Sosyal bir ortamda hiç konuşmadığını, içine kapanıp geri çekildiğini fark ediyoruz bir sevdiğimizin. "Neden ağzını bıçak açmadı bütün akşam?" diye soruyoruz. "Söyleyeceğim hiçbir şey kimsenin ilgisini çekmeyecekti zaten," diyor. Aynı durum burada da var. Muhtemelen bir şeyler söylemek istese de zihni hemen devreye girip, "Çok sıkıcıyım", "Anlatacak ilginç bir şeyim bile yok", "Beni salak zannedecekler", "Bu söyleyeceğim zaten kimsenin ilgisini çekmez" gibi düşünceler atıyor ortaya. Ve kişi, sanki biri gerçekten eliyle ağzını kapatıyormuş gibi konuşmuyor.
Kubbetü's-Sahra' nın üzerindeki yazılar son derece ilginç tir. Özellikle Allah' ın bir ve benzersiz olduğu, doğmadığı, do ğurulmadığı, O'nun eş ve ortağının olmadığına dair ayetler Kubbetü's-Sahra'nın üzerine belli bir sebebe binaen yerleştirilmiştir. Malum olduğu üzere Kudüs'te kitap ehli başka topluluklar da yaşamaktadır. Buradaki ayet kuşakları ile onlara mesaj verilmeye çalışılmıştır.
Hristiyanların Allahu Teala'ya (hişa) oğul ithaf etme leri ya da Yahudilerin, Allahu Teala'ya, yeryüzünü altı günde yarat tığı, sonra (hişa) yorulduğu, yedinci gün dinlendiği gibi insanlık vasıfları ile zikretmesinden dolayı bu göz önündeki yapı üzerine konulan ayetlerle Allah'ın gerçek vasıfları vurgulanmıştır.
38. hafta
Bu hafta anladım ve kabullendim ki hamile bir kadının bedeni kendine değil, topluma aittir. Daha doğrusu toplumda ki tüm kadınlara. Ne zaman sokağa çıksam tanımadığım kadınlar gelip karnıma dokunuyor. Ben istediğim kadar geri çekeyim kendimi, onlar elleriyle pat pat yokluyorlar.
Geçenlerde manavdan alışveriş yaparken hayatımda ilk defa gördüğüm yaşlı bir teyze yanıma gelip, aldıklarımı kola çan etti.
"Patlıcan alma evladım, içinde nikotin var" dedi. İşin ilginç yanı manavın çırağı da ne almam gerektiği konusunda nihai otorite kabul etmiş olmalı ki yaşlı kadını, bana danışmadan sormadan hop diye geri koydu aldığım patlıcanları. Yerine brokoli ekledik, yaşlı teyzenin onayıyla
Ben İsmet Özel, şair, kırk yaşında.
Her şey ben yaşarken oldu, bunu bilsin insanlar
ben yaşarken koptu tufan
ben yaşarken yeni baştan yaratıldı kainat
her şeyi gördüm içim rahat
gök yarıldı, çamura can verildi
linç edilmem için artık bütün deliller elde
kazandım nefretini fahişelerin
lanet ediyor bana bakireler de.
Sözlerim var köprüleri