“Bir milleti yok etmek isterseniz askerî istilâya lüzum yoktur. Ona tarihini unutturmak, dilini bozmak, dininden soğutmak ve dolayısıyla mânevî değerlerini, ahlâkını soysuzlaştırmak kâfîdir.” diyerek, 1 Kasım 1928'de gerçekleştirilen Harf Inkılabına karşı olduğunu savunan ve ömrünün tamamını yazmaya adayan bir Muharrir; Peyami SAFA. Harf Inkılabına karşı olmasının nedenini, niçinlerini anlattığı uzun yazıları var. Bu kitabın sonunda bundan bahsetmemin sebebi, yazarın okuduğum üçüncü kitabı ve bu kitaplar içinde (Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, YALNIZIZ) dili en ağır olan kitap olması. Kitabın sonunda, kitabın içinde bolca kullanılan eski Türkçe kelimelerin on, onbeş sayfalık sözlüğü var ama okuma senkronunu bozduktan sonra bir anlamı yok. Kitabı okurken hem harf devrimine karşı oluyorsunuz, hem de yok ya, iyi ki gerçekleştirilmiş diyorsunuz. Tam bir tereddüdün romanı gerçekten!
Şüphe ve tereddüt, insan ruhunda anarşi yaratan en tehlikeli hislerdir. Peyami SAFA, bilinen bu gerçeği romanda da Muharrir-Mualla ve Vildan karakterleri üzerinden eski kelimelere rağmen! çok çok iyi analiz etmiş yine ve okuyucuya içinde anarşi yaratacak kadar hissettirmiş. Devrimden önceki dile hakimseniz okurken çok daha iyi hazlar alabilirsiniz. Ben hiçbir kitapta bu kadar zorlanmamıştım ama sonuç olarak anlatılmak istenenleri anladım ve hissettim. Kitap on üzerinden on puandır ama sekiz dememin sebebi harf devrimi midir, yoksa devrime ayak uydurmayı şiddetle reddeden yazar mıdır bilemedim. Dedim ya, tam BİR TEREDDÜDÜN ROMANI. İyi okumalar :)