İnsan denilen varlığın ne kadar acımasız olabildiği gerçeğini gördükçe, derinden sarsıldı.
İnsan tabiat denilen bahçede yetişmiş latif bir çicek ise de, akıl denilen ruh okşayıcı koku ile diğerlerinden ayrılan bir çiçektir.
Reklam
Kendisini geleneksel değerlerle yönetmeye alışagelmiş insanlar birden bundan yoksun bırakılıp kendi varoluş sorumluluğu ile yüzleşmek zorunda kalırsa "kimlik bunalımı" denilen olgunun yaşanması da kaçınılmaz olur.
Sayfa 27
Şehvet, hayatın en büyük prensibidir. İnsan neslinin tükenmemesini sağlar. İnsan, akıl ve duygu bakımından çok üstün ve ileri olduğu için bu prensibi de olgunlaştırmış, güzelleştirmiştir. Yiyeceğini, giyeceğini, barınacağını güzelleştirdiği gibi. Şehvet, aşk haline geldikten sonra artık insanlar arasında yarış başlamış ve beyinler, muhayyeleler gerçekte olan güzellerle kanmayarak onları icad etmek yoluna girmiştir. Sevgiliyi âşık yaratır, sonra tapar. Onda eşsiz güzellikler, büyüklükler bulur. Aslında alelade bir kız veya kadındır ama Mecnûn'un Leylâ'yı görüşü gibi onu ilâhlaştırdıkça artık aşk denilen tezahür başlamıştır. Bununla beraber aşk lüzumlu bir şeydir...
Aslında ‘doğaüstü’ denilen şeylerden bu kadar çok bahsetmemiz, tuhaf bir körlükten geliyor: En esrarengiz olan şeyi göremiyoruz. Yani bir dünyanın var olduğunu. Çoğu insan, koca bir bulmaca gibi gözümüzün önünde duran yaratılışla değil de, Marslılarla, uçan dairelerle ilgileniyor.
Sayfa 131 - Pan yayıncılıkKitabı okudu
İnsan denilen yaratık kendine yetecek olana kanaat etmiyor, elde edilmesi çok zor olan seylerin peşine düşüyor, hırsını tatmin etmek için en çirkin ve en tehlikeli yollara sapmaktan bile çekinmiyordu.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.