Hasta Adam derken ironi yapmıyorlarmış.
Osmanlı'nın 1. Dünya Savaşı'na dahil olmasıyla birlikte imparatorluk topraklarında salgın hastalıklar en üst seviyeye çıkacak, Bağdat ve İstanbul’u kolera, Basra’yı veba, Konya’yı lekeli tifo, Erzurum'u tifüs ve imparatorluğun her yerini sıtma ateşi saracaktır. Hasta Adam hastalığının son safhasındadır.
Sayfa 38
Napolyon..
Rusya savaşı modem zamanların, halk arasında en ünlü savaşı olmalıydı: Sağduyunun, gerçek çıkarların, herkesin rahat ve güvenliğinin savaşıydı; özünde barış amaçlı ve muhafazakar bir savaştı. Önemli bir amacı vardı, belirsizliklere son vermek ve güvenliği sağlamak. Yeni bir ufuk açılacak, yeni işler doğacak, herkes refaha ve zenginliğe
Reklam
"(19.yy) Eğitimin halka indirilmesi, yaygınlaştırılması bu asrın en önemli bir gelişimidir. Ve müslüman Türkler kadar, diğer Müslüman unsurları, gayrimüslimleri de kapsar. Şu kadarını ifade etmemiz gerekir; eğitimin kurumsallaşmasında ve modernleşmesinde imparatorluğun gayrimüslim milletleri ve Arabistan ve Balkanlar gibi yerlerdeki unsurlar Türklerden daha önce gitmişlerdir. Bunun da neticelerini bilhassa Balkan Savaşı sıralarında ve bu ülkelerde milli devletlerin doğuşunda görmek mümkündür."
Sayfa 150Kitabı okudu
İki savaş; 1853 Kırım Savaşı ve ardından 1877-78 Rusya Savaşı maliyeyi eritmiştir. Her iki savaşta da Türk orduları ve komutanları maharetini göstermiştir. Fakat iaşe ve savaş teçhizatı konusunda her iki taralia olan dengesizlik savaşı uzatmış ve galip tarafı bile eritmiştir. Bu nedenledir ki Ayastefanos-Berlin Antlaşması’ndan sonra Rusya ve Osmanlı Devleti sulh içinde yaşamayı tercih eder oldular. İki tarafın savaşa girişinde Avrupalıların dünyayı felakete sürükledikleri çılgın I. Cihan Harbi’ne bu iki devleti ayrı kanatta müttefik olarak sürüklemeleri neden olmuşmu:
Sayfa 107
Saltanat sırasının kendisine gelmesi, pekçok tesadüf bir araya gelmese gerçekten de pek mümkün görünmeyen Vahdettin Efendi'nin kaderi yüzüne gülmüştü. Gülmüştü gülmesine ama Balkan Savaşı'yla kaybedilmiş topraklar ve 17. yüzyılın sonundan itibaren habire hasar alarak hükmünü yitirmeye başlamış, sadece adı kalmış kendi gitmiş bir imparatorluğun başına gelmişti. Kim bilir, belki de bir fark yaratırdı.
"Alman gemilerinin İstanbul'a gelmesiyle ilgili kararın alınması, sadece Almanlarla ilgili bir süreç değildir. Osmanlı Hükümeti de bu durumdan başından beri haberdardır. Nihaî olarak gemilerin gelmesine hükümet evet demiştir."
Sayfa 145 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Reklam
209 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.