Sinan Yağmur ile Gaziantep te bir AVM de tesadüfen tanışma fırsatı buldum. İmza günü vardı.
Ravza'nın Yıldızları-1 serisini satın aldım. Çoğu kitabı zaten kitaplığımda mevcut. Kısa bir hasbihal ettik. Samimi bir adam. Sevdim. Bilindiği üzere 2010 senesinde Türkiye nin en çok kitap satan yazarı ve en çok satılan kitabın yazarı o. Ego zerresi görmedim. Ünlülerle
"Aramakla bulunmaz lakin bulanlar arayalardır.”
(Bâyezid-i Bistâmi)
Arayışlar... Kitap incelememe başlamadan evvel beni bu arayışa yönelten süreçle ilgili sizlerle biraz hasbihal etmek niyetindeyim. Zira incelememi kaleme aldığım şu dakikalarda bile devam ediyor arayışım. Kendimi, esasen iki yıl önce
Kitap Dünyam Serkan Hoca'nın telegram okuma ekibi ile keyifle okuduk. 2009 Yunus Nadi Roman Ödülü ile taçlandırılan kitap size güzel bir okuma serüveni sunacaktır.
Kitabın en sevdiğim yanı şiirsel ve duru dili. Adeta iki arkadaş oturup kendi aralarında hasbihal eder tarzda yazılan kitabın
Türk edebiyatının kıyıda köşede kalmış, daha doğrusu kalmaya mahkum edilmiş muazzam bir ismi Fahri Erdinç. Yazarın yaşamı ve yazını hakkındaki bilgilere, bu platform dolayısıyla az çok sahip olduğunuzu düşündüğüm için değinmeyeceğim. Fahri Erdinç'i hâlâ tanımayan arkadaşlara ise, yazarın otobiyografik romanı Acı Lokma' yı ya da hiç değilse roman
#kitaplar #kitap #kitapkurdu #kitaplık #kitaptavsiyesi #books #kitapseverler #book #satir
Çizilen Satırlar;
.
Hani insan en çok neye ısrarla itiraz ederse ona daha çok ilgi duyarmış.
.
Çareyi gitmekte bulan kişi gittiği yerde aradığı mutluluğu bulabilir mi acaba? Gittiğin yere kafanın içindekileri de götürüyorsan o zaman beyhude bir gidişe
Lodoslar, kuvvetli esince, peş peşe;
Dudak koyundaki, son kar öpücüğü
Eriyip gitti...
Artık, kar körlüğünde tüm martılar...
Bu yamalı gibi duran şehrin,
Işıklarını sakın ellemeyin!
Durun ha,
Durun!
Lodoslar kuvvetli, esince peşpeşe;
Dudak koyundaki, son kar öpücüğü
Eriyip gitti...
Artık, kar körlüğünde tüm martılar...
Bu yamalı gibi duran şehrin,
Işıklarını sakın ellemeyin!
Geçenlerde bu “mecra”da, Arapçadan daha çok Farsçaya borçlu olduğumuza "dair" bir yazı gördüm.
Oturdum, düşündüm; gerçekten öyle midir?
“Hayalî” bir kurgu içinde Arapça kelimeleri tırnak içine alarak “sırf” “muhabbet” olsun diye :) “akl”ıma gelenleri yazdım. “Karar”, sizindir.
Biz Türkler ne ilginç bir “kavim”iz! “Eyvallah”, Arapça
Yazar Fatih Duman Kısaca fatih abi demeyi tercih ediyorum. Zira bir kârisi olarak ona bu sıfatı yüklemek çok yerinde geliyor zannımca.
Fatih abinin okuduğum ikinci denemesiydi. Ve yine çok kıymetli düşüncelerle yolculuğa çıkardı zihnimi, duygularımı. Bu önemli.
Okudukça şöyle bir sahneye bürünüyorum, karşımdaki tahta iskemde fatih abi demli
Lodoslar kuvvetli, esince peşpeşe;
Dudak koyundaki, son kar öpücüğü
Eriyip gitti...
Artık, kar körlüğünde tüm martılar...
Bu yamalı gibi duran şehrin,
Işıklarını sakın ellemeyin!