Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
152 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
(arkakapakyazısı) “Halit Ziya Uşaklıgil’in 1887’de, henüz yirmili yaşlarında genç bir yazarken kaleme aldığı ilk romanı Sefile, küçük yaşta kimsesiz kalarak dilencilikten fuhuş denilen girdabın en dehşetli derinliklerine kadar sürüklenen Mazlume’nin hikayesidir. Sefile, Halit Ziya’nın ustalık dönemi eserlerinde kullandığı bazı teknik ve temaların
Sefile
SefileHalid Ziya Uşaklıgil · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022782 okunma
80 syf.
·
Puan vermedi
·
16 saatte okudu
Dünya, hassas kalpler için cehennemdir...
İncecik ama dopdolu bir Zweig öyküsü daha... Kitabı okumaya başlamadan önce Zweig'in hayat hikayesine bir bakmanızı tavsiye ederim.. çünkü eminim ki Zweig'in yaşamı ile doktor B. karakterinin maruz kaldıkları arasındaki benzerlikler kitaba farklı bir gözle bakmanızı sağlayacak ve belki siz de dr. B ile empati yapıp hiçliğin içinde
Satranç
SatrançStefan Zweig · Ceren Yayıncılık · 2021238bin okunma
Reklam
Faik Baysal
Muharrem Dayanç
Muharrem Dayanç
: "Türk edebiyatında en çok ilgimi çeken bahislerden biri “yazarlar ve anneleri”dir. Konu bu kadar genel değil elbette bahsi biraz daha daraltarak söylemek gerekirse “küçük (hatta çocuk) yaşta annesini kaybeden yazarlar”dır. Başlangıçta Tevfik Fikret (12), Ahmet Hâşim (7), Yahya Kemal (13), Ahmet Hamdi Tanpınar (14), Ziya Osman Saba
216 syf.
9/10 puan verdi
·
5 günde okudu
SABRIN DEMİ
Çayı deminden anlarsın, yâri ise ayrılık vakti boğazında bıraktığı düğümden; bu yüzden beklemek değil bizimkisi demlenmek ve biliriz ki birbirine kavuşanlar değil ancak muhabbetle demlenenler aşka ulaşabilirler çünkü bazı şiirler hatırlamak için değil, unutmamak için yazılır. Demlenmek yavaşlamaktır biraz; içine kazımak, silinmez bir kalemle
Elif Gibi Sevmek 2
Elif Gibi Sevmek 2Hikmet Anıl Öztekin · Hayy Kitap · 20176,9bin okunma
Ne var ki, hayatın en önemsiz ayrıntıları açısından bakıldığında bile, insan herkesin gözünde özdeş, isteyenin bir şartnameyi ya da vasiyetnameyi inceler gibi inceleyebileceği, maddi bir bütün teşkil etmez; sosyal kişiliğimiz başkalarının düşüncesinin yarattığı bir şeydir.
Sayfa 25 - YKYKitabı okuyor
96 syf.
·
Puan vermedi
·
35 saatte okudu
Şairle, şiiri konuşmaya, hem hal olmaya geldım, bir tanışıklığımız var, nede olsa, bu altıncı buluşmamız ,
Şükrü Erbaş
Şükrü Erbaş
'la yorulunca dinlenmek için okuyorum bana şifa veren şiirleri Ruhumu dinlendir Pekii kim dir bu
Şükrü Erbaş
Şükrü Erbaş
Hadı gelın bırlikte bakalım 1980 kuşağının toplumcu şairlerinden Şükrü Erbaş'ın ilk şiiri Varlık dergisinde çıkmıştır 1978.yılında Bır söylemin de
Şükrü Erbaş
Şükrü Erbaş
şiiri hayatın zorbalığına karşıdireniş sığınağı olarak da okunmuştur." değerlendirmesini yapmıştır." "İki döneme ayırabileceğimiz Şükrü Erbaş şiirinin ilk dönemi; Yolculuk, Küçük Acılar ve Aykırı Yaşamak adlı kitaplardan oluşmaktadır. Şiirinin ileriki dönemlerindeki zihniyete temel ve kaynaklık edecek bu dönemde şairin, toplumcu gerçekçilik etkisiyle gerek biçim gerek içerik açısından dönemin şiirine bütünüyle zıt bir dil oluşturmamaya çalıştığı da görülmektedir.. Kendi sanatsal kişiliğini bu uyumsuzlukla konumlandırmaya çalışan şair, bu dönem şiirlerinde doğayı, insanı, doğa ve toplum karsısında insanı, aşkın metafiziğini felsefi, bireysel ve toplumsal dinamikler açısından ele almıştır. İnsan iyiliği öğrenmeden bilirmiş de, kötülük için zaman gerekirmiş...
