Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
William Shakespeare 23 Nisan 1564’te Stratford-Upon-Avon’da doğan Shakespeare’in yaşamı hakkında bildiklerimiz kilise, mahkeme ve tapu kayıtları gibi resmi belgelerle çağdaşlarının onun kişiliği ve eserleri hakkında yazdıklarına dayanır. Hali vakti yerinde bir esnaf olan, aynı zamanda yerel yönetimde sulh hakimliği ve belediye başkanlığı gibi
Işığın ne olduğunu anlatamam size, ama ne olmadığını anlatabilirim... Işığı harekete geçiren nedir? Işık nedir?
Reklam
Almanyaya gittiğimde işçilerle ve gençlerle görüştüm.Orada Akıncı Obaları diye bir teşkilat kurmuşlar.Konferansi Haydil Baspiskoposu veriyormuş.Başpiskopos konferansta Müslüman Türklere atıp tutuyormuş.Konferansa katılan bir arkadaşımız bu durumdan rahatsız olmuş.Bunu sezen alman arkadaşları onu uzaklaştırmak istemiş.Fakat arkadaş,burda kalmakta direnmiş.Konferansin sonunda Baspiskoposa şu soruyu sormuş:dünyada bir sürü müslüman ülke varken bunların hiçbirine çatmıyorsun.Demek ki senin bütün kinin müslüman türkler üzerine.Bunun sebebi nedir?Başpiskopos cevap veriyor:Türkler müslümanlığı dünyanın her yanına yaydılar.Turkler olmasaydı Islamiyet bu kadar genişlemezdi.Hacli ordularını durduran,batı Avrupaya kadar hristiyan dünyasını ele geçiren TÜRKLER olmasaydı biz her tarafa hakim olacaktık.
kapısında 1. Yedi adam biri bir gün bir kan gördü gereğini belledi yari alsa koynuna
Herşey beklenir...
" Bir kurban bayramı günü ,sarıklı, sakallı, cübbeli iki müslüman , kurban etmek için bir inek alırlar. Hindu mahallesinden geçerlerken, bir hindu önlerine çıkarak ineği ne yapacaklarını sorar. Kurban edeceklerini söylerler. Hindu ( ey ehali! Yetişin tanrımızı kurban edecekler.) diye bağırır.Müslümanlar da , ( Ey müslümanlar yetişin kurbanımızı elimizden alıyorlar) diye feryad eder. Hindularla müslümanlar toplanırlar. Sopalarla bıçaklarla birbirlerine saldırırlar. Yüzlerce müslüman katledilir. Fakat ineği hindu mahallesinden geçiren iki kişinin İngiliz sefaretine girdikleri görülür. Bu hal gösteriyor ki bu fitneyi çıkaran İngilizlerdir."
...Işığın ne olduğunu anlatamam size, ama ne olmadığını anlatabilirim... Işığı harekete geçiren nedir? Işik nedir? Eugene Marais Beyaz Karıncanın Ruhu
Reklam
Canavara inanmayan tek çocuk küçük Simon'dur. Herhalde kendi iç dünyası ışık içinde olduğundan, tüm çocukların ödünu koparan karanlıklardan hiç korkmadığı için geceleyin tek başına ormana giden, ara sıra bayılıp bir çeşit sara nöbeti geçiren Simon'u, öteki çocuklar kafadan biraz çatlak bilirler. Simon herkesin derdini dert edinir. Simon, " Bizden başka canavar yok belki" derken, Golding'in de belirttiği gibi, "insanlığın başlıca hastalığını" dile getirmek ister. Kitaba adıni veren Sineklerin Tanrısı, bu hastalığı, yani insanların içindeki kötülüğü simgeler. Sineklerin Tanrısı, üstüne sineklerin konduğu bir domuz başıdır.
