Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İslam düşüncesi tarihinde ortaya çıkan fırkalardan biri Şiiliktir. Kendi içinde pek çok gruptan oluşan Şiiliğin en önemli ve büyük fırkası hiç şüphesiz İmamiye/ İnsaaşeriyye Şia’sı denilen günümüz İran Şiiliğidir.
Şah İsmail sadece Safevî Devleti'nin kurucusu değil, On İki İmam Şiası'nın da İran'a hâkim olmasını sağlayan ilk kişi..
Sayfa 3 - Yeditepe YayıneviKitabı okudu
Reklam
Önsöz
Şah İsmail sadece İran'a hâkim olmakla yetinmedi. İmamiye Şiası'nı resmî mezhep yapınca İran'daki Kızılbaşlığın hızlı bir şe­kilde evrilerek Şiiliğe dönüşmesinin yolunu da açtı. Onun halef­leri ise Şiîliği bütünüyle İran'a hâkim hale getirdi. Bu yüzden Şah İsmail Kızılbaş hareketinin de sonuncusu oldu..
Yeditepe YayıneviKitabı okudu
12 İmam Şiası
Şia’ya göre, Allah ve Peygamber tarafından tayin edilen ilk imam Hz. Ali’dir. Ondan sonra Hz.Ali soyundan 11 imam daha gelmiştir. “On İki İmam” şunlardır: Hz. Ali, Hz. Hasan, Hz. Hüseyin, Zeynel Abidin, Muhammed Bakır, Cafer Sadık, Musa Kâzım, Ali Rıza, Muhammed et-Taki, Ali en-Naki, Hasan Askeri ve on ikinci olarak Muhammed el-Mehdi... Şah İsmail, yedinci imam Musa Kâzım’ın neslinden geldiğini iddia etmiştir. Şiilerin gözünde On İki İmam’ın sözleri ve fiilleri Peygamber’inkiler gibi değerlidir. Hatta bu imamlar Allah tarafından ilham (vahiy değil) alırlar, günah işlemezler, yanılmazlar. Buna dair, bazı Kuran ayetlerini ve hadisleri belirttiğimiz şekilde yorumlayarak, On İki İmam’a itaat etmenin Müslümanlar için Allah’a itaat olduğuna inanılır. Böylece “imamet”, Şiilikte bir iman konusudur, Şiilikte imanın şartlarından biri On İki İmam’a inanmaktır.
Şah İsmail sadece İran'a hakim olmakla yetinmedi. İmamiye Şiası'nı resmi mezhep yapınca İran'daki Kızılbaşlığın hızlı bir şekilde evrilerek Şiiliğe dönüşmesinin yolunu da açtı. Onun halefleri ise Şiiliği bütünüyle İran'a hakim hale getirdi.
Türklerde Şiilik
Fatimîler İslâm tarihinin gerçekten en şümullü hanedanlarından biridir. Halifelik olarak 262 yıla yakın bir ömürleri olup bunun 60 yıla yakını Kuzey Afrika'da, gerisi ise incelemekte olduğumuz Mısır-Suriye coğrafyasında geçmiştir. Birbirinin devamı olan Tolunoğulları ve İhșidîler Müslüman Türk Devletlerinin topraklarına el koydukları için bu yönü ve ileride Şiîliğin içinden çıkan Şah İsmail Türkmen Şiâsı dolayısıyla bizim tarihimiz açısından da çok önemlidir. Fatimîleri ortadan kaldıran Memlûk hareketi ve buna nihayet veren Osmanlı fütûhati sırasında ortaya çıkan Şah İsmail hareketini sürdüren İran Kaçar Hanedanı'nın adını verdiği "Ağa Han”ların bu mezhebi günümüze kadar taşıdığını bilmekteyiz.
Reklam
Önsöz İran düşünce tarihi, birbiriyle etkileşen muhtelif siyasi, dinî ve kültürel unsurları içinde barındıran uzun bir zaman kesitine işaret eder. Söz konusu süre zarfında bu unsurlardan bazıları etkisini yitirirken bazı temel inanç ya da düşünce içerikleri şekil değiştirerek de olsa varlığım sürdürür. İyilik ve kötülük arasındaki ikilem ya da
Sayfa 7 - IRAM YAYINLARI-01 ☪ Ekim 2019, Ankara
İran'ın Şii nüfuzunu Ortadoğu'da yayma siyaseti çerçevesinde, Zeydilerin On İki İmam Şiası itikadına kitlesel geçişi başlamış, böylece Yemen hiç aşina olmadığı mezhep çatışmalarıyla tanışmıştır. Husiler ise, bu çatışmaların ana odağı haline gelmiştir. Husiler, İran'ın ideolojik ve askeri desteği sayesinde Yemen içinde kısa sürede güç kazanmışlardır. İtidalli çizgisiyle dikkat çeken Zeydilik, böylece militan bir Şii ideolojisine evrilmiştir.
Sayfa 221Kitabı okudu
Safevi - Osmanlı Ayrımı
Safevi hareketinin ustalığı ve akıllılığı, yönetimin yapısını ilke olarak iki sağlam sütun üzerine yerleştirmesiydi: 1- Şia Mezhebi, 2- İran Milliyeti. Biri, Şia'ya özgü atıf ve hedeflere dayanıyor, ötekisi İran milliyetine ve kavmi geleneklere dayanıyordu. Bu iki sınır, İran'ı büyük İslam ümmetinden ve İslam giysisini giymiş bulunan ve Safevi'ye rakip güç oluşturan büyük Osmanlı ülkesinden her yönden ayırıyordu.
Sayfa 93 - Yöneliş Yayınları - 2. Baskı 1990Kitabı okudu
Osmanlı Avrupa'da ilerlerken, İran'ın arkadan saldırması
Osmanlı imparatorluğu güçlerinin Batı'da ilerlediği ve Osmanlılar'ın Avrupa ile savaşının doruk noktaya vardığı sırada ansızın, cephe gerisinden, Osmanlı Doğu sınırlarının ucunda saldırgan ve yeni soluklu bir güç, kabararak, Osmanlılar'a arkadan saldırır.
Sayfa 51 - Yöneliş Yayınları - 2. Baskı 1990Kitabı okudu