, cömertlik iyidir. Ama çalışmayan yoksul, cömert ve yüce gönüllü kişinin işi bitiktir. Kaynaklar tükenir, gereksinimler artar.
Sayfa 156Kitabı okudu
Ekonomi, inançtan bağımsız değildir, olamaz da!; çünkü ekonomik faaliyetler de bir kültür faaliyetidir. İslâm’ın ekonomik - ticarî anlayışının temelinde israf, haram, helâl kavramları bulunur. İslâm’a göre lüks ve israf haramdır. Bir Müslüman için lükse ve israfa varacak ölçüde harcama yapmak, yasaktır. İslâm dini, inananların israfa kaçmadan, helal üretim ve helal tüketim yapmalarını öğütler. İhtiyaç fazlasının infak ve ihsan edilmesi Kur’an ve sünnette övülür ve ısrarla tavsiye edilir. İslâm’da kar elde etmek ve özel mülkiyet, aşırı olmamak şartı ile kabul edilmiştir. Bugünün iktisat anlayışına göre ihtiyaçlar sınırsız, onları karşılayacak kaynaklar ise sınırlı kabul edilmektedir. Oysa bizim kültürümüze göre ihtiyaçlar da, onları karşılayacak kaynaklar da sınırlıdır, sonsuz değildir; hatta insan ömrü bile sınırlıdır!
Geri14
74 öğeden 61 ile 74 arasındakiler gösteriliyor.