Sayfa 257Kitabı okudu
En bi sevdiğim
Ve bitti Sonra yalnız bir opera başladı ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda yorgun, kirli ve umutsuz geçmişim oysa bilmediğin bir şey vardı sevgilim Ben sende bütün aşklarımı temize çektim imrendiğin, öfkelendiğin
Sonsöz
“Canavara inanmayan tek çocuk küçük Simon'dur. Herhalde kendi iç dünyası ışık içinde olduğundan, tüm çocukların ödünü koparan karanlıklardan hiç korkmadığı için geceleyin tek başına ormana giden, ara sıra bayılıp bir çeşit sara nöbeti geçiren Simon'u, öteki çocuklar kafadan biraz çatlak bilirler. Simon herkesin derdini dert edinir: Barınakların yapılmasında Ralph'a yardım eden tek çocuktur. Jack, ava katılmadığı bahanesiyle, kızartılmış domuz etini Domuzcuk'tan esirgeyince Simon kendi payına düşeni Domuzcuk'a verir; küçüklerin erişemediği yüksek dallardan en olgun meyveleri koparıp onlara sunar. Bunlar iyi yürekli insanlara özgü davranışlardır. Ama Simon sadece iyi yürekli olmakla yetinmez. Bir mistik, bir ermiştir bu küçük çocuk. Simon yalnız gerçeği değil, geleceği de bilir. Örneğin Ralph'ın günün birinde bu adadan kurtulacağı, evine geri döneceği içine doğduğu gibi, canavarın dış dünyada değil, çocukların kendi içlerinde olabileceğini anlar. Simon, ‘Bizden başka canavar yok belki’ derken, Golding'in de belirttiği gibi, ‘insanlığın başlıca hastalığını’ dile getirmek ister. “ Mina Urgan
Mina UrganKitabı okudu
(...) 8 yıl kadar sonra genç Dante Alighieri Floransa'da Beatrice Portinari'yi gördüğünde benzer bir deneyim yaşayacaktı. Kızı görür görmez ruhunun şiddetle titrediğini hissetti ve şöyle bağırır gibi olduğunu duydu: "İşte beni yönetmek üzere gelen benden daha güçlü bir tanrı." O anda Dante, Beatrice'e duyduğu sevginin yönetimindeydi; Beatrice "ilgelemin ona verdiği güçle" efendi olmuştu.* Beatrice İlahi Komedya'da Dante için kutsal sevginin imgesi olmayı sürdürdü. Bunun kendisini cehennem, araf ve cennetten geçirip Tanrı görünümünün karşısına çıkaran hayali bir yolculuğa çıkarışını anlatır. Dante'nin şiiri Muhammed'in göğe çıkışının Müslüman açıklamalarından etkilenmiştir; gerçekten de onun yaratıcı imgelem görüşü Muhyiddin Arabi'ninkiyle aynıdır. Dante, Aristoteles gibi "imaginativa"nın dünyevi yaşamdan devşirilen imgeleri yalnızca bir araya getirdiğini ileri sürer; bu kısmen Tanrı'nın verdiği esindir: Ey hayal (imaginativa) sen ki bazen bizi çevremizde Binlerce boru çalınsa da işitmeyeceğimiz kadar Kendimizden geçirir ve alıp uzaklara götürürsün, Seni harekete geçiren duyular değilse nedir? Kendiliğinden veya onu buraya gönderen bir iradeyle Gökte şekillenmiş bir ışık mıdır bu?* * La Vita Nouva, çev.: Barbara Reynolds (Harmondsworth,1969) s.29-30 *Dante, İlahi Komedya
Sayfa 344 - Pegasus Yayınları,2.Baskı,2017
Reklam
içi geçmiş bir kral, bir ayağı çukurda, tıknefes ve kör, leş gibi ,bir kral. Bir sürü prens, alıklar soyu, halkın nefreti içinde soluyan, tortular. Cahil, duygusuz ve sağır yöneticiler, yapışmışlar sülük gibi ,bitkin ülkelerine, düştü düşecekler, bir fiske bile istemez, kanla o kadar şişmişler. Aç ve çıplak bir halk, ezilen ezilen ezilen bir halk, ham topraklarda. Özgürlüğü boğan bir ordu, halkını kırıp geçiren ve soyan çöpüne dek, kim baştaysa onun uşağı, onun kulu kölesi bir ordu. Ve yasalar, suça iten, yoldan çıkaran, astığı astık, yaldızlı ve kanlı. Ve tanrısız bir din ve kutsal bir kitap, hiç açılmaz bir kitap, mühürlü. Ve bir senato, zorla ayakta duran, kokuşmuş, sarsak, gücü kuru. Ölümsüz bir ışık doğacak yarın bütün bu mezarlardan, boğacak aydınlıklara kasırgalı günlerini çağımızın.
209 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.