Kuş Uçar Kanat Ağlar
Kuş Uçar Kanat Ağlar
'dan . Doğanın yaratıcı güç olarak mitleştirildiği, onun gücünün algılanmaya çalışıldığı bu şiirlerde, birey toplumla yüzleştirilmektedir" "şiir-hikaye"lerinden oluşan bir başka muazzam kitabı. yazar yoksunluğunu, özlemini, günün toplumuna, eleştirisini, varoluş çıkmazın zamanı şiir & hikâyelerine tasımış Ozamn şiirle, şiir tadında kalın
Kuş Uçar Kanat Ağlar
Kuş Uçar Kanat Ağlar
Kuş Uçar Kanat Ağlar
Kuş Uçar Kanat AğlarŞükrü Erbaş · Kırmızı Kedi Yayınları · 20194,178 okunma
Reklam
Ne garip hal! İnsan dünyaya hangi bakış açısından bakarsa dün­yayı o bakış açısının gerektirdiği bir şekilde görür. Meyha­nenin birisinde yükünü tutmuş, rakının parlaklığı gözlerine yansıyıp gözleri parıl parıl parlayarak sokağa fırlayan bir sar­hoşun attığı naralar, yalnız neşesinden ibaret değildir; belki o halde gözlerinin bütün alemi neşeli görmesinden dolayıdır. Keder ve ümitsizliğin son noktasında olan insan da dünyaya baktıkça, alemi de kendisi gibi kan ağlıyor zanneder.
Sayfa 150
·
Puan vermedi
Heinric Böll
‘Köln’de yaşıyorum. Ren nehrinin, orta kesimlerindeki yumuşaklığından bıkıp genişlediği, uçsuz bucaksız düzlüklere ve Kuzey Denizi’nin sislerine doğru aktığı; dünyevi erkin asla çok ciddiye almadığı, ruhani erkin ise, Almanya’da genel olarak inanıldığının tersine, daha az ciddiye alındığı; Hitler’in kafasına çiçek saksılarının fırlatıldığı ve
Palyaço
PalyaçoHeinrich Böll · Can Yayınları · 20191,516 okunma
628 syf.
9/10 puan verdi
·
38 günde okudu
Roman tarihinin en konuşulan karakterlerinden biri Julien Sorel. Aslında İletişim'in ön ve sonsözleri müthiş fakat bu çevirisi olamamış. Ben bu kadar yerlileştirme çabalı çeviri sevmiyorum. O yüzden bildiğim, Fransızca çevirileri her zaman tatmin edici olan İş Bankası'na geri döndüm. Romanın konusunu ve Stendhal'in kim olduğunu konuşmak yersiz. Sadece Tolstoy'un onun müthiş bir savaş ve karakter anlatıcısı olduğunu söylediği sözler bile yeterli olacaktır. Ben yıllarca okumaya, kitabın kalın olması nedeniyle çekinmiştim ama geçen sene başladığım kronolojik klasik okuma kararım ile besmeleyle giriştim. Kendimi kutlarım. Eserin döneminin romancılığı açısından harikulade bir yerde durduğunu düşünüyorum. Her ne kadar Stendhal siyasetten uzak durmak fikirli bir edebiyat oluşturmaya çalışsa ve apolitik diye anılsa da, bu eser siyaset ve sosyolojinin ve hatta psikolojinin ta kendisi. Her karakter tipinden ve ruhi derinlikten ya da derinsizlikten insan var. Hepimizi tanıyıp bize tutulan bir ayna gibi. Çok iyi. Aristokrasi ve soyluluğun kapalı tüm perdelerini bir bir indirip toplumla yüzleştiriyor. Tüm gerçek duygularımızdan haberdar. Belki de tutunmak ya da tutunamamakla ilgili ilk romanlardan. Sorel'i anlamak, kızmak, anlamamak, hemhal olmak, yabancılaşmak, tüm duygularla karşı karşıya geldim. Öğretmek istediği: Kendini anlamlandırmak; soy, kahramanlık, din, vatan tüm bunların üstünde bir şey. Olmayınca olmuyor mu? Off allak bullak edildik.
Kırmızı ve Siyah
Kırmızı ve SiyahStendhal · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202210bin okunma
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.