Sana Gul Bahcesi Vadetmedim, her yonuyle essiz bir eser. Akil hastaliklari ile bogusan insanlarin, toplumun algisindaki normallik kaliplarinin disina cikmalarina ragmen, tekrardan topluma benzer olmaya calismalarindaki cabayi ve caresizligi anlatiyor. Deborah, sizofreni bir kiz ve hastaligi yuzunden toplumdaki butun kurumlarla bagini kesmis bir halde. Hastanede gecirdigi yillar boyunca ve Dr. Fried ile yaptigi seanslarda kendini bu yalnizlik ve korku duydugu toplumdan uzaklastirirken kurdugu hayali dunyadan koparmaya ve yeniden topluma ait bir birey olmaya veriyor. Ancak temel sorun burada basliyor; normal olan ne? Biz, kendimizi normal addeden ve tanilara, teshislere sahip olmayan insanlar olarak gercekten de sandigimiz kadar saglikli miyiz? Bu sorularin cevabini belki de Foucault, Deleuze veya Guattari okuyanlar sorgulamis olabilirler. Cunku modern psikoloji ve psikiyatrinin, sosyoekonomik kapitalist duzenin saglikli olarak bicemledigi insan turu, hic de sanildigi gibi saglikli degil. Deborah'in bu acimasiz dunyaya tekrardan baglanma cabasini okurken Greenberg'un kendi ozyasamindan gizleri bulacak ve Deborah ile empati kurarken saglikli bir insansaniz aslinda bir akil hastasinin korkularinin, duygularinin ve acilarinin hic de sizinkilerden farkli olmadigini, insanin oz yasaminda barindirdigi seylerin egreti olarak nitelendirdigimiz insanlarda da degismedigini goreceksiniz.