“İyilik iyileştirir çünkü. Yaralı insanlar daha yardımseverdir bu yüzden. Kendi yaralarını, başkalarının yaralarına merhem olarak iyi etmeye çalışırlar. Ne var ki başkasına iyi davrandığı kadar kendine karşı merhametli olamaz çoğu zaman. Başkasına etmediği zulmü kendine eder. En çok kendine karşı acımasızdır.”
Onun dünyası korkunç denebilecek kertede kayıtsız bir dünyadır. Doğa koşulları acımasızdır. O yüzden insanlar da kahdır, aralarındaki ilişkilerde sonsuz bir gönül kısırlığı göze çarpar.
İyilik, iyileştirir çünkü. Yaralı insanlar daha yardımseverdir bu yüzden. Kendi yaralarını, başkalarının yaralarına merhem olarak iyi etmeye çalışırlar.
Ne var ki başkasına iyi davrandığı kadar kendine karşı merhametli olamaz çoğu zaman. Başkasına etmediği zulmü kendine eder. En çok kendine karşı acımasızdır.
“Yazgı acımasızdır ve insanlar zavallıdır. Bu yapıdaki bir dünyada, kendinde çok şeye sahip olan birisi, aralık ayının karlı buzlu bir gecesinde aydınlık, sıcak, neşeli bir Noel sofrasına benzer.”
İnsanlar neden acımasızdır ya da neden merhametlidir bazıları?Bu tamamen yaradılışı ile ilgili bir durum mudur?Aileden mi ireli gelir yoksa?Nedenini merak ettiğim sorulardan sadece biri bu.Kalp kırmaya cesareti olan biri kime güvenir de bunu yapar ya da güvendiği hiç kimse olmadığında mı olur tüm bunlar?
Gerçekler acımasızdır! Dünya değişiyor savaşçı. Yeni insanlar yeni ve farklı anlayışlarla büyüyor. Unutma, farklılığın kendine has bir kokusu vardır; genzimizi yakan, içtiğimiz suya sinen, her sabah topraktan tüten. Eski insanların hatırası hafızalarda paslandı, hatırlayanlardan da yaşayanlar çok az artık.