"Öz kontrol için gereken etik otoriteden yoksun olan bir ruh, çaresizliği içinde suçlamayla ve yakarıyla diğerlerine, benliğinin dışındaki bir şeye doğru donmek zorundadır."
Büyük ruhlu insanlar sadece dostlarını ararlar, onun dışında başka bir insana muhtaç olmazlar çünkü muhtaç olmak kölelere uygun bir davranıştır. İşte bu nedenle yalakalık yapan her insan köledir ve tüm sıradan insanlar da yalakadırlar.
Belki tümüyle insan yaşamı ciddi bir yanılgıdan öte bir şey değildir, bir ana’nın ölü doğmuş çocuğudur, doğanın başarısız kalmış çılgınca ve dehşet verici bir denemesidir.
“Bugünün pek az şeyle yetinen basit ve rahat dünyası için fazla iddialı ve açsın, seni kendi içinden tükürüp atıyor bu dünya, onun boyutlarının dışında taşıyorsun. Günümüzde yaşamak ve yaşamaktan zevk almak isteyen birinin senin gibi, benim gibi bir insan olmaması gerekiyor. Zırıltı yerine gerçek müzik, eğlence yerine kıvanç, para yerine ruh, gelişigüzel etkinlikler yerine gerçek eylem, oyun yerine gerçek tutku arayan birine bu sevimli dünya yurt olamaz...”
Bugün sonsuza dek sürmez. Mutluluk kendiliğinden meydana gelmiyor. Mutluluk acının kabuğundan sıyrılarak ortaya çıkarılmalı. Mutluluğa sahip çıkılmalı. Onu yanı başından uzaklaştırmamalı. Mutluluk korunmalı.
“Siz kendiniz olmak istiyorsunuz,” diye devam etti Nietzsche. “Bunu bana kaç kez söylediğinizi duydum! Kaç kere özgürlüğünüzü hiç tanımadığınızdan yakındınız? Sizin iyiliğiniz, ödeviniz, sadakatiniz; bunlar sizi hapseden duvarlar. Bu küçük erdemler sizi yok edecekler. Kendi kötülüğünüzü tanımak zorundasınız. Kısmen özgür olunmaz: İç güdüleriniz, özgürlük özleminiz; odada kapalı tutulan vahşi köpekleriniz; hepsi de özgürleşmek için feryat ediyorlar. İyi dinleyin hala duyamıyor musunuz onları?”