Stendhal'in yazısındaki motifler bile siyasi durumunun göstergesi gibidir. Stendhal'in tüm romanlarında, kendine ait hale getirdiği bir cümle yapısına sık sık rastlanır: kısa bir sözle başlayan cümle araya giren bir iki nokta ya da noktalı virgülden sonra bu ilk sözden yola çıkarak fikri geliştirmeden, dolambaçlı ya da istihzalı bir yorumda bulunur. Genellikle bir köprü vazifesi gören iki nokta, burada bir uçurumdur. Stendhal'in kurduğu bu yapı benimsediği kendiliğindenlikle de çelişir; "beklenmedik yücelik"e duyduğu ihtirasa, diğer bir deyişle görgülü ve kuşkucu liberalliğine kılıf gibi uydurulmuştur. Rousseaucu liberalizm iddiaları, tüm karışıklığının altında hala huzur bozuculuk barındıran bir ince zekaya dönüşmüştür.
Sen onlara, işi neden sana vermeleri gerektiğini benden çok daha iyi anlatabilirsin. Ama seni dinlemezler, oysa beni dinlerler. Çünkü ben aracıyım. İki nokta arasındaki en kısa yol, doğru çizgi değildir. Aracıdır. Ne kadar çok aracı varsa, yol o kadar kısalır. Hamur psikolojisi budur işte.
Reklam
ANMAK UNUTMAK
İki tür nokta var Biri önüne ve ardına bakar, Biri ardına bakmaz, Ardını noktalar.
İki tür nokta var Biri önüne ve ardına bakar, Biri ardına bakmaz, Ardını noktalar.
İlk dine döndürülme tecrübem gerçek olamayacak kadar komikti. O sırada Groningen'de bir üniversite yatakhanesinin 4. katında bir odada kalıyordum. Bir sabah kapım çalındı ve karşımda ceketli kravatlı iki genç Amerikalı Mormon belirdi. İnançlarını merak ettiğim için onlar davet ettim. Bir resim sehpası üzerine bir tahta koydular, keçe figürler ve metin başlıklarıyla, Tanrı'yı bir ışık huzmesi içinde gören sıradan bir Amerikalının hikâyesini anlatmaya başladılar. Bütün bunlar yüzyıl kadar önce meydana gelmişti. Akıl almaz hikâyelerini dinledim ve tam Joseph Smith'in bu özel karşılaşma konusunda başkalarını nasıl ikna ettiğini soracakken birden sözüm kesildi. Genellikle, evcil cücekargam Tjan'ın rahatça girip çıkması için pencereyi açık bırakırdım. Dışarda özgürdü ama hava kararmadan yemini yemek ve kafesine kapatılmak üzere içeri gelirdi. Iki genç sabırla Tanrı'nın mağarada belirmesini anlatırken Tjan odaya girip kendine konacak bir yer aradı. Odadaki en yüksek noktaya yöneldi. Ayakta tahtasının önünde duran Mormonlardan birinin başıydı o nokta Beklediği son şey büyük, siyah bir kuşun kafasına konmasıydı. Yüzündeki panik ifadesini görünce, onun Tjan, yani bildik bir kuş olduğunu ve kimseye zarar vermeyeceğini söyledim hemen. Hayatımda bu kadar hızlı toparlanan iki kişi görmemiştim: Kapıdan fırladıkları gibi kendilerini asansöre attılar. Toparlanırken "şeytan" lafları ediyorlardı.
Sayfa 100 - Metis YayınlarıKitabı okudu
"Yalnızca iki şey biliyorum. Birincisi, bir gün öleceğim. İkincisi ise, şu anda ölü olmadığım. Yanıtını merak ettiğim tek soru ise; bu iki nokta arasında ne yapacağım."
Sayfa 223 - Okuyan UsKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.