"Özgürlüklerine güçlü bir liderin çabalarıyla kavuşan, birçok mucize, yiyecek ve içecekle inançları güçlendirilen bu köleler güruhu, boyun eğecekleri görülebilen bir sembol olmadan yaşamlarını sürdürememektedir."
Pek çok toplumda ve kültürde sevilebilir ya da diğer bir deyişle sevilmeye layık bulunan erkekler işi gücü olan, para sahibi, etrafına faydası dokunan, güçlü olan, dinlenen, sorunları çözebilen, güven veren, taşkınlıkları olmayan, toplumun huzurunu bozmayan, örflere ve adetlere çok da ters düşmeyen, inancı toplumsal inançların dışına taşmayan, sorumluluk bilincine sahip, yardımsever, paylaşmayı seven, mütevazi ama özgüvenli, ailesine bağlı, dostları, arkadaşları ve akrabalarıyla ilişkileri ve verimli kişiliklerdir. Bu özelliklere sahip bir erkeği sevmek herkes için kolaydır. Tabiri caizse: "Gel de sevme böyle erkeği.. "
Sayfa 15 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İnsanlığın kadim inançlarından olan Yahudilik çok erken dönemlerde Moğolların yaşam alanı olan Asya içlerinde yayılma alanı bulabilmişti. Yahudiliğin Babil sürgününden sonra MS VI. yüzyılda Asya içlerine doğru yöneldikleri ve burada yerleştikleri düşünülmektedir. Yahudiler, özelikle de İpek Yolu üzerinde yer alan Buhara, Semerkant, Tirmiz gibi
XIII. yüzyılda Cengiz Han büyük Moğol İmparatorluğu'nu kurduğunda, Moğolların büyük çoğunluğu klasik Şaman inancının biraz daha gelişmiş bir haline inanıyorlardı. Şaman kelimesi XIII. yüzyıldan sonra Avrupa'da kullanılan bir tanımdı. Eski Türklerde yaygın kullanım şekli kam'dı. Kırgızlar, Özbekler ve Kazaklar bakşi ya da bahşı,
Helenistik dönem, Doğu kökenli birçok bilim adamı ve filo­zof çıkarmış
Helenistik dönemde kültürel bakımdan fethedilen Doğulu gruplar, esas olarak bu Doğu halklarının üst sınıfları yani yönetici ve aydın sınıfları olmuştur. Doğu'nun bazı geleneksel uygulamalarının, düşün­ce ve duygu tarzlarının bölgenin yöneticileri konumunda bulunan Yu­nanlılar üzerindeki etkilerinin arttığı da görülmüştür. Bu bağlamda Doğu monarşisi, Yunan demokrasisini yendiği gibi Doğu'nun dinsel inançları da Yunan çok tanrıcılığından daha güçlü çıkmıştır. ilk örne­ğini bizzat İskender'in kendisi üzerinde gördüğümüz, hükümdarların kendilerini Doğu tarzında tanrılar olarak görme geleneği Yunan kral­ları ve Roma imparatorları üzerinde etkisini göstermiş; hükümdarların tanrısal hakları kuramı Roma ve Bizans'tan geçerek çağdaş Avrupa si­ yasal felsefesi üzerine damgasını vurmuştur. Bu arada daha önce He­ rodot'tan itibaren başladığını bildiğimiz Doğu tanrılarını Yunan tanrı­larıyla özdeşleştirme geleneği, varlığını güçlendirerek devam etmiş, Doğu dinleri ve kültleri arkalarında bulunan kurtuluş öğretileriyle, es­rarengiz ve göz alıcı merasimleriyle zamanla Roma dünyasının içine kadar nüfuz etme imkanını bulmuştur. Bu dinlerden biri olan Hıristi­yanlık, Batı'nın dinsel alanda Doğu tarafından fethinin en çarpıcı ör­neğini oluşturacaktır.
Sayfa 21 - İSTANBUL BİLGİ ÜNİVERSİTESİ YAYINLARIKitabı okudu
İlhanlı Devleti Tarihine Genel Bir Bakış
Moğolların kalabalık bir kolunun Hülagu öncülüğünde 1256 yılında Ceyhun Nehri'ni aşıp Horasan'a girmesiyle başlayan ilerleyişi, Azerbaycan merkezli olarak İran, Irak ve Anadolu topraklarının da önemli bir kısmını kapsayan bir devletin kurulmasıyla sonuçlanmıştı. İlhanlılar olarak anılan bu devlet Yakın Doğu'nun siyasi, sosyal ve
Reklam
1.000 öğeden 211 ile 220 arasındakiler gösteriliyor.