Ne cesaretim kırıldı ne de ruhen çöktüm. Hayat her yerde hayattır ve hayat dışarıda değil bizim elimizdedir. Yakınımda insanlar olacak ve onların arasında insan olabilmek, hep öyle kalabilmek ve çökmemek, hayat budur işte, hayatın amacı bu düşüncenin içindedir. Bunun bilincine vardım. Bu düşünce benim iliklerime kadar işledi. Evet gerçekten! (...) Benim tarafımdan yaratılmış ve henüz gerçekleştirilmemiş anı ve suretler kaldı. (...) Hala sevebilecek, acı çekebilecek, arzu duyabilecek ve anımsayabilecek kalbim bedenim kaldı ve her şekilde bu hayatın ta kendisi! Güneşe baksana!
“Sürekli kitap okuyup film izleyen, kendini geliştirmek için uğraşlarına, hobilerine zaman ayıran insanlar var. Saçma sapan tartışmalara dahil olmuyorlar. Kendi kurdukları dünyada mutlu mesut yaşıyorlar. Var böyle insanlar...”
Paris'te Gece Yarısı / Film
Uykusuzluk var, alçakgönüllülük var , anlayış var, hüzün var hem de çokça , kafaya takıp fazla düşünmek var.Zeki insanlar mutlu olamıyor.
Gerizekalı insanlarda ise bunların hiçbiri yok çokta mutlular
Gerçekten büyük dert
Bazı insanlar mutlu ettikçe mutlu olurlar. Yaptıklarından dolayı karşısındaki insanın yüzündeki bir tebessümle ve samimi bir teşekkürle beslenirler. Onların sevgi dili fedakârlıktır. Sevdikleri insanların hayatlarını kolaylaştırdıkları ve onları mutlu ettikleri sürece kendilerini iyi hissederler ve mutlu olurlar.
Cebeci İstasyonu'nda bir akşam üstü
Bir başka türlüydü bu insanlar,
Sen bir başka türlüydün.
Gözlerin yine öyle bir bilinmez renkteydi.
Gözlerin gözlerimde erimekteydi..
SOKRATES: O halde sevgili Euthyphron dindarlık demek, tanrılar ve insanlar arasındaki alışveriş sanatıdır.
EUTHYPHRON: Eğer böyle söylemek hoşuna gidiyorsa, buna alışveriş sanatı diyebiliriz.
Bu şehirde yeni insanlar, yeni bir toplum, yeni bir dil, yeni bir kültürle tanıştı. Bu şehirde ona çizilen yolu, varlığını, birikimini yenilerle karşılaştırdı ve şimdi sona yaklaşan yolu seçerek orada yürümeye başladı.