Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Başka anlamlar mı?” Yusuf sinirleniyordu. “Bize söylenen neyse onu kabul etmeliyiz. Hepsi bu.” .... İbni Tahir sıkıntıyla etrafına baktı.Çevresindeki herkesin yüzünden derin bir inanmışlık okunuyordu. Hayır, aklını karıştıran ve onu şüpheye sevk eden hislerini anlamaları olanaklı değildi.
Gelişmemiş toplumların yaşam tarzı üzerinde araştırma yapan bilginlere göre ilkel insanın özellikleri arasında: katı, dondurulmuş, değişmez kurallara bağlılık; batıl'a ve hurafelere inanmışlık; din verilerini akıl kıstası dışında tutmuşluk; her gerçeğin din kitablarında bulunduğunu sanarak bu kitaplara bağlanmışlık vb... gibi tutum ve davranışlar vardır.
Reklam
ALMANLARDAN ÖĞRENDİĞİMİZİ ARAPLARA ÖĞRETTİK (esprit de corps)
Osmanlılar, imparatorluk ordusuna 19. yüzyıl sonlarından beri danışmanlık vermekte olan Alman subaylardan öğrenmiş oldukları modern askerî teşkilatlanmanın kabiliyet ve taktiklerini masaya koymuşlardı. Buna karşılık Senusîler de kendi ülkelerini savunuyor olmaktan gelen coşkuyu, kendileri gibi liderlerinin karizmasına itimat eden bir sufi tarikatına içkin olan esprit de corps’u [Fr. Bir grubun mensupları tarafından gruba karşı duyulan müşterek sadakat, coşku ve inanmışlık duyguları. (ç.n.)] ve belki de 20.000 kişiye kadar ulaşan insan güçlerini sunmuşlardı.
Müteakip hadiseler, resmiyette Balkan Savaşları’ndan sonra kurulacak (Eşref daha sonra yeniden kurulduğunu söyleyecekti) ve imparatorluğun son yıllarında ekseriyetle dramatik ve trajik sonuçları olan kritik bir rol oynayacak Teşkilat-ı Mahsusa’nın ortaya çıkışında Libya’daki sürecin mühim bir aşama olduğunu gösterecekti. Enver, Eşref gibi fedaî
DERNE KISA SÜREN HARP
Fotoğraflar, Libya’nın müdafaasına yönelik Osmanlı-Senusî planının arkasındaki hesabı ortaya çıkarmaktadır. Az sayıdaki Osmanlı subayı Senusî kabilesinden binlerce gönüllüyü eğitmeye koyuldu. Yün üniformaları, makineli tüfekleri, bisikletleri, komuta çadırları ve hatta bir motorlu aracı da içeren ithal teçhizatlarıyla Osmanlı subayları ile uçuşan
Herhalde dindarlık, inanmışlık farklı bir şey. Hangi felâkete uğrarsa uğrasın, Rabbimden geldi, diyor, sabrediyorlar. Sonra belki de her an Rableriyle beraber olduklarının şuurunda bulunduklarından yalnızlık, çaresizlik nedir bilmiyor, güçlü oluyorlar.
Reklam
...özellikle de bu katı kendi kendine inanmışlık sayesinde, bu peygamberce kendine takıntılı hali sayesinde, bu fevkalade sabitfikirlilik sayesinde haklı çıkmıştır. Politik zaferinin sırrını sadece bu taş gibi sarsılmazlığı, bu buz gibi katılığı açıklar. Zira tarihte ancak böyle bir kendine takıntılı olma hali, böyle muazzam bağnazlıkla bir kendinden emin olma hali lider yapar adamı. Her zaman etkileyici olan şeylere kapılan insanlık, asla adil olanlara değil, sabitfikirlilere, kendi hakikatlerini mümkün olan tek-gerçek, kendi iradelerini. dünya kanununun temel biçimi olarak ilan etme cesaretini gösterenlere biat eder.
Büyük İskender'in etrafi dalkavuklarla doluydu. Dalkavuklar insanı kibir obezi yaparak onun mahvına yol açarlar. Büyük İskender'in dalkavukları onu Tanrı Zeus'un oğlu olduğuna inandırmişlardı. İskender buna inanmıştı. Bu nedenle dünyanın bütün topraklarını fethetmeyi kendine hak görüyordu. Kimseyi dinlemiyordu. Hatta tek kibritle Persepolis kitaplığını yakmıştı. Çünkü artık bilgiye ihtiyacı yoktu. Bir gün bir savaş meydanında yaralanmış ciddi bir kan kaybı yaşıyordu. Dalkavuklarını çağırdı. Onlara yüksek sesle bağırdı. "Hani ben Zeus'un oğluydum. Öyleyse bu kan ne?" İnsan olduğunu o zaman anlamış ama çok geç kalmıştı. Büyük İskender'in söylediği her söz gerek korku, gerek dalkavukluk, gerek inanmışlık nedeniyle meşru kabul ediliyordu. Onun her yaptığı adalete uygun sanılıyordu. Zeus'un oğlu gibi algılanıyordu.
Sayfa 203 - Omca YayınlarıKitabı okudu
1900 lerin ortalarına değin erkeklik deyimi Türkçede dayanıklılık, baş eğmezlik, sağlamlık, sadıklık, ahdevefa, sözünde durmak, güvenilirlik, inanmışlık, adillik, hakbilirlik, arkadaşlık, sırtını dönmemek, ağırbaşlılık, hâl ile hareketlerde kıvırmama, yürüyüşte kırıtmama, sözleri peltek ve yayarak telâffuz etmeme, ilişkilerde etkinlik(faillik) ile muktedirlik, zayıfa, yaşlıya, çocuk ile kadına silah çekmeme, kadın karşısında hakbilir olmakla birlikte, çıt kırıldım kibarliklara tevessül etmeme anlayışını temsil edegelmiştir.
111 